Bebek-Anne |
Merhaba
sevgili misafirler,
Bu
yazımda hiç ağlamayan bebeklerin sırrını paylaşacağım sizlerle. Neden böyle bir
şey yazdığımı sorarsanız: Sevgili Eylül annesi nin linkteki yazısını okuduğumda aklıma geldi.
Sevgili
“Eylül annesi bence de haklı sitemlerinde, ancak benim burada belirtmek
istediğim konu sevgili “Eylül annesi” nin yazdıklarıyla ilgili tartışmak değil,
aksine yazılarını okuduğumda yıllar öncesi tesadüfen okuduğum bir yazı aklıma
geldi ve aklımda net olarak kalanları yazmak istememdi.
Yazının
başlığından da anlaşıldığı üzere, Fiji Adası’nda bebekler, bebeklik
dönemlerinde hiç ağlamazlarmış ve ağlamak nedir bilmezlermiş. Bebeğin ağlaması
da yadırganırmış oldukça.
Peki neden
ağlamazmış oradaki bebekler?
Aslında
çok basit. Çünkü: Bebeklerin bebeklik dönemlerinde belirli ihtiyaçları vardır. Bunlardan
en önemlisi de güven duygusudur. Aslına bakılırsa tüm insanlar için geçerli
olan bir duygudur güven.
Bilirsiniz
bebek ilk doğduğunda annenin kucağına tutuşturulur hemen. Daha doğar doğmaz
annesinin kokusunu sindirir içine ve telepatik bir bağ kurar annesiyle. Bu bağ
ömrü boyunca da devam eder.
Diğer familyamıza
ait canlılarda da benzer bir durum vardır. İlk doğan yavruları hemen anneleri
yalar, temizler ve emzirir.
Yeni doğan tay ve annesi |
Bebeğin
ağlaması için birkaç sebep vardır, bunlar: Herhangi bir rahatsızlık, altının
ıslaklığı ve açlık. Bu üç durum dikkate alındığında pek şikâyeti olmaz bebeğin, annesinden uzakta kalmaktan başka. Annesinden uzak kalan bebekler de annesinin
kokusunu algılayamadıklarında tedirginlik yaşayıp mızmızlanmaya başlarlar. Zaman
ilerledikçe baba kokusu ve baba enerjisi tanınmaya başlar. Bu durum sarılıp,
okşanmakla ve yakın olmakla direkt ilgilidir. Ancak babadan çok ilk göz ağrısı
anneleridir. İstisnasız her zaman annelerini tercih ederler. Anneleri yanlarında olduğu zaman kendilerini daha rahat ve güvende hissederler.
Geleyim
Fiji adasındaki bebeklere. Elbette o bebeklerinde başka yerdeki bebeklerden hiçbir
farkı yok ancak oradaki bir uygulama, her yerde olandan çok daha farklı ve
uygulanabilir duruma gelmiş; bütün insanlar da kabullenmiş uygulamayı.
İlk bir
yaşına kadar bebekler annelerinin sırtından indirilmezmiş. Nedeni ise: bebek
isteğini kıpırdanmaya başlayarak, yani huzursuzlanmaya başladığı zaman daha
ağlamaya meyillenmeden hemen anne durumu anlayıp bebeğin ihtiyacını giderirmiş.
Açsa emzirir, altı ıslaksa altını değiştir, bunlarla yetinmezse bebek
sızlanmaya veya huzursuzluğunun devamında rahatsızlığı araştırılıp giderilirmiş
en kısa zamanda.
Dolayısıyla
bütün ihtiyaçları anında karşılanılan bebekler de ağlamak için bir neden
bulamazlarmış.
Bizde oldukça
ters bir uygulama hakimdir, “Bebeği kucağa alıştırmayacaksın.” Ben annesinin sırtına sarmadım ama, açlık
aralığını belirlediğimde ona göre çetele tutmuş ve her iki saatte bir sütünü
vermiştik gece gündüz demeden. Özellikle geceleri nöbetleşe yapıyorduk bu işi. Anne
sütü olmadığı için de biberonla besliyorduk. Dolayısıyla ihtiyacı zamanında
fark edilip karşılanan bebekler fazla ağlamaya ihtiyaç duymuyor ben de fark
ettim. Bizim oğlanın fazla ağladığını pek hatırlamıyorum. Ancak bir aşıdan
sonra ortalığı yıkmıştı bir yaz gününde ve salonun ortasını buzluğa çevirmiştim, leğenler içinde buzlarla doldurarak. Baktım olmuyor, kucaklamak için kolundan
tuttuğumda birden arttı huzursuzluğu ve ağlaması. İşte o an fark ettim ki
kolundaki aşı yeri şişmiş ve morarmış. Üzerindeki kıyafet sürttükçe ağrıyor,
yere dokununca veya biri dokununca basıyordu yaygarayı.
Hoşça ve
sağlıkla kalın.
11-05-2017-1526
Halil
GÖNÜL
Görsel:Pixabay.com
Bende ufak doğan bir bebek olarak hiç anne sütü emmedim zamansız doğmuşum 7 inci ayımda :) 1 ay hastahanede bakımda kalmışım anne görmeden ve annemde beni görmeden kucağına almadan :) sonra beni anneme vermişler. :) Bu çocuk hiç huzurlu olur mu :) haliyle büyümem biraz zor ve evdekilere sabır isteyen bir hale gelmiş :) Biberon gelsin diye ağlarmışım bieron bitince yine ağlarmışım. :D ehehe Güzel yazı elinize sağlık. Her milletin insanının evladını büyütüş şekli farklı oluyor. Bizimde öyle batının evladını büyütme ve yetiştirme şekli farklı doğununda. Ancak çocuk her yerde her ülkede çocuktur, masumdur.
YanıtlaSilSaygılar.
Fakir Yazar.
Merhaba sevgili Fakir Yazar, haklısınız. Ne yazık ki yaşam süremizde bazı şanssızlıklar yaşanıyor. Ama şanslısınız ki: Bir anneniz ve aileniz var. Güven duymak biraz zaman almış belki de ama her şeye rağmen yaşam devam ediyor öyle değil mi?
SilTeşekkür ederim nazik ziyaret ve yorumunuz için. Hoşça kalın. Sevgi ve saygılarımla. :)
Eskiden bizim kadınlarımızda sırtına sarardı bebekleri. Şimdilerde annelik de evrim geçirdi. Ruhsuz bir şey haline dönüşmeye başladı ne yazık ki. Çocuklarda eğitilebilir, koşullandırılabilir canlı metalar halini alıyor. İlginç bir yazı olmuş, kaleminize sağlık hocam.
YanıtlaSilmerhaba sevgili Süleyman ÖZKAN, teşekkür ederim nazik ziyaret ve yorumunuz için. haklısınız; zaman içinde çok şey değişiyor. Değişimlerin çoğu sorgulamaya açık bence de. Hoşça kalın.
YanıtlaSilah ne güzel işte bak ada gibi yok. adada yaşamk en güzeli zaten. büyükadam geldi şimdi bir büyükada yapmalı :)
YanıtlaSil:)))))))), :)))))
SilDün bende araştırdım bu adayı hakikaten çok ilginç bir durum ya hatta eşim hadi o adaya tasinalim dedi 😊 paylaşım için teşekkürler ☺
YanıtlaSilBen de gidecektim ama eşimi razı edememiştim o zamanlar. :)
SilDün bende araştırdım bu adayı hakikaten çok ilginç bir durum ya hatta eşim hadi o adaya tasinalim dedi 😊 paylaşım için teşekkürler ☺
YanıtlaSilMerhaba sevgili Eylülannesi. Rica ederim, yararlı olabildiysem sevinirim. Hoşça kalın.:)
SilHalil bey güzel bir yayın olmuş,bloğunuzu Handan b olarak takipteyim. Ben de adanın kerameti mi var diye düşünürken, marifetin uygulamadan kaynaklı olduğunu anlıyoruz. Söylediğiniz gibi, bize pek uygun olmayan bir uygulama, gerçekten de her istediği anında yerine gelen bebek ağlamak için neden bulamamıştır:).
YanıtlaSilMerhaba sevgili +gooogoook. Nazik ziyaret ve yorumunuz için teşekkür ederim. Haklısınız. :)
SilHoşça kalın.
Güzel bir yazı olmuş araya hatıralarınızı da katmanız ayrı bir tat vermiş. Elinize sağlık
YanıtlaSilMerhaba sevgili +Ferhat Uğur BAYRİ.
Silbeğendiğinize sevindim, teşekkür ederim. :)
Sadece fiji adasında değil tüm dünya da bebekler,çocuklar ağlamasın. Güzel paylaşımınız için teşekkürler.
YanıtlaSilMerhaba sevgili +İlknur Han.
SilGüzel dileğiniz için teşekkür ederim. Dileğinizin gerçek olması temennimle, hoşça kalın. :)