“İki
kaşığı yan yana olmayacak kocanın, iki kaşığından birini mutlaka kıracaksın!”
BÖLÜM-13
16 Mart 1989
FATMA'NIN SORGULAMASI
KAŞIK
"Fatma'nın özlemleri" |
Fatma
neye uğradığını anlayamamıştı, birden olmuştu her şey. Kızıp bağırmadan, hiçbir
şey söylemeden ilk defa böyle bir şey yapmıştı kocası. Elindeki çatalı ve
masanın üzerinde bulunan ufak tefek şeyleri fırlatmıştı lavaboya. Bardak tuzla
buz olmuş, dağılmıştı mutfağın her yanına. Sesler kulaklarında yankılanıyordu
sürekli.
Yerinden
kıpırdayamadı bile Veysel çıkıp giderken, soramadı da hiçbir şey. Ağzını açmayı
düşünememişti bir anda. Bir süre bekledi oturduğu sandalyesinde ve gözleriyle
taramaya başladı cam kırıklarını.
Bahçe kapısının sesi geldi bir süre sonra “Tak” diye. Anlamıştı o zaman kocasının dışarıya çıktığını ve çok kızgın olduğunu. İyi mi etti, kötü mü etti düşünemiyordu, belki evde kalsa daha kötü şeyler olacaktı...
Bahçe kapısının sesi geldi bir süre sonra “Tak” diye. Anlamıştı o zaman kocasının dışarıya çıktığını ve çok kızgın olduğunu. İyi mi etti, kötü mü etti düşünemiyordu, belki evde kalsa daha kötü şeyler olacaktı...
“Neyse!” dedi
kalktı masadan epeyce bir süre sonra. Ayağa dikildi, etrafına bakındı önce,
sonra da elektrik süpürgesi geldi aklına. Olmayacaktı elektrik süpürgesiyle,
mecburen elle tek tek toplanmalıydı cam kırıkları. Belki ondan sonra tutulurdu
süpürge, orta yerlerdeki ince parçaları toplamak için.
Yürüyeceği
yerlere dikkatlice baktı, camların üzerine basarsa ayağına batardı çünkü.
Terliklerinin altı inceydi. Daha kalın bir şeyler ayağına giymeyi düşünerek
ayakkabılığa doğru yöneldi…
Ayaklarına,
tabanları daha kalın bir ayakkabı giydi her ihtimale karşı ve bir tas aldı
eline. Topladığı cam parçalarını içine doldurdu. Bir süre topladıktan sonra
etrafına göz attı dikkatlice. Artık iri cam parçası kalmadığından emin olunca
elektrik süpürgesini getirip çalıştırdı ve girebildiği her yere sokarak
temizlemeye çalıştı cam parçalarını. Sırça camın battığı yerde verdiği acıyı
iyi biliyordu çocukluğundan.
Tekrar sandalyeye
oturdu nefeslenmek için. Aslına bakılırsa süpürgenin sesi rahatlatmıştı onu bir
süreliğine, kafasını meşgul etmişti. Başka bir şey düşünmemesi iyi gelmişti. Oturunca
aklına geldi yine kocası. Nerelerdeydi acaba? Gelince davranışı nasıl olacaktı?..
“İyi ki
kaynana yoktu, bir de onunla yüz göz olurduk durduk yerde. Kim bilir, belki de
o hınzırlık yapıp oğlunu kurup gitmiştir, yapar mı yapar hani!”
Televizyonu açtı, daha açar açmaz haberler başladı, öylesine geçip oturdu karşısına. Son dakika haberleri geçiyordu alt yazıda. Pek ilgisini çeken şeyler değildi haberler. Amerika, Avrupa veya başka bir memlekette olanlar umurunda değildi, hatta kendi yaşadığı yer bile umurunda değildi hiç. Sıkıldı kısa sürede ve kapattı televizyonu.
Televizyonu açtı, daha açar açmaz haberler başladı, öylesine geçip oturdu karşısına. Son dakika haberleri geçiyordu alt yazıda. Pek ilgisini çeken şeyler değildi haberler. Amerika, Avrupa veya başka bir memlekette olanlar umurunda değildi, hatta kendi yaşadığı yer bile umurunda değildi hiç. Sıkıldı kısa sürede ve kapattı televizyonu.
Kafasından
geçen düşünceleri frenleyemedi bir zaman... Kızgınlık, kin ve başkalarına acı çektirmek istiyordu, nasıl kendisi çekiyorsa onlar da çekmeliydi bir şekilde... Biraz rahatladığını hissetmeye başlamıştı, duvardaki asılı ceviz kaplamalı eski saate takıldı gözleri. Zaman akıp geçmişti sanki çok çabuk...
“Şu işlere
bak sen, başkasının başına nur yağıyor evlenince, kimsenin bir şey sorduğu yok, bizimkine taş yağacak
neredeyse! Hizmetçisi oldum evin. İyi ki şu altın maltın günlerine gidip kafayı
dağıtıyorum yoksa çıldırırım ben bu evde.”
Fatma için
için kendi durumundan hayıflanıyordu. Bir sürü arkadaşları olmuştu günlerde,
birlikte ne güzel eğleniyorlardı akşamlara kadar. En az haftanın üç günü günlerde geçiyordu,
bir günü kuaförde, bir günde dışarıda buluşuyorlardı sohbet ve kahvaltı için. Öğleye
kadar nasıl da geçiveriyordu zaman, anlayamıyordu.
Kaynanası birkaç
kez üstü kapalı laf çarptırmıştı ama, önemsememişti ihtiyarı. Artık evin hanımı
olmanın zamanı geldi de geçiyordu. Herkes yerini bilmeliydi, bu günlere kadar
kaynana diye bir şey demedim saygımdan
diye düşünmeye başlamıştı. Artık annesinin dediği gibi dişini göstermeliydi
anlayacağı dilden.
"Uçan Kadın" |
İlk işim şu
köhne evden kurtulmak diye düşünmeye başladı Fatma, geniş ve iyi bir semte
taşınmalıydı, kaynanası yerinde kalsındı ona göre. “Evde çekemem daha” diyerek
hırsla kalktı sandalyeden ve süpürgeyi aldığı yere yerleştirdi.
Mutfağı tamamen
topladıktan sonra duş almak için banyoya girdi. Gördüğü manzaraya çok şaşırdı
ve kızdığını hissetti birden. “Bu ne yahu,
dağ başı mı burası yoksa ahır mı. Bütün çamaşırlar sepetin dışındaydı,
taşmışlar sepetin dışına ve kapıya yakın olan çamaşır sepetinden taşan
çamaşırlar kapının arkasına kadar yayılmışlardı. Ayaklarıyla iterek bir araya
topladı hepsini de. Soyunarak duş almak için girdi duş teknesinin içine ve suyu
ılıştırarak açtı tamamen. Bir süre altında kaldı suyun. Biraz rahatladığını
hissetmeye başlayınca daha da beklemenin iyi olacağını düşündü. Hiç hareket
etmeden durdu bir süre…
Anlasınlar kıymetimi
biraz diye içinden geçirerek yürüdü yatak odalarına, hiçbir şey yaranmıyor
bunlara. “Yemek de yok, kahvaltı da,
çamaşır, bulaşık desen o da yok. Dünya kaç bucak öğrensinler bakalım! Kıymetim anlaşılır
belki! Hizmetçi miyim yoksa evin hanımı mı öğreteceğim onlara!..”
Kafasına koydu
mu ne pahasına olursa olsun yapardı Fatma, çocukluğunda da aynıydı; az mı sopa
yemişti anasından bu yüzden. Akşamlara kadar odasında kapatılıp aç kaldığı
günler ve geceler olmuştu da bir türlü inatlarından vaz geçmemişti de en
sonunda babası el atmıştı duruma ve anasını razı etmişti bir iş buyurmamaya. Rahatlayıvermişti
ondan sonra ve sokaklardan ve arkadaşlarından gelmek canı istemez olmuştu. Çoğu
zamanlar da yatmaya geliyordu.
Hatırladıkları
da vardı arada arkadaşlarında kaldıklarını, özellikle hafta sonlarında yapardı…
12-08-2017
Halil GÖNÜL
Görsel:Pixabay.com
Fatma'nın akıbetini merak ettim şimdi. Arkası yarın galiba.
YanıtlaSilEbemkuşağı,
Silevet, arkası epeyce devam edecek dizi olarak. Gördüğünüz gibi, şimdiye kadar "kaşık" etiketi altında 13 bölüm yayınlandı. Ayrıca merak etmeniz beni umutlandırdı.
Hoşça kalın. :)