"İlham Perisi" |
Derken akla karayı seçiyorum tabii ki
ben de sabahın körü oluyor pösteki sayarken. Aklımda bir sürü konu ve
kelimeler, cümleler, harfler, rakamlar derken ezan okunmaya başlıyor arkasından
da ortalık aydınlanmaya başlayınca uyu uyuyabilirsen artık. İnsanlar
ayaklanmaya başlıyorlar paldır küldür. Ortalıkta bir trafik uğultusu; günün
cafcafı başlıyor başkaları için, benimse heyheylerim geliyor uykusuzluk ve
sinir gerginliğinden.
Bu gece
kulağıma fısıldanan şey: her şeyin bugüne kadar söylenmiş olduğu ve söylenecek
sözün kalmamış olduğu; söylenenler ise hep söylenmişlerin aynısı tıpkı
yaşananların ve yaşanacakların da daha önceden yaşanmış olduğu gibi.
Kelimelerden oluşan cümleler ile yaşanan hayatlar birbirine benzerdir; daha
öncekilerin tekrarından ibarettir her ikisi de.
Size tercüme
edivereyim ilham perilerimin söylemek istediklerini.
Demek istiyorlar ki: Bütün kelimeler daha önceden söylenmişlerdir, söyleyecek bir şeyin varsa öncekilerden farklı olmasını da istersen aynı kelimeleri kullanarak kurduğun cümleler farklı olmalıdır, aksi halde tekrardan başka bir şey değildirler ve sana ait olamazlar.
Demek istiyorlar ki: Bütün kelimeler daha önceden söylenmişlerdir, söyleyecek bir şeyin varsa öncekilerden farklı olmasını da istersen aynı kelimeleri kullanarak kurduğun cümleler farklı olmalıdır, aksi halde tekrardan başka bir şey değildirler ve sana ait olamazlar.
Yaşamlarda
birbirine benzerdir aslında eğer senin yaşamının diğer yaşanmışlıklardan farklı
olmasını istiyorsan farklı yaşamalısın hayatını ve farklılıkların olmalı
diğerlerinin yaşadıkları yaşamlardan ki: sana ait olabilsin. Aksi halde “kopya”
muamelesi yapılacaktır ve hiçbir şeye katkısı olmayacaktır, katkı sağlamayan
bir şeyi başkaları neden önemsesin?
Enine boyuna
çekip uzatırken sabah oldu ama bir türlü de netleştiremedim her şeyi. Tekrarlanmışlık
ve ayrılmak ötekilerden. Hem aynı şeyi yapacaksın hem de ayrılmış olacaksın;
paradoks gibi sanki.
Evet yaşanan
şeyler benzer genellikle, şeytan ayrıntılarda gizli. Bizim oralarda bir söz
vardır. “Herkes sakız çiğner ama Avşarlı Fatma gibi kimse çiğneyemez.”
Eskilerden şimdiki gibi naylon sakızlar mı var, yok elbette. Çamlardan bulunan
sakızlar ağızda dağılmadan tükürükle yoğrularak çiğnenebilecek hale getirilir.
Adına da çam sakızı denilir. Bir saat kadar çiğnendikten sonra sertleşmeye
başlar ve atma zamanı gelmiştir o sakızın. İşte Avşarlı Fatma sakızı hiç zayii
etmeden çiğnenecek hale getirirmiş ve diğerlerinden farkı buymuş.
Avşarlı
Fatma olamadıktan sonra yaşananlar ve yaşayanlar aynıdır, Ali, veli, Ayşe Fatma
olması fark etmiyor.
Sözler de
aynı. Söz söyleyene göre değişiyor anlatmak istedikleri ve anlamı. Örneğin: öküz vardır öküz oğlu öküzdür; bir
de öküz vardır, öküz mü öküzdür.
Uysa da yazdım uymasa da yapabileceğim bir şey
yok artık.
Hoşça ve
sağlıkla kalın. Yaşamınız ve cümleleriniz sizlere özgü olsun.
13.12.2017
Halil
Gönül
Görsel: Google Görseller
Kötüymüş bu uyuyamamak. İlham perinizin yaptığı iş mi allah aşkına? Gelecek başka saat mi kalmadı.
YanıtlaSilBenim aklımdan geçen şeyler. Bayılırım marjinal insanlara. Nevi şahsına münhasır derler ya, öyle biri olmak ya da öyle bir çocuk yetiştirmek isterdim.
Nil,
Silteşekkür ederim.
Umarım yetiştirirsiniz. Şimdiki aklım olsaydı yalnızca seyrederdim çocukları; daha çok şey öğrenmek için onlardan. Birlikte çok daha fazla oyunlar oynardım; onların kurduğu oyunlardan. :)
Aklımızı yavaş yavaş kaybettiriyorlar :)
YanıtlaSilEmre Bozkuş,
Sildeğil mi? :)
Benim periler 7 / 24 iş başında, bir tanesi ne zamandır yeşil bir böcekle ilgili bir şeyler yazmamı fısıldıyor - bir yeşil böcek olayı yaşadım da, bakın yine aklıma geldi, yazayım şunu artık. = )
YanıtlaSilbir kız bir ana,
Silbence acele edin veya özenli bir not almaya bakın tez zamanda; kaçıveriyorlar sonra. Kızdıklarında aynı şeyi söylemiyorlar tekrar. :)