SAYFALAR

Cuma, Kasım 23, 2018

Nobel Vakfı Yöneticilerine Önerimdir

Nobel Vakfı Yöneticilerine Önerimdir

                Öncelikle bu başlığı neden attım? Açıklayayım hemen. Bilindiği üzere Nobel vakfı 1900’ler de kurulmuş olan bir vakıftır. Kendine göre seçme kriterleri doğrultusuna uygun düşen bilimsel çalışmaları teşvik etmek amaçlı ödüller verir. Gerçi siyasi amaçlardan da söz edenler yok değildir ama ben art niyetsiz bir kurum olarak dikkate alarak Dünya barışına katkısı olacağını düşündüğüm başka bir yan önereceğim. Amaç insanların aydınlanması ve düşünmelerine yönelik olmasıdır. En azından ben öyle değerlendiriyorum.
                  Düşünsenize, basit bir adliye dilekçesini bile ilkokul mezunu bile olmayan mübaşirlere yazdıran üniversite mezunlarının halini. Böyle bir eğitim altyapısıyla yetişen nesil, toplumla nasıl bağlantı kurulabilir?
                Hiç kuşku yoktur ki bilim adamlarının dünyanın gelişmesinde katkıları çok önemlidir. Buluşların insan yaşamıyla bütünleştirilmesi insanların yaşamında oldukça önemli değişiklikler yaratır ancak bir o kadar da uçurumlar yaratır toplum katmanları arasında.
                Örneğin bir zamanlar maddenin en küçük birimi diye isimlendirilen “Atom” çağımızda parçalanmıştır. Atom bombası atom’ un parçalanmasıyla ortaya çıkarılan enerjiden ibarettir. Hiroşima ve Nagazaki’de kullanılması büyük bir talihsizlik olmuştur elbette. Çok fazla insanın uzun süreli arızalarla yaşamasının yanında can kaybı da oldukça fazla olmuştur. İşin kötü yanıdır bu durum. Diğer taraftan Amerika’ya savaş kazandırmıştır.
                İnternetin bulunması ise fiziki ve sosyal bakımdan vazgeçemediğimiz bir olgu olmuştur. Elbette yaşamımızın bir parçası ve yaşamımızı kolaylaştırmasının yanında geçen zamanlar içinde yanlış kullanımından dolayı yan etkileri –bağımlılık, yanlış bilgilendirme gibi- ortaya çıkmaya başlamıştır. Özellikle dolandırıcılık yaygınlaşmaya hızla devam etmektedir.
                Fazla uzatmadan, tüm bilimsel gelişmeler dünyanın dönmesine paralel olarak insanların yaşamını öyle veya böyle etkilemektedir. Kullanabilen ve kullanamayan da dâhildir bu gelişmelere. Ekonomik, sosyal gelişmelerin paralelinde bu gelişmelerden pay alabilenlerin de zaman içinde azaldığı da bir gerçektir.
                Mevcut dünyanın daha iyi bir yer olması için dünya zenginliklerinin paylaşımının da adil olması gereklidir. Ancak dünyanın bir tarafında açlıktan dolayı, savaşlardan dolayı ölen insanların olması diğer tarafındaysa gelirin büyük bir çoğunluğunun çok az sayılabilecek düzeyde kişilerin paylaşıyor olması büyük bir dengesizlik ve uçurum yaratmaktadır. İşte bu büyük payı alanlar adeta insanların açlıktan veya savaşlardan ölmelerine sebep oluyorlar ve böylece kendi paylarını daha da büyütüyorlar.
                Dünyanın bu duruma gelmesinde en büyük etkenlerden birisinin insanların cehaletlerinden gelmektedir. Cahil ve cehaletten kastım diploma değildir. Haklarının bilincinde olmaması, çevresini görüp, analiz edebilme yetisinin olmaması, hatta okuduğunu anlayamaması olarak değerlendiriyorum. Merak olmadan hiçbir şeyin olamayacağı açıktır elbette. Ancak hiç olmazsa merak uyandırabilmek açısından dünyadaki okuryazarlar arasında daha fazla okuyup, yazmayı teşvik etmek amacıyla bir basit ödül düzenlenebilir. Bu durumun çok pahalı olması gerekmez, simgesel de olabilir başlangıçta.
                Bu yolla ne sağlanabilir dünyanın daha iyi bir yer olarak kalmasında? En başta, insanların bir kısmının ilgisi artırılmış olur. Zarar veren veya verme niyeti olanlara daha kararlı tepkiler geliştirebilirler. Okuyup, araştırıp, daha fazla sorular sorarak paylaşabilirler, böylece düşünsel paylaşım daha da artar. Bilinçli düşünen insanların çoğunlukta olması azınlıkta kalan insanları taşıması sağlanır. Böylece yöneticiler de cahillikten kurtulmak zorunda kalırlar ve kendilerini geliştirmek için zorlarlar. Bilimin gücü kendini ortaya koyar, hurafelerle, yalan, dolan, ahbap çavuş ilişkileriyle toplumlarını idare etmeye kalkamazlar; niyetlenseler bile daha ilk adımlarında ortaya çıkarılarak önlenmiş olur.
                Kısaca; düşünsel ve eleştirel okuryazarlığın gelişmesi ve yayılmasına katkısı olur. İnsanlar daha sağlıklı bağlantı kurabilir ve güç birliği sağlayabilir olumlu anlamda. Sağlıklı düşünebilen bilinçli bir insan asalaklığı tercih edemez çünkü başkasının sırtında yaşama gibi bir derdi olamaz. Asalaklardan kurtarılabilir dünya.  22.11. 18- Halil Gönül

Görsel: Google Görseller

5 yorum:

  1. Güzel öneri.. Cehalet ve cahil halk, yönetenlerin tercihidir. Böylece yönetmek ve gücü elinde tutabilmek mümkün. Toplumlar gelecekleri için farkındalığı artırmalıdır.

    YanıtlaSil
  2. duysaunlar bunuuu eveet ama nerdeeee :)

    YanıtlaSil
  3. aslakakların yanında sapıklarında alınıp başka bir boyut yada yere gönderildiği bir yer olsun bence.ama bu konuda çok umutlu değilim halil bey eğitimin içinde olan biri olarak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Alanay yıldırım, haklısınız bir toplumun neredeyse yüzde seksen, doksanından bahsediyorsunuz. elbette sessiz kalanlar da dahil. arınmak için 100 yıl ciddi bir çaba harcanmalıdır.

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.