Boşluk
“İnsanın içindeki boşluğu yıllar mı
oluşturuyor yoksa birden mi oluşuyor?” sorusu
nu cevaplamaya uğraşıyordu bir
süredir. Farkına varması da yakın zamanda oldu. Göğüs kafesinde bir boşluk var,
midesinin üstünden boğazının altına kadar olan bölge çıkarılıp alınmış, pencere
açılmış, önden baktığın zaman arkayı görebilmek için.
Yetmişine merdiven dayamış adam. Yalnız.
Hali vakti fena sayılmaz ama umurunda değil o gibi şeyler. Boşluğu fark
ettiğinde bir gece yarısıydı. Uykusundan uyanmıştı kan ter içinde. Bir kâbustu. Kafasını biraz aşağı eğip arkasına baktığında
görebiliyordu. Ne göğüs kafesi vardı yerinde ne içindekiler. Bomboştu. Sadece bir
çerçeve vardı pencere çerçevesi gibi. Ucuz malzemedendi o da.
Bir süre oturdu yatağının üstünde. Nefes
almakta zorlanıyordu. Ölüm korkusu yoktu ama kıvranarak ölmeyi hiç istemiyordu.
Göğsünü yokladı can havliyle. Telaşlıydı. Bakışları bomboştu. Karşı duvara
bakıyordu sinemada film seyreder gibi.
Yanağına tokat atmak için elini
kaldırdı. Ancak durdu bir anda. Makine arızalanmıştı sanki hidrolik yağı mı
boşaldı ne! Kendini, kendine getirmek için tokatlamayı düşünmüştü. Yalnızlığını
fark ettiğinde kendisiyle alay etti için için. Elini kaldırıp kendini
tokatlamamasının nedeni, başkalarının da varlığını düşünmesiydi o anda. Başkalarının
yanında kendi kendini tokatlayan yaşlı bir adam! Nasıl algılanır? Bunak bir
ihtiyar. Belki de deli!
O günden sonra neredeyse her gün
düşündü o boşluğu. Canlı canlı hissediyordu boşluğu. Her ne kadar elini sokup
arkaya geçiremiyorsa da oradan baktığı zaman arkasına, tüm yaşamını
görebiliyordu. O boşluğu fark etmeden önce de görüyordu geçmişini ama bu kadar
net değildi. O kadar net ki her şey, o anları tekrar yaşıyor gibi hissetmesi şaşılacak
bir durum gelmiyordu. Bazen tedirginlik yaşıyordu bazen de şaşırıyordu nasıl
yapabildiğine.
En son babasını kaybettiğinde o
boşluk iyice genişlemişti. Pencerenin ucuz malzemeden yapılı çerçevesi
incelmişti. Boşluğun üzerinde omuz ve başı taşıyabiliyordu yine de. Omuz öne
doğru eğildi yıllar içinde, pencereden arkayı rahat seyredebilsin diye. Önde bakacak
bir şeyler az görünüyordu arkaya nazaran. Burnunun dibinden ileriye bakmaya da
niyeti yoktu ya hoş!
Çok güzel, elinize sağlık.
YanıtlaSilteşekkür ederim Gül Hanım. :)
Silüzücü yaaa :) yine aktif oldun yanii, görünmüyoduuun :)
YanıtlaSilCorona var ya, çıkmıyorum pek. :) dolaşmadan da edemiyor insan. :)
SilYaş aldıkça geçmişe ait şeyleri daha çok özlüyoruz.. Adam da aynı şeyleri yaşıyor olmalı. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilinsanın gelecekten beklentileri azaldıkça geçmişe yöneliyor. :) teşekkür ederim.
Sil