"Yaşlı Adam ve Deniz" |
09.04.2018-2300 Pazartesi
/Aydın
Yazma ve Yazanlar
-İnce detaylar önemli-
Şu yazma
meselesi takılmaya başladı epeydir aklıma. Bazı dünya klasiklerini okudum
yeniden. Okumaya da devam ediyorum, özellikle seçerek. Okudukça düşünme eğilimim
artmaya başladı. Eskilerde okuduklarımdan faklı şeyler bulmaya başladım.
Özellikle Virginia Wollf, içinde bulunduğu zamanları anlatışı ve vurguları
zamanının içine çekiyordu beni. “Satranç” ve yazarın diğer kitapları, özellikle
“Amok Koşucusu” tüylerimi diken diken etmeye yetmişti. Montaigne’nin
“Denemeler”i dikkatle okuyunca daha da ilgimi çekmeye başladı düşüncelerimin
kıvılcımlanması.
Elbette
yerli yazarlarımızdan da var seçerek okuduklarım. Unutuyordum neredeyse,
“Yaşlı Adam ve Deniz”i okurken o teknede oturan sanki bendim. Ellerimdeki
misina yarık sızılarını hissettim ince ince. Bu tür kitapları okurken duygu
yoğunluğu içine düşüveriyor insan birden. Kitap bitmesin diye beklerken, birden
kuyuya düşmüş kedi gibi hissediyor insan, kuyudan çıkarken de ıslak bir kedi
olarak çıkıyor dışarıya.
Yazının
icadından bu yana insanlar her şeyi yazıp söylemişler zaten söylenebilecek ne varsa
insandan ve insan duygu, düşüncelerinden yana. Açıkça söyleyemedikleri, son
zamanlardaki yeni icatlar hariç tabii ki. Uzaya roketle gitmek dahi yazılmış,
çizilmiş ve uygulanmış kısmen bilindiği gibi.
Asıl olan şey
yazıp çizmek, düşünmek değil ama düşünülenin nasıl yazılıp çizildiği ve
söyleniş şekli olduğu önemli. Bazı zamanlarda da yazıp çizmek, düşünmek büyük
acılar çektirmiş insanlara. Hâlâ daha yaşanılan durumlar dünyamızda bu tür
şeyler, her ne kadar tuhaf görünse de.
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.