Kız |
Kız ve babası
Yalnızlığını unutmaya çalışırken
onlarca korkuyla yüzleşiyordu adam. Bunun adına tecrübe diyorlar işte diye
seslenmek istedi bir an ama yalnız olduğundan dolayı bir duyan olursa deli
damgası yerdi bu yüzden yutkundu ve etrafına bakındı balkonda otururken.
Uzun bir zamandan beri balkona
çıkmışlığı yoktu. Mahalle değişmiş sanki. Belki de bana öyle geliyor diye daha
dikkatli bakındı. Karşı balkonda oturan meraklı komşuları da vardı. Sanki bütün
gözler kendi üzerindeymiş gibi hissetmesini yadırgadı önce ama “merhaba” dedi
el sallayarak. Bayramlarda bayramlaşmaya gelen çocuklar el salladılar sadece.
Diğerleri –yetişkinler- hakir gördükleri için adamdan saymamışlardı o yüzden
seslerini çıkarmadılar ve duymazlıktan geldiler. Umurunda değildi artık bu tür
hareketler. Oldukça tecrübeli sayılırdı çünkü. Kimleri dikkate almak gerekli
kimleri dikkate almak gerekli değil hemen tanıyordu.
Yeğeni bayram kutlaması için
aramıştı en son. Birkaç ay oluyordu en son sesini duyalı. Kim aradığına
bakmadan bastı tuşa, sesinden tanıdı yeğenini ama sesi biraz değişikti bu
sefer. Durgundu, boğuk çıkıyordu sesi. Üzgün bir hali var gibi hissettiriyordu.
“üzgün müsün sen?”
“yok, yok iyiyim… iyi sayılırım
yani…”
“ben kaçın kurrasıyım yavrum, anlat
hadi, bir derdin var senin!..”
Adamın yeğeni on beş, yirmi yaş
arasında on altı ya da on yedi olabilir. Arada sırada konuşmalarında bahsi geçerdi
kızın. Yaklaşık iki yıldır arkadaştılar aynı kızla. Hatta evlilik planları bile
vardı. Hayatlarındaki her şeyi birlikte yapacaklardı. Anlatırdı delikanlı
sevinçle. Ben de sevinirdim onunla birlikte.
Bir seferinde denedim düşüncelerimi
söylemeyi ama birkaç kelimeden sonra boğazıma tıkıldılar bunak ne yapıyorsun
sen der gibiydiler kelimeler, cümle olamıyordular. Kötü bir şey söylemek veya
hayalini yıkmak değildi amacım sadece olabilecek ihtimalleri anlatmak
istiyordum kendisine ileride üzülmemesi için.
Epeyce de düşünmüştüm aşk, sevgi,
arkadaşlık, vb için. Özellikle bu yaşlarda tam da kanı kaynıyor insanın.
Dünyayı yeniden keşfediliyor. Doğrular, yanlışlar belirleniyor, hayat
resmedilmeye başlanıyor. Bu resme siyah bir leke düşürmek istemem elbette ama
yaşanacaklar vardır ve yaşanır, hep böyledir bu durumlar. Taraflardan birisi
yazmaya başlar belki de yaşanacakları.
Kız delikanlıyı ailesiyle
tanıştırması için uzaktan gelen akrabalarını –amcasının ailesi- araya koymak
ister ve babasını razı edebilmesi için kendisine yardım etmelerini ister
yengesinden. Epeyce dil döker kız yengesine. Yengesi önce önemsemez durumu
ancak kızın ısrarına dayanamaz kabul eder.
Akşam yemeği yenilir güle eğlene.
Kahveler gelir, koyu bir sohbet başlar bu arada. Yılların hasretliği vardır
ortada. Tam da zamanı diye düşünür yenge ve amca. Konuyu arkadaşlığa
getirirler, gençlerin arkadaşlıklarına geçerler derken “senin var mı kız
arkadaşın?” der yengesi kıza bakıp göz atarak. Kız sesini çıkarmaz başını öne
eğer utanmış gibi. Kızın anası “vardır herhalde, kim bilir!” der kocasına
bakarak. Kendisi bilir kızının arkadaşı olduğunu ama babasının haberi yoktur bu
durumdan.
Neyse sağa sola dadanırken laflar
kızın bir erkek arkadaşı olduğu ortaya dökülür. Baba durum karşısında sessiz
kalır. Şambaba durumuna düşmek istememektedir.
Misafirler giderler. Baba kızını
çağırır, yalnız konuşmak ister. Durumdan alınmıştır ve hayal kırıklığı yaşar. “sen
babanın arkasından iş çeviriyorsun ha! Böyle bir şey olamaz, benim haberim
neden yok peki?..” kendisine acındıracak bir çok laf eder baba kızına. Güya kız
babasını rezil etmiştir ele güne karşı. Kızına anlatmaya çalıştığı ve anlatmayı
başardığı hal budur.
Kız üzülür babasını düşürdüğü
duruma. Nelere sebep olmuştur da haberi yoktur kızın. Günahlarından arınmaya
karar verir ve erkek arkadaşıyla konuşmaya karar verir. Bitirecektir iki
senedir sürdürdüğü arkadaşlığını. Bütün hayallerini çöpe atmaya kararlıdır
babası için. Meğer ne yapmış babasına da haberi yokmuş.
Ne desin adam, o anda onlarca örnek
gelip geçti gözlerinin önünden. Komik de buldu aslına bakılırsa. Kızlar paralı
koca arar desem diye aklından geçirdi ama anlamsızdı. O yaşlardaki kızlar anası
akıllı olurlar, anası gibi koca bulmak isterler hemen. Hele bir de ailede
çatlaklık varsa acelesi vardır kocaya kavuşmanın.
Neyse, fazla ağzını açmadan dinledi
delikanlıyı telefonda. Epeyce de konuştu. Anlattıklarına bakılırsa öyle dikkate
alınacak bir kişiliği de yokmuş kızın. Arada bir kıskandırma numaraları çekip
durmuş. Mutlaka anasının aklıyladır bu işler diye düşünür dinlerken.
Daha işin başında sayılırlar.
Şimdiden ne iyi, ne de kötü demenin bir anlamı yoktur. Yanlış da olur zaten.
Eğriyi, doğruyu kendileri bulacaktır mutlaka. Herkesin kendi eğri ve doğruları
yok mu bu dünyada. Onların da yoksa bile olacak bundan sonra.
Anası akıllı olanların gidebileceği
yer anasının gidebildiği yerdir, ötesine geçebilmesi mucize olur. Farklı bir
şey beklemek de mucizedir zaten.
“sakin olmaya çalış… ne bekliyorsun,
neler buldun, birlikte olmak hoşuna gidiyor muydu? Değerlendir fırsattan
istifade. Bir süre bekle, ölç, tart duygularını…” gibi klasik laflar etmeye
çalıştım ama asıl demek istediğimi diyemedim. Nasıl diyebilirdim ben onlarca
kez seyrettim bu filmi diye. 21.08.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.