İnsanların damarlarına işleyen
kavramlar gibi görünen bu kelimelere bakışını düşündürmüştü öğrencilik
yıllarında karşılaştığı ve duyum aldığı durumlar. Üniversite yılları çok farklı
konularda düşünmesine neden olmuştu Zafer’in. Çocukluk yıllarında bir yaşlının
dedikleri gelirdi aklına: “Bak yavrum, başkalarının kız kardeşlerinin namusu da
senin kız kardeşinin namusu gibidir; yan –kötü gözle- bakma sakın.”
O yıllarda
siyasi gençlik guruplarında farklı bir durum gelişmişti, nereden geliştiği
belli değildi. Pek anlayamamıştı denilenleri. Kendi siyasi gurubundan birisiyle
evlenmek yasaktı örneğin. Neyi önlemeye çalıştılarsa o zamanlar.
“Namus”
kavramı kişinin kendisini ilgilendiren bir kavram en başında. Herkesin namusu
ve namussuzluğu kendinedir. Kimse kimsenin namusunu korumak ya da kollamakla
yükümlü değildir.
“Aldatma”
kavramı da benzer bir durumdur: eşlerden birisi diğerini aldattığı zaman
temelde kendisini aldatmış olduğunun farkında olsa zaten başka bir yol seçmesi
gerekir. Bunun kadın veya erkek olmakla ilgisi yoktur.
Kadın
aldattığı zaman namus meselesi, erkek aldattığı zaman alkışlama meselesi olarak
bakılırsa duruma kişilerin birbirinden intikam alma şekilleri farklılaşıyor,
kadın kızgınlık ve öfkesini o şekilde bastırarak öcünü almış oluyor güya. Her
ne şekilde olursa olsun kişilik meselesi olup kişileri ilgilendiren bir
durumdan öteye hastalıklı bir davranış şekli olmaktan öteye geçemez.
Güya
aldatmak karşısındaki kişiden öç almak olarak değerlendirilip yapılırken
kendini ve çocuklarını rencide ettiğinin bilincinde bile olamayacak kadar bakış
açısı zayıf kişiliklerdir bu tür davranışlarda bulunanlar.
Kendisine
saygısı olan bir kişi bir başkasını aldatmaz, ancak kişilik zayıflığı olan
kendisine bile saygısı olmayan ama başkalarından saygı bekleyen insanların
başarabileceği bir davranıştır aldatma. Her türlü aldatma insanı aşağılayan bir
davranıştır, bazıları bu işi başkalarını aşağılamak ve kendini yüceltmek için
yaptığını düşünür.
İnsanlar o
kadar garip ki: baktıklarını gördüklerini sanıyorlar hâlbuki göremediği o kadar
çok detay vardır ki, birisi gösterdiğinde de inanamıyorlar ve inkâr ediyorlar.
Duydukları da baktıklarından hiç farklı değil. Ya okuduklarına ne demeli, satır
aralarını okuduklarının bir farkında olsalar çok şey kendiliğinden düzelecek
belki de, hatta dünya bile düzelir demek geçiyor içimden.
İnsanoğlunun
gariplikleri her zaman bahsedilegelmiştir. Bazen bir şiir, bazen hikâye, öykü
ya da roman olagelmiştir. En başta kendimizi anladığımızı düşünüyor muyuz acaba
her zaman? Bence henüz o gelişmişlik aşamasında değiliz. Kendimizi anladığımızı
sandığımız durum ve düşünceler hırslarımız, zayıflıklarımız ve kısaca
eksikliklerimizi bastırma güdülerimiz. İnsanoğlu kendini anlayabilmiş veya
tanıyabilmiş olsa bu kadar eza, cefa yapar mı bir birine? Dünyada en zararlı
canlı türü insan şu anda.
Verdiği
zararları insan yararı kılıfına büründürerek yola çıkan güya gelişmiş insanlık
adına atılan adımlar hem insanlığı bitirmeye yönelik hem de içinde bulunduğumuz
dünyayı yaşanılmaz kılmaya yöneliktir. Süreç içinde farkında olmasak da dünya
ve diğer gezegenler dengelerindeki değişiklikleri dengeleyerek varlıklarının
devamını korumaya çalışırlar. Biz insanoğlu olarak bu dünyaya katkıda bulunmak
yerine onun başına olmadık işler açarak dengesizliğinin hızlanmasına yol
açtığımızı fark etmeye başlayıp ayağımızı denk almaya çabaladığımızda gelişmeye
ilk adımlarımızı atmaya başlıyor olacağız; geç kalmamış olursak tabii ki.
Yalakalık
insan için yüz kızartıcı bir durumdur, davranış olarak insan onuruna yakışmayan
–onurluysa eğer- bu davranış biçimi zaman zaman kazançlar sağlarsa da kısa
vadeli olarak kalır. Uzun vadede rencide edişi ve alçaltıcılığı onurlu insanlar
tarafından ortaya koyulur her zaman. Gözlerden kaçmaz aslına bakılırsa ama bir
süreliğine –bir döneme- sanki gözlerden kaçmış gibi davranılır.
Bir insanın
yalakalık yapması kendisini hiçe almaş demektir. Kendine saygısı olmamasından
kaynaklı bir içgüdüdür. Kendisini zayıf ve yetersiz gören kişiler ancak böyle
bir davranışla kendi eksikliğini kazandığını, kazanacağını düşündüğü şeylerle
telafi etme isteğinden öteye geçemez.
Her toplumda
–büyük, küçük, uluslar- görülebilen yalakalık, yalaka insanlar vardır. Ancak
eğitim durumu ve geleneksel yapısı zedelenmiş geri kalmış ortamlarda daha fazla
yeşerir. Gelişmiş toplumlarda az görülmesinin nedeni ise genellikle insanların
çoğunluğu haklarını –vatandaşlık hakları- bilip, koruma eğiliminde olmalarından
dolayı fazla görülemeyen bir davranış şekli olarak kalır.
Yalakalık,
gücün karşısında eğilmek demektir. Güçten korkmaktır. Dolayısıyla korkulan güce
yaranmak çabası başlar kendisini zayıf –kişilik zayıflığı- gören insanlarda.
Yalakanın eğitimlisi, cahili, alimi yoktur. Hepsi de aynı kefede tartılır.
Yalakalandıkları güç kendilerini köpek olarak değerlendirdiği için bir
süreliğine istediğine saldırtır, istediğine havlatır ve sonra kapının önüne
koyar.
Yalakalık
güvenilmezliktir aslına bakıldığında. Güç merkezi de güvenmediği için yalnızca
amacına ulaşabilmek için yalaka insanları sadece kullanır. Kişilikleri yoktur
gücün yanında. Göstermelik terfiler ve taltiflerle diğer zayıf kişilikli
insanlar imrendirilir sadece daha fazla yalaka bulabilmek için. Kısaca, hak
etmediği taltif ve terfilerle bir şeymişçesine kıymetli göstermeler arz olarak
sunulur ki, daha fazla talep olabilsin. Arz-talep dengesidir. Nasıl ekonomide
ve iktisatta bahsi geçen arz-talep varsa yalakalığında arz ve talebi oluşur
dönem dönem.
Sinirleri
gerilmeye başlayan Zafer etrafına bakınmaya başladığında gördüğü manzara hoşuna
gitmemeye başladı. Sinirlerine hakim olamıyor, dudaklarını ısırıyordu taşkınlık
yapmamak için.
ülkemizde yalakalar yüksek makam sahibi olabiliyorlar.
YanıtlaSilFor example;Trt müdüründen samsun valisi,Felsefe hocasından vali,......
Bu insanlar eğitimli benden vali olmaz diyemiyor.
Hakikaten Yalakalığın eğitimliliği eğitimsizi yok..
Kalemine sağlık üstad yine harika yazı olmuş
Teşekkür ederim. Sizin de gözlerinize sağlık. :)
SilLiyakat kavramını teşkil etmediğimiz sürece bu sancılar artarak devam edecektir. Harika bir yazı olmuş, elinize sağlık.
YanıtlaSilHaklısınız. Teşekkür ederim.
Sil