Nobel Vakfı Yöneticilerine Önerimdir
Öncelikle
bu başlığı neden attım? Açıklayayım hemen. Bilindiği üzere Nobel vakfı 1900’ler
de kurulmuş olan bir vakıftır. Kendine göre seçme kriterleri doğrultusuna uygun
düşen bilimsel çalışmaları teşvik etmek amaçlı ödüller verir. Gerçi siyasi
amaçlardan da söz edenler yok değildir ama ben art niyetsiz bir kurum olarak
dikkate alarak Dünya barışına katkısı olacağını düşündüğüm başka bir yan
önereceğim. Amaç insanların aydınlanması ve düşünmelerine yönelik olmasıdır. En
azından ben öyle değerlendiriyorum.
Düşünsenize, basit bir adliye dilekçesini bile ilkokul mezunu bile olmayan mübaşirlere yazdıran üniversite mezunlarının halini. Böyle bir eğitim altyapısıyla yetişen nesil, toplumla nasıl bağlantı kurulabilir?
Düşünsenize, basit bir adliye dilekçesini bile ilkokul mezunu bile olmayan mübaşirlere yazdıran üniversite mezunlarının halini. Böyle bir eğitim altyapısıyla yetişen nesil, toplumla nasıl bağlantı kurulabilir?
Hiç
kuşku yoktur ki bilim adamlarının dünyanın gelişmesinde katkıları çok
önemlidir. Buluşların insan yaşamıyla bütünleştirilmesi insanların yaşamında
oldukça önemli değişiklikler yaratır ancak bir o kadar da uçurumlar yaratır
toplum katmanları arasında.
Örneğin
bir zamanlar maddenin en küçük birimi diye isimlendirilen “Atom” çağımızda
parçalanmıştır. Atom bombası atom’ un parçalanmasıyla ortaya çıkarılan
enerjiden ibarettir. Hiroşima ve Nagazaki’de kullanılması büyük bir talihsizlik
olmuştur elbette. Çok fazla insanın uzun süreli arızalarla yaşamasının yanında
can kaybı da oldukça fazla olmuştur. İşin kötü yanıdır bu durum. Diğer taraftan
Amerika’ya savaş kazandırmıştır.
İnternetin
bulunması ise fiziki ve sosyal bakımdan vazgeçemediğimiz bir olgu olmuştur.
Elbette yaşamımızın bir parçası ve yaşamımızı kolaylaştırmasının yanında geçen
zamanlar içinde yanlış kullanımından dolayı yan etkileri –bağımlılık, yanlış
bilgilendirme gibi- ortaya çıkmaya başlamıştır. Özellikle dolandırıcılık
yaygınlaşmaya hızla devam etmektedir.
Fazla
uzatmadan, tüm bilimsel gelişmeler dünyanın dönmesine paralel olarak insanların
yaşamını öyle veya böyle etkilemektedir. Kullanabilen ve kullanamayan da dâhildir
bu gelişmelere. Ekonomik, sosyal gelişmelerin paralelinde bu gelişmelerden pay
alabilenlerin de zaman içinde azaldığı da bir gerçektir.
Mevcut
dünyanın daha iyi bir yer olması için dünya zenginliklerinin paylaşımının da
adil olması gereklidir. Ancak dünyanın bir tarafında açlıktan dolayı,
savaşlardan dolayı ölen insanların olması diğer tarafındaysa gelirin büyük bir
çoğunluğunun çok az sayılabilecek düzeyde kişilerin paylaşıyor olması büyük bir
dengesizlik ve uçurum yaratmaktadır. İşte bu büyük payı alanlar adeta insanların
açlıktan veya savaşlardan ölmelerine sebep oluyorlar ve böylece kendi paylarını
daha da büyütüyorlar.
Dünyanın
bu duruma gelmesinde en büyük etkenlerden birisinin insanların cehaletlerinden
gelmektedir. Cahil ve cehaletten kastım diploma değildir. Haklarının bilincinde
olmaması, çevresini görüp, analiz edebilme yetisinin olmaması, hatta okuduğunu
anlayamaması olarak değerlendiriyorum. Merak olmadan hiçbir şeyin olamayacağı
açıktır elbette. Ancak hiç olmazsa merak uyandırabilmek açısından dünyadaki okuryazarlar
arasında daha fazla okuyup, yazmayı teşvik etmek amacıyla bir basit ödül
düzenlenebilir. Bu durumun çok pahalı olması gerekmez, simgesel de olabilir
başlangıçta.
Bu
yolla ne sağlanabilir dünyanın daha iyi bir yer olarak kalmasında? En başta,
insanların bir kısmının ilgisi artırılmış olur. Zarar veren veya verme niyeti
olanlara daha kararlı tepkiler geliştirebilirler. Okuyup, araştırıp, daha fazla
sorular sorarak paylaşabilirler, böylece düşünsel paylaşım daha da artar.
Bilinçli düşünen insanların çoğunlukta olması azınlıkta kalan insanları
taşıması sağlanır. Böylece yöneticiler de cahillikten kurtulmak zorunda
kalırlar ve kendilerini geliştirmek için zorlarlar. Bilimin gücü kendini ortaya
koyar, hurafelerle, yalan, dolan, ahbap çavuş ilişkileriyle toplumlarını idare
etmeye kalkamazlar; niyetlenseler bile daha ilk adımlarında ortaya çıkarılarak
önlenmiş olur.
Kısaca;
düşünsel ve eleştirel okuryazarlığın gelişmesi ve yayılmasına katkısı olur.
İnsanlar daha sağlıklı bağlantı kurabilir ve güç birliği sağlayabilir olumlu
anlamda. Sağlıklı düşünebilen bilinçli bir insan asalaklığı tercih edemez çünkü
başkasının sırtında yaşama gibi bir derdi olamaz. Asalaklardan kurtarılabilir
dünya. 22.11. 18- Halil Gönül
Güzel öneri.. Cehalet ve cahil halk, yönetenlerin tercihidir. Böylece yönetmek ve gücü elinde tutabilmek mümkün. Toplumlar gelecekleri için farkındalığı artırmalıdır.
YanıtlaSilduysaunlar bunuuu eveet ama nerdeeee :)
YanıtlaSilbelki de duyarlar, kim bilir! :)
Silaslakakların yanında sapıklarında alınıp başka bir boyut yada yere gönderildiği bir yer olsun bence.ama bu konuda çok umutlu değilim halil bey eğitimin içinde olan biri olarak.
YanıtlaSilSevgili Alanay yıldırım, haklısınız bir toplumun neredeyse yüzde seksen, doksanından bahsediyorsunuz. elbette sessiz kalanlar da dahil. arınmak için 100 yıl ciddi bir çaba harcanmalıdır.
Sil