"Çalar Saat" |
Saat Halil
“Mavi göl” filmi bütün yorgunluğumu almış, gergin olan sinirlerimi yatıştırmıştı; bu dünyanın en mutlu insanıydım sanki. Bir taraftan da filmin son bulmasını hiç mi hiç istemiyordum; bittiğinde geriye dönecek olma düşüncesi gelip oturmuştu aklımın baş ucuna.
Nihayet
beklenen son geldi; film bitti. Dışarıya çıktığımda gerçeklerle yüz yüzeydim
gene. Geriye Ankara’ya dönmek vardı. Biraz
daha dolaşıp sohbet ettikten sonra arkadaşımı yolcu ettim ve bir taksiye
atlayıp hava alanına döndüm. 23.15’de bir uçak vardı.
01
saatleri civarında döndüm misafirhaneye. Bekçi beni görünce şaşırdı önce ve o
da tanıyınca açtı kapıyı girdim içeriye. Gündüz görevli olan arkadaşı not
bırakmış ona benim için. Notta yatacağım oda belirtilmiş.
Odama
çıktım, bir kişi daha yatıyordu odada; iki kişi kalacaktık demek ki. Sessizce olduğum
gibi girdiğim yatağa ve uyumuşum hemen.
Sabah
erkenden uyandık, arkadaşla tanışmış olduk.
Arkadaşın ismi de Halil'di; adaşım yani. Daireye giderken konuşarak
yürüdük birlikte başka arkadaşlarda vardı. Yaya yürüme mesafesi beş dakika
almıyordu binanın olduğu yer. Bayanlı erkekli
arkadaşların hepsi de benim gibi geçici görevle gelmişler Ankara’ya. Hemen hemen
her bölgeden vardı birer ikişer kişi.
Bizim
bölgeye -Van- bakan gurubun olduğu odaya girdim “herkese günaydın” dedikten
sonra benim için ayrılan masayı buldum ve elimdeki eşyaları bıraktım “Merhaba”
diyerek bir uçtan tokalaşmaya başladım.
15 kişi kadar vardı odada bayanlı erkekli; bazılarını tanıyordum,
bölgeye gelip gitmişlerdi. Tokalaşma faslı
bittikten sonra masama geçtim. Hesabını yapacağım işin yazışma ve hakkediş dosyalarını
daha önceden bırakmışlardı; önce gözüm korktu yazışma dosyalarının sayı ve
kalınlıklarını görünce. Neyse dedim içimden nasılsa bir ucundan başlanacaktı.
Öncelikle
işin mantığını ve durumunu anlamak için yazışma dosyalarını gözden geçirmeyi
düşündüm ve birinci dosyadan başladım okumaya. Olan olayları anlamak bakımından
önemliydi…
Öğleye
kadar 50 civarında yazışma okuyabildim ve yemeğe gittik. Yemek dönüşü kahve ve
biraz şamata, sohbet derken yemek arası bitti tekrar döndüm sevgili dosyama. Uzatmayayım
dosyanın çeyreğini ancak bitirmiştim mesai bitti ve misafirhaneye dönüp üstümü
değiştirdim.
Adaşımla
Kızılay'a doğru çıktık. Bir yerlerde
oturup biraz sohbet ettik, biraz vitrinleri, dolaştık derken epeyce saat geçti
ve tekrar döndük misafirhaneye ve odamıza çıktık.
Bavulumdan
çalar saatimi çıkarıp baş ucuma koydum sabahleyin 07:30’a kurarak. Ben çabuk uykuya daldım, saatin çalmasıyla
birlikte ayağa kalktım ve arkadaş da ayaktaydı zaten ama biraz uykusuz gibiydi.
Pek önemsemedim, birbirimizi pek iyi tanımıyorduk da zaten.
Gün
yine yazışma dosyasını okumakla geçti. Gurup keyifli bir guruptu. İnsanlar yaşlı
genç birbirlerine takılarak gülüp eğleniyorlardı. Kimse de alınmıyordu. Şimdilik
benim takılacak bir yanım yoktu herhalde ki; arada bir yoklama çekiyorlardı ama
benden fazla taviz alamıyorlardı.
Çalar
saatimi kurdum yine yerine bıraktım ve dalmışım. Gecenin oldukça geç bir
vaktiydi, her nasılsa uyandım bir an ve arkadaşı ayakta gördüm hayal meyal; bir
süre fark ettirmeden izledim onu, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Çalar saatimin
sesi başka bir yerden, derinden geliyordu ve ses gitgide derinleşiyordu. Anladım
ki benim çalar saat bir havluya sarılmış ve bavulumun altına doğru saklanmış ve
arkadaşın yapmaya çalıştığı iş buydu. Bir ara yattı tekrar ama çok kısa süre
sonra tekrar kalkıp saatin çok derinden gelen sesini kısmak istedi tekrar. Bir banyo
havlusu daha doladı saate ve tekrar bavulumun dibine en alta yerleştirdi ve
yattı.
İşe
yaramıştı yaptığı işlem birkaç boğuluyormuş gibi sesi geldi sevgili saatimin ve
daha sonra can çekişerek hırıltılarla kesti sesini. Arkadaş da rahat bir uyku
çekti. Hiç fark ettirmedim durumu ama benim de uykum kaçmıştı iyice ve kısa bir
süre sonra da hava aydınlanmaya başladı zaten.
Saat
07 civarında kalktım, arkadaş da kalktı. Yüzü aydınlanmış, dinlenmiş görünüyordu bugün.
Ben söz açmadım, hazırlanıp gittik daireye. Her zaman yaptığımız gibi giderken
birer simit ve parça peynir alıp gidiyorduk. Sabah çaylarıyla yapıyorduk
kahvaltımızı.
Dosyalar |
Misafirhanede
arkadaş açıklama zorunluluğu hissetmiş olmalı ki; geceki davranışını açıkladı: “Saatin
sesi beni çok rahatsız eder. O nedenle de saatin sesini kesmek istedim ve sarıp
sarmalayıp koydum bavulunun dibine; saat kaçta istersen ben uyandırırım seni.” Dedi
merak ve tedirginlik içinde. Cevabımı bekliyordu. “Tamam” dedim yalnızca. Denemek amaçlı birkaç günde bir kalkma saatimi
değiştiriyordum ve hiçbirinde de aksama olmadı. Adını da “Saat Halil” olarak
değiştirdim arkadaşın. Ve kendisine de söyledim “Arkadaş ben sana bundan sonra ‘saat
Halil’ diyeceğim” diye; gülümsedi.
İngilizce
sınavımın sonucunu da öğrendim ve derecem orta olarak belirlenmiş. Kaydımı orta
derece kurs için yaptırdım, üç aylık dönemler halinde olacak kurslar. Benim içinde
uygun zaten üç ay buradayım ve rahat devam ederdim akşamları. Kurs saatleri de
zevkli geçiyordu. Mesaiden sonra kursa ve kurstan sonra da misafirhaneye. Zamanlar çok hızlı geçmeye başlamıştı sanki. Hafta sonları geli geliveriyordu sürekli.
Şimdilik hoşça ve mutluca kalın. Gelecek
yazılarda görüşmek üzere.
30-06-2017-1807
Halil abi ben hep saat kurarım önemli bir işim var ise kaçırmak istemiyorsam, ancak o saat hiç bir zaman beni uyandırmamıştır. Hep o çalmadan önce uyanırım. :) Ancak yinede korku işte ya uyanamazsam? Sırf o saatin sesini duymamak için uyanıyordum sabahları saat çalmadan. :D Kötü sesi yüzünden.
YanıtlaSilAyrıca bende arkadaşınızın yaptığı en makul durum. :) Sizi uyandırabilirdi saat yüzünden.
Sevgili +Fakir Yazar,
Silevet öyle de oldu zaten, hep o uyandırdı üç ay boyunca. :)
Hatıralarınızi keyifle okudum. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilO ses çıkaran saatlere bende çok sinir oluyorum. Misfirliklerimi kabusa çevirmişliği vardır:)
Sevgili + www.filmgundemi.com,
Silyaa! üzüldüm. :)
Elinize sağlık taze bir mühendis adayı olarak keyif aldım okurken :)
YanıtlaSilSevgili +Taze Mühendis,
Silteşekkür ederim. Beğendiğinize sevindim. :)
Saati bavula koyması ne kadar hoş olmayan bir davranışsa, gelip size durumu açıklaması da bir o kadar güzel olmuş. Hatasını telafi etmiş.
YanıtlaSilSevgili +cem kazan,
Silsonradan empati yapıp düşündükçe ne kadar zor durumda olduğunu anladım; saati koyduğunu anladığımda da tahmin etmiştim zaten.
Dediğiniz gibi; açıklaması da çok iyi oldu kendisini anlamam açısından. :)
Belki bir mühendis adayı olarak güzel yazınız aslında yazılarınız için teşekkürler..
YanıtlaSilHasan, rica ederim, beğenmenize sevindim. Şimdiden başarılar dilerim size. :)
Silçok güzel bir blogunuz var, okumaya değer yazılarınız var, teşekkürler
YanıtlaSilAli, teşekkür ederim, beğenmeniz sevindirdi. Sizin blog da oldukça zengin. Başarılar dilerim.
SilElinize sağlık. İyi çalışmalar.
YanıtlaSilFatih, teşekkür ederim. size de.
SilYazınızı keyifle okudum. İyi çalışmalar dilerim
YanıtlaSilKerime, teşekkür ederim. iyi çalışmalar. :)
Sil