"Tulukta tereyağı" |
Dede ve Arkadaşlarının Çaldıkları Tereyağının Marifeti
Cemheri’ciğim
sen hatırlarsın o nineyi; az inek otlatmadık birlikte. Hatırlıyor musun, hani
birisinde bizim katık kalmamıştı da onda da ekmek yokmuş ama domates varmış bir
tane. O da küçücük bir şeydi. Ekmekleri torbaların üzerine serip domatesin
suyunu damlatmıştı önce arkasından domatesi sürmeye başladı, en sonunda da bir
şey kalmamıştı elinde domates namına. Nasıl da tatlıydı o ekmekler
hatırlamışsındır umarım. İşte o nine.
Dedeyi
kesin hatırlarsın zaten; şu kurtuluş savaşına katıldığı halde üç günlük
kaçaklığı çıkmasından dolayı maaş bağlanmayan dede yahu. Tarih derslerine
gelirdi de muşu, yemeni falan anlatırdı ya.
Az
mı marşlarını dinledik diğer maaş alan dedeyle ikisinden; biri içeride diğeri
dışarıda söylerlerdi. Maaş alan dede daha gençti ona göre ve savaşın sonuna
doğru gitmişler cepheye. Diğer dede savaşa katılmış bizzat ama nereden bilsin
üç günlük kaçaklığının bu işlere yol açabileceğini.
Kaçmasının
sebebi de ishal olmuşlar arkadaşlarıyla birlikte çalıp yedikleri tere yağından.
Ekmekleri yokmuş kaçtıklarında ve bir dağ evinde çobanın yağlarını bulmuşlar ve
bir işkembenin yarısına kadar olanını çalmışlar ve o gece yemişler
parmaklayarak hepsini de. Bir saate kalmamış zaten olan olmuş ve bağırsakları
yalama olup oluk gibi akıyormuş ishal, zapt edemiyorlarmış bir türlü.
O
kaçaklığı da oradan geliyormuş, kimselere inandıramamış. Kahroluyordu
biliyorsun, sekiz on sene askerlik yap üç gün ishal ol maaş bağlanmasın asker
kaçağısın diye.
Biliyor
musun ben inanıyordum dedeye ve dediklerine. Ne kadar içten anlatıyordu o cephe
durumlarını, kaçışlarını, saklanışlarını; yaşıyordu yeniden adam anlatırken.
Anlatırken gözleri dalar giderdi, capcanlıydı sanki anlattıkları o anlarda. O
anlatırken ben kendimi cephelerde görürdüm her zaman.
Kahvenin
önünde nasihatler verirdi hani: “her deliğe sokmayın elinizi bazısında yılan
vardır, şimdiki aklım olsaydı başına naylon bağlardım” derdi ya sürekli;
çocuklarından şikâyet edemediği için. Şimdi anlıyorum ki adamcağız “doğum
kontrolü uygulayın” diyormuş o zamanlarda.
Şimdilik benden bu
kadar havadisler sevgili kardeşim Cemheri. Tez çalışmama yoğunlaşacağım biraz
artık, oldukça boşladım bu aralar. Verip bir an önce kurtulayım bari de başka
işlere bakayım.
Haberlerini bekliyorum, herkesin
selamı var sana, dört gözle gelmeni bekleyeceğiz. Fırsat yaratmaya çalış, olur
mu sevgili kardeşim benim.
18/
Devam edecek.
Görsel: Google Görseller
Tüylerim diken diken oldu. Biliyorsunuz ben de öykü yazıyorum. Bana bazı yazılarınız ilham niteliğinde. Dilerim yazmaya devam edersiniz; sevgiler.
YanıtlaSilbahce perim,
Silbakın buna çok sevindim işte. Evet zaman zaman devam edecek bu tür öyküler.Sevgilerle hoşça kalın. :)