Akdamar Adası
İngiliz
Kültür’de İngilizce kursu sınıfımız 15 kişi ve hepsi de çalışıyordu.
Bayanlı erkekli karışık sınıfımızda ortalama yaş 25-30 arasındaydı. Kimisi bankada kimisi özel sektörde ve kimisi de kendi işinde çalışanlardı. Herkes en az ben kadar hevesli ve enerjikti. Bir de genç İngiliz bayan öğretmenimiz vardı ki bir içim suydu; tatlı dilli, güler yüzlü ve sıcak kanlıydı. Dersler çok hızlı geçiyordu bizim için; adeta bir parkta oyun oynayan çocuklar gibiydik.
Bayanlı erkekli karışık sınıfımızda ortalama yaş 25-30 arasındaydı. Kimisi bankada kimisi özel sektörde ve kimisi de kendi işinde çalışanlardı. Herkes en az ben kadar hevesli ve enerjikti. Bir de genç İngiliz bayan öğretmenimiz vardı ki bir içim suydu; tatlı dilli, güler yüzlü ve sıcak kanlıydı. Dersler çok hızlı geçiyordu bizim için; adeta bir parkta oyun oynayan çocuklar gibiydik.
Yeni
arkadaşlar edinmiş oldum ben de. Van’da çalıştığımı söyleyince herkes merak
etmeye başlamıştı Van’ı. Turizm elçisi gibiydim; Akdamar Adası’nın “Ah Tamara”
hikayesi ağlatmıştı bazı kız arkadaşları.
Tamara kralın apappak-beyaz tenli- biricik kızı ve ona âşık olan çoban bir delikanlının hikayesi. Çoban delikanlı ve Tamara birbirlerine âşık olurlar, oğlan karşıdan yüzerek geçer adaya ve kızla görüşürler gizli gizli. Derken farkına varılmıştır kızın korumaları tarafından ve oğlanı öldürmeye karar verirler. Eğer kral duyarsa zaten kendileri ölecektir; o nedenle kimse fark etmeden ve duymadan yapacaklardır bu işi.
Çoban
delikanlı yine bir gece karanlığında yüzmeye başlar adaya doğru, Tamara da onu
beklemektedir Adada. Ortalık zifiri
karanlıktır ve göz gözü görmemektedir. Çoban delikanlı tam adaya çıkmak
üzereyken yakalanır ve boğularak öldürülür. Boğulma sırasında “Ahhh Tamara! Tamaraaaaaa!”
diye bağırmaya başlar ve kısa sürede sesi kesilmiştir.
Çoban
delikanlının sesini duymuştur Tamara ve koşturarak sese doğru gider gitmesine
de vardığında kıyıda bir ceset bulur; sevdiği delikanlıdır. Sabaha kadar
ağlayarak başında bekler. Sabah olduğunda
seferber olmuştur tüm kale. Cesedi karşıya
çobanın ailesine teslim etmek isterler ancak çoban delikanlı kimsesizdir, sahip
çıkan olmaz ve kimsesizler mezarlığına defnederler.
Tamara
o günden sonra hiç odasından dışarıya çıkmaz ve günlerce bir şey yiyip içmez. Başkalarının
kendisini cezalandırmasına gerek kalmamıştır. Her gece çoban delikanlının
geldiği zamanlarda gülümser, dans ederek neşelenir ve sevdiği delikanlıyı
kendisi yolcu eder.
Oldukça
uzun bir süre devam eder aynı durum ancak bir zaman sonra artık sevdiği
delikanlı gelmez olmuştur ve bütün günleri onu gözlemekle geçermiş. Hiç kimselerle
konuşmadan odasının penceresinden sürekli karşıyı seyretmekle geçmiş ömrü ve
bir gün amansız bir hastalığa yakalanmış. Her ne kadar çare diye seferber
olduysa da herkes; bir türlü çare bulunamamış ve Tamara da ölmüş; öldükten
sonra yüzünde gülümseme varmış.
Tamara’nın ölümünden sonra adaya “Ah Tamara” adı verilmiş, yıllar geçtikçe “Ak Tamara” ve en son dönüşen şekli de “Akdamar” olarak söylenmeye başlamış; hala da “Akdamar” ismi kullanılmaktadır.
Son
yıllarda Akdamar Adası oldukça popülerleşti ve Van Gölü ortasında küçük bir
adacıktır. Mevcut halinde küçük bir kilise hala ayaktadır. Kabartma
süslemelerinin şekil ve renkleri bozulmadan ayakta kalabilmiş, son yıllarda
restore edilerek Hıristiyan klişesinin ayin yapmalarına izin verilmiştir.
İngilizce
kurslarımız zevkli geçiyor, ortalıkta kar var teneffüs aralarında kar topu bile
oynadığımız oluyor arada bir. Dağılırken kartopu savaşına dönmesi ayrı bir tat
zaten.
Yorgunluk
halimle ve hiç hazırlanmadan sınava girmem orta derecede kalmama neden olduğunu
düşünmeye başladım çünkü işlenen konular genellikle bildiğim konular olarak
karşıma çıkıyordu ve çok az ilgimi çekiyordu; ancak alıştırmalarla ve pratik
yapmakla ilgileniyordum.
Vereceğim
para boşa gitmesin diye de kendimi zorlayarak durmadan sorular üretiyordum
kafamda ve zaman zaman soru yağmuruna tutuyordum genç öğretmenimizi. Kendime de
şaşırıyordum elbette çünkü öğrencilik hayatı boyunca bir soru bile sormayan
kişi şimdi soru sorma canavarı olmuştu.
Şimdilik hoşça ve mutluca kalın. Gelecek
yazılarda görüşmek üzere.
05-07-2017-1707
ah tamara yı ingilizce anlatabildin miiiiii süpeeer :)
YanıtlaSilYarı İngilizce yarı Türkçe demek daha doğru olur. :)
Sil