Kitap |
OKUDUM
Nedense bugün kahvaltıdan beri “Hiçliğin kıyısında, hiçlik” kelimeleri dolandı durdu aklımın ucunda.
Canım sıkıldı bir süre blog gezmemden sonra ve bilgisayarı kapatıp uzun bir süredir kapalı olan televizyonu açtım belki bir şeyler değişir diye.Önce haber kanallarını karıştırdım, Mısır’da bir kilisede patlama olmuş ve 20 civarında ölü bir o kadar da yaralı varmış. Zaten canım sıkkın; tuzu biberi oldu can sıkıntımın bu haber ve geçtim başka kanallara. Birkaç defa seyretmiş olduğum eski bir film denk geldi beş on dakika ona baktım öylesine; olmadı rahatlayamadım ve kapattım televizyonu.
Bu arada
aklımın ucunda dolanıp duran “Hiçlik ve Hiçliğin kıyısında” kelimeleri daha da
hızlı dolanmaya başladı. Okuduğum bir
kitaptı “Hiçliğin Kıyısında” isimli kitap ve arayıp buldum. 13.09.2016 da
okumuşum, göz attım tekrar hızlı bir şekilde ve hafızam tazelendi birden.
Sabahleyin elim
yazmaya varmıyordu bir türlü. Çarşıya çıkmak için daha erken diye düşünüyordum
ve bir şeyler yapamamaktan çok daha fazla sıkılmaya başlamıştım. Bir kahve
yaptım kendime. Kahveyi içtikten sonra biraz canlandım; karar verdim bu kitabı
tanıtmaya ve düşüncelerimi paylaşmaya.
Okuduğum
kitaplardan bir tanesini daha tanıtmaya çalışacağım bu yazımda. Okuduğumda heyecanla
devam etmiştim kitabı okumaya.
-Hiçliğin Kıyısında:
Yazar: J.A. Redmerski
Yayıncı: Ephesus Yayınları
Çeviri: Süreyya Çelikoğlu
Sayfa: 467
Türü: Roman
Türkiye’de
yayınlanması 2016’da olmuş, New York Times, Wall Street Journal ve Usa Today
Bestseller arasına girmiş olan çok okunan bir yayındır.
Kitap: Bir
genç kızın yaşamından kesitler anlatıyor. Başından trajik olaylar geçen genç bir
kız alıp başını yollara düşer tek başına, hiçbir amacı ve hedefi yoktur. Yollar
nereye götürürse oraya gidecektir. Bir otobüsten iner diğerine biner, derken
tesadüf eseri kendisi gibi erkek genç biriyle tanışır.
Erkek delikanlı
da gizemli biridir. Zaman zaman yolları kesişir. Kendiliğinden gelişen
olayların sonunda tanışıp birlikte olurlar ve kız gizemin ne olduğunu anlar bir
gün. Âşık olmuştur genç erkeğe, aradığını bulduğunu düşünmektedir. Hiçliğin kıyısında
tutunan delikanlıyı yaşama döndürme konusunda çabalar ve başarılı da olur.
Genç erkek
beynindeki ölümcül bir urla dolaşmaktadır ve kendini cezalandırdığı için
tedaviyi ihmal etmiş kendini böylece ölüme terk etmiştir aslında. Hastaneye kaldırılır.
Âşık olduğu kişinin ailesinden durumu
tam açıklığıyla öğrenen genç kız bir süre sonra komadan çıkan delikanlıyı ikna
eder son ve çok düşük olan yaşama şansını kullanmasını; ameliyata razı olmasını
ister ve söz alır kendisinden.
Ameliyata girer delikanlı, çıktığında mucize
haberini alırlar, hiçliğin kıyısından dönmüşlerdir birlikte ve bundan sonraki
yaşamları delikanlının ailesiyle birlikte mutlu sonla biter.
Böylece özetlemiş
oldum kitabı. Sürüklüyor okurken. Sıkılmıyor insan. Sıradan bir macera romanı
gibi okunuyor. Elbette macera değil içerik ve bir veya birkaç kişinin
yaşamlarından kesitler sunuyor.
Dünya’da çok
insanın zaman zaman aklından geçendir aslında alıp başını bir yerlere gitmek,
özellikle ıssızlık, yalnızlık, yeşillik özlemi gelişir bazen sessizce içimizde
ve isyan ederiz yaşama ve yaşadıklarımıza.
Özellikle aklımda
dolanıp durduğundan bahsettim “Hiçliğin kıyısında, hiçlik” kelimelerini. Hiçlik: Tükenmişlik duygusudur özünde ve
insanın kendisini bitkin, bir şeye yaramaz, yaşama amaçlarını tüketmişlik,
yaşamaya değer bir şey bulamama gibi kelime ve cümlelerle özetlenebilir bu
duygu. Veya benim aklıma gelen tarif şekli bunlar.
Elbette bu
bahsedilen konu ve duygu durumu uzun sürerse insanı gerçek anlamda bitişe doğru
sürükleyen rahatsızlık şekline dönüşmüş olur. Buna fırsat vermemek gerekir;
bunun içinde bu duygu durumundan sıyrılmanın yolları düşünülmeli, kendi kendine
aşabilmek oldukça zor ve çelik gibi irade gerekir; yardım almak en doğru
davranış olacaktır.
Özellikle bahar
ve kış aylarının başlangıçlarında sık sık yaşanılan bu duygu durumu depresyon
şeklinde kendini gösterdiği bilinir. Altında yatan yaşanılan şeyler olsa da
iklimsel değişikliklerin bünye üzerinde yarattığı etkiler duygu durumumuzu da
etkiler.
İnsan dediğimiz
yaratığın yaşamında bana göre en önemli faktör duygu durumu. Yönlendiren, iyi,
kötü gibi kavramları gün yüzüne çıkarır duygu durumumuz.
Duygularımızı
neler etkiler? Diye düşündüğümde aklıma ilk geliveren aslında beslenme ve yaşam
koşulları diye geçiveriyor hemen aklımdan. Eğer bünyemizin ihtiyaç duyduğu mineral vb.
ihtiyaçlarını düzgün ve sürekli karşılayabiliyorsak, beynimizde de ona göre
hormonlar salgılanıp kendimizi iyi veya kötü hissetmemizi sağlıyor olduğunu
artık bilimsel olarak biliyoruz. Dolayısıyla yardım aldığımızda bize verilen
ilaçların içerisinde hormonları dengeleyici etkiler oluyor. Hormonlarımız dengelendiğinde
hislerimiz yani duygu durumumuz da değişiyor.
Neyse ben
fazla ukalalık yapmayayım artık bu işleri bilen birilerinden okumak daha doğru
olur. Benimkisi yalnızca içimden geçen
düşünceler ve onların dışa vurumu.
Şimdilik hoşça
ve sağlıcakla kalın.
09-04-2017
Halil
Gönül
Görsel: Halil Gönül
Yorumunuz için teşekkürler Halil Bey. Benimde listemde olan ama almaya fırsat bulamadığım bir yazar. Bakalım ne zaman alırım.
YanıtlaSilBeyda'nın Kitaplığı,
Silumarım en kısa sürede okursunuz. :)