"İlkel Yaşam" |
Mutluluk Kavramı Nasıl Ortaya Çıkmış Olabilir?
Mutluluk
diye bir kavram atılmış ortaya, ne zamandandır bilmiyorum ama emin olduğum bir
zaman var o da insanın insanı sömürmeye başladığı zamandır. İnsan insanın zayıflıklarını
görmeye başlayıp onların zayıflık ve zafiyetlerinden hatta cehaletlerinden
yararlanarak kendine paye biçenlerin oluşmaya başladığı zamanlarda ortaya
çıkmış bir kavramdır kesinlikle.
Yoksa
neden böyle bir ayrıcalık olsun ki, herkes birbirinin aynısıyken. Farklılık
ortaya çıkmalı ve herkes yarışmalı akıl sıra hiçbir şey düşünmeden. Bir başkası
bir başkasının emeklerini hatta hayati varlığını sömürüp ondan eminim dururken
diğeri veya öbürü nasıl mutludur bana söyleyebilir misiniz? Bence saçmalıktan
başka bir şey değildir. Zavallılıktır her ikisi de. Biri güya güçlü zavallı,
diğeri güçsüz zavallı. Al birini vur ötekine bir mutlu etmez sonuç olarak.
Neden
mi?
Zavallının
biri açlık ve sefaletle uğraşacak, çoluk, çocuk acizliğini gizleyerek kılıktan
kılığa girecek bir lokma için kırk takla atacak, diğer güçlü zavallı elindeki
onun bunun sırtından topladıklarını ne yapacağının derdine düşecek gece gündüz
yollarda ve onun bunun kıçını koklayacak adına da yatırım hatta bir adım daha
atarak akıllı yatırım diyecek, kıçından nefes alarak yaşayacak. Hangisi
mutludur sizce? Kıçından nefes alan mı, yoksa açlıktan nefesi kokan ama şükür
bu gün de bir lokma geçti boğazımızdan, allah bereket versin diyen mi?
Psikologlar,
sosyologlar ne derse desin, mutluluk göreceli bir kavram ve bilim alanların bir
kısmı bilime mi düzene mi çalıştığının farkında olmadan yola devam eder bana
göre. Bilim topluma hizmet etmeli, toplumsal kazanıma yönelik olmalı. Birilerinin çanağına veya değirmenine su taşımamalı.
Mutluluk
kavramı… Bir hırka bir lokmadan gelip dünyayı götürmeye aday bir kavram olup
çıkmış uzun bir zamandır. Düşünsenize bir memlekette yaşayanların oluşturduğu
gelirlerin yüzde doksan beş gibisi bir rakamı bu memlekette yaşayanların yüzde
üç veya beş gibisinin cebine giriyor, kalan miktarı -%3 ile 5- da geriye kalan
insanların %95 gibisi paylaşmaya çalışıyor. Leş kargaları veya sırtlanlar bile
bundan daha adil paylaşırlar buldukları leşleri.
Akıllı denilen bir sürü hiçbir şeye yaramayan insan topluluğu iyi ki birbirlerini parçalamıyorlar aleni, ortada kalan leş artığını paylaşmaya çalışırken. Neden peki? Şükür, bulduğuyla yetinme, güçsüzlük veya daha bir sürü sebep var elbette. Yoksa nasıl sürsün bu durum. Akıllara ziyandır.
Mutluluklar sevgili insanlar, eminim mutlusunuz hem de olabildiği kadar, karnınız doyuyor ya, şükür, beterin beteri var. Ölümden öte köy mü var? Yaşadığını düşünür, yarım yamalak karnı doyanlar da. Bu dünyadaki imtihanlarını en iyi şekilde vermeye çalışırlar ömürleri boyunca sürünme eğitimiyle. Eğitimi kimin başarıyla geçtiğinin ölçüsüyse başını sokacak bir damının olması büyük bir mucizedir, karnının doyması da bir o kadardır. Nasılsa ölü olduğunun farkında olmayanlar daha mutlu ve tok bir şekilde yaşarlar.
26.01.2018
Halil
Gönül
Bir çok kavram da olduğu gibi mutluluk kavramının da içi boşaltıldı. Hiç bir insan, hayatı boyunca mutlu veya mutsuz olamaz. Her insanın hayatında mutlu ya da mutsuz olduğu anlar, zamanlar vardır. Yoksulluğun mutsuzluk sebebi olamayacağı gibi zenginliğin de mutluluk sebebi olduğuna inanmıyorum. Önemli olan birbirini seven, saygı duyan bir aileye sahip olmak. O ailenin bireyleri mutludur bence. Kabul ederseniz benim naçizane düşüncem bunlar...
YanıtlaSilRABİA SERTELİ,
Silsize katılmamak mümkün mü?
Olan hep daha fazla ister demez ki yeter karnım doyuyor fazlasını da ihtiyacı olana vereyim. Bilmiyorum yıllar ilerledikçe insanlar hep fazlasını hep fazlasını istiyor. Kimse mutlu değil zenginde mutlu değil fakir de mutlu değil.
YanıtlaSilFakir Yazar,
Silevet, aynen öyle. İşte bu yüzdendir ki kendini de yiyip bitiriyor gitgide.