“İki kaşığı yan yana olmayacak kocanın, iki kaşığından
birini mutlaka kıracaksın!”
Otuz Çocuk Adalete Teslim Edilecek
Komutan öğretmenin
yanından gelinceye kadar beklediler tek sıra halinde, ayakta. Gidecekleri yol
oldukça uzundu. En yakın adaletin eli, Nahiye’ de ve oraya gideceklerdi.
Çocuklarının arkasından
boyunları buruk bakakaldı ana ve babaları, birbirlerine bakarak. Herkesin
suratında şaşkınlık vardı, neler olduğunu tam olarak anlayamayan köylüler vardı
hala. Bir türlü inanmak istememişlerdi böyle bir olaya.
Muhtar hazırlık yaptırdı,
çocuklarla birlikte Nahiye ’ye gidecek olanlar için. Biraz para, yiyecek ve
ihtiyaç duyulabilecek başka eşyalar vardı hazırlanan bohçaların içinde.
Çocuklar bu gün en geç öğleden sonra adaletin eline teslim edileceklerdi ve
ifadelerini verecekler ve suçlu bulunanlar mahkemeye çıkacaklar diğerleri
serbest kalacaklardı. Bu duruma göre muhtarın görevlendirdiği kişiler serbest
kalan çocukları geriye getirecekti.
Köylüler iki gün
beklediler merak içinde. Neredeyse köy boşalmış gibi ıssızlaşmıştı adeta,
sokaklarda sesler kesilmiş zorunlu olmadıkça kimseler evinden çıkmaz olmuştu.
İkinci günün sonunda
tepeden bulutumsu görüntüler görenler oldu, sıcaklık etkisinde dalgalı gölgeler
vardı sanki sürekli yalpa yapıyorlar karartı halinde ama ne olduklarının
seçilebilmesi zordu. Oldukça uzaktaydılar daha. Merakla toplandı bütün köy, köy
meydanında. Kim suçlu, kim suçsuz bulunmuş anlamak istedikleri ortadaydı.
Giden çocuklardan ikisi
haricinde herkes geldi geriye. Gelmeyenlerin birisi deli oğlan, diğeri de
Herkül’dü. Herkül Deli Oğlan’a yardım
etmekten suçlu bulunmuştu. Mahkemeye çıkacaklardı ve o zamana kadar tutuklu kalacaklardı.
Diğerlerinin de yargılaması yapılacaktı ama tutuklanmaları için bir neden
görülmemişti. Kendilerini diğer iki kişi tehdit etmişlerdi ve zorlamışlardı.
Onlar da korktukları için yardım ediyormuş gibi davranmaya çalışmışlardı.
İfadelerinde böyle söylemişler. Savcı da
sanki hep beraber ağız birliği etmişçesine aynı şeyi söyledikleri için serbest
kalmışlardı. Gelen çocuklar sevinçle biraz da burukça analarına sarılmışlar,
öğretmen çocuğu sormuşlardı bir kaçı.
Hüsnü’nün tedavisi devam
ederken tedaviye hızlı cevap veriyordu. Doktor sevinmişti bu duruma. Hüsniye de
çok sevindiğini açıkça belli etmese de hal ve hareketlerinden belli oluyordu
her şey. Doktorun ilk söylediğinde “Oldu bu iş, paçayı yırttı bizimkisi, bundan
sonrası daha kolay artık. Gözümüz aydın.” Dediğinde neredeyse hoplayacaktı
olduğu yerde kendini zor tutmuştu.
Günlerdir Hüsnü’nün
başında bekleyen Hüsniye’nin kardeşleri ve Fatma’ya köylüler sahip çıkmışlar ve
birer birer evlerinde ağırlamaya başlamışlardı nöbetleşe. Kendinden küçük kız
kardeşleri ve Fatma kendilerine bakabilecek durumda değillerdi daha. Hüsniye
başlarında olmazsa aç açıkta kalacaklardı.
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.