Geçmişteki Gelecekten Haberler
Çok nefis bir yemek olmuştu kendisi
için. Tam doymamıştı ama bu günlük idare ederdi.
Geriye kalanını abur cuburla halledebilirdi. Tavanın dibini kazıdı dikkatlice. Alınamayacak kadar kalan parçaları çatalla almak için birkaç deneme yapsa da vaz geçti sonradan. Yerinden kalkıp tava ve çatalı lavaboya koyup üzerine musluğu açtı. Tava suyla doldu, yumuşasın sonra yıkarım diye düşünüp vedalaştı lavaboyla. Ellerini sabunlamak geldi aklına, yumurta kırarken bulaşmıştı sağ eline, yumurta kokusunu duymuştu. Sabun ne güzel de kokmuştu burnuna ilk defa hissetmişti bu kokuyu. Anlaşılan açılıyordu koku alma duyusu. Ellerini kurulayarak çaydanlığı ve bardağını aldı, şekeri unutmuştu. Bardağı geriye bırakarak şekerliği koltuğunun altına kıstırdı, çay bardağını aldı tekrar salona doğru yürüdü.
Geriye kalanını abur cuburla halledebilirdi. Tavanın dibini kazıdı dikkatlice. Alınamayacak kadar kalan parçaları çatalla almak için birkaç deneme yapsa da vaz geçti sonradan. Yerinden kalkıp tava ve çatalı lavaboya koyup üzerine musluğu açtı. Tava suyla doldu, yumuşasın sonra yıkarım diye düşünüp vedalaştı lavaboyla. Ellerini sabunlamak geldi aklına, yumurta kırarken bulaşmıştı sağ eline, yumurta kokusunu duymuştu. Sabun ne güzel de kokmuştu burnuna ilk defa hissetmişti bu kokuyu. Anlaşılan açılıyordu koku alma duyusu. Ellerini kurulayarak çaydanlığı ve bardağını aldı, şekeri unutmuştu. Bardağı geriye bırakarak şekerliği koltuğunun altına kıstırdı, çay bardağını aldı tekrar salona doğru yürüdü.
Sehpanın üzerine bıraktı, bardağı,
şekerliği ve çaydanlığı. Televizyona yöneldi, ilk defa müzik dinlemek
istemişti, çok tuhaftı bu durum. Uzun bir süredir müzik dinlememişti hiç.
Televizyondan müzik kanalı buldu ve gelip oturdu sehpanın başına, çayını
doldurdu arkasına yaslandı televizyona çevirdi başını.
Çıkan bir parça etkilemişti
kendisini, içi kıpır kıpırdı, tatlı bir sıcaklık dalgası sardı içini. Kulak
kabarttı parçaya, altında “Ümmüşen” yazıyordu, “Gönül vazgeçmiyor” du parçanın
adı. Her şey her şeyden vaz geçmiş ama gönül bir türlü sevdiğinden vaz
geçmiyormuş. Ne alaka diye düşündü, kendisiyle ne ilgisi vardı ki? Yoktu ilgisi,
platonikti işte beyninin bir oyunuydu, duygularını etkilemişti çağrışımlar.
Zaten olsaydı öyle bir şey sarılmaz mıydı beline, yakalamaz mıydı kolundan,
zorlamaz mıydı razı etmek için. Kul köle olmaz mıydı, nesi var nesi yoksa
sermez miydi önüne. Nesi vardı ki aslında yıkık bir dünyasından başka.
Kapattı televizyonu parça bitince.
Etkilediği açıkça görünüyordu halinden. Dalıp gitmişti çok uzaklara doğru,
kendisi koltuktaydı ama aklı orada değildi. Çay bardakta soğuyordu sessiz
sessiz.
Bu ne iş ya! Ne menem bir yaratıksın
sen? Sözleri ağzından çıkacaktı ki yutkundu birkaç defa. Bıraktı kendisini,
çaba göstermiyordu kendisine karşı, yüreğine, içinde olanlara karşı. Aklına
gelenleri değerlendirirken bir tuhaflık keşfetti, çok şaşırmıştı bir anda.
Yıllar öncesinin yaşananlarıydı
aklına gelenler, yirmili yaşlarındaki bir rüya yaşamını yönlendirmişti, her
adım doğruydu değişik kılıklarda kırk sene öncesiyle ve kırk sene sonrasıyla.
Diğeri de beş on sene öncesinde yazmayı denediği bir romandı ve romanda bir kurgu
vardı, çok sevdiği Selin adlı kahraman ölünce hayatı kararmış bütün işini
gücünü bırakıp dört yıl kadar inzivaya çekilmişti bir ücra köyde, Trakya
tarafında. Sonrasında da bir vesileyle tekrar iş yaşamına dönmüş hayatını kalan
yerden yaşamaya karar vermişti.
Aynen böyleydi her şey, kurgu
çalışıyordu yer ve kahramanlar değişikliğiyle.
Bir an ümitlendi durumundan, hislerinden, duygularından, kısaca
tuhaflığından. Kurgudaki gibi mi olacaktı yaşamının devamı. Kurgunun devamını
hatırlamaya çalıştı. Bir kişiyle tanışmıştı, çıkıyorlardı, tanımaya çalışıyordu
kadını. Özel bir firmada çalışmaya başlamıştı ücretli olarak.
İşte bu saçmalık diye geçirdi
aklından önce ama biraz düşününce neden olmasına döndü fikri. Ebediyen böyle
geçmeyecekti ya, dünya yıkılmış da altında kalmış gibi. Herkes yaşamına devam
ediyordu, belki de memnundular da hayatlarından. Bir yaşamı vardı öyle veya
böyle, herkesin, bu dünyada yaşayan her canlının. Kendisinin de vardı ama
değişebilirdi, değiştirebilirdi, neden olmasın dı?
Tuhaf tuhaf şeyler düşünmeye
başlamıştı oturduğu yerden, tüyleri diken diken oldu birden kendine geldiğinde.
Çayına el attı birden, çay buz gibi olmuştu. Çayı döktü lavaboya ve geriye
gelip doldurdu tekrar. Eskisi kadar kızgın değildi çay ama yine de sıcaktı.
Isıtmayı düşünmedi içti hızlıca.
Bir an cesaretlendi duygularının
verdiği sıcaklıkla. Sevebileceği bir sevgili çıkar mıydı bu saatten sonra. Daha
evden, odadan bile çıkamazken. Gökten zembille mi inecekti bu sevgili ve sevgi.
Soğuk sıcak fark etmezdi yemesi sevgi yemeğini ama neredeydi bu yemek ne yeri
belli ne de varlığı ve tadı belli. Zehir de olabilirdi kendini zehirleyecek.
Bir an korku sardı içini istemeden. Ya çatarsam kör yanımdan diye düşündü,
dalgınlıkla ve korkuyla elindeki çay bardağını koydu aniden sehpanın üzerine
tak diye.
Olmaz, olmaz ne kadar saçma bir şey.
Yok kırk sene önceki rüya, yok roman kurgusu. Ne saçma bir hayat yahu bu?
Müneccim mi olduk yani? Her şeyi önceden biliyor muyuz, olabilirliği var mı ki?
Derin düşüncelere dalarak karşısındaki pencereye bakmaya başladı. Bir kelebek
göründü birden balkon kapısının dışında. Kapalı kapıya gelip gelip dönüyordu,
aç kapıyı ben geldim mi diyordu bu kelebek?
Olacak iş değil bu saçma sapan
düşünceler, acaba sıyırıyor muyum? Tuhaflıkların önüne geçilmiyor bir türlü. Bu
tuhaf düşünceler nereye kadardı, nereye varacaktı bunun sonu. Şu an yazdıkları
da mı gelecekten haber veriyordu? Bir haber yok ki yazdıklarımda, bir sürü
saçmalık bunlar diye düşünüp arkasına yaslandı sertçe.
Kızgın ve donuk görünüyordu. Rüya
olmalı bu, rüya diyerek kalktı ayağa. Önündeki çaydanlığı, şekerliği ve bardağı
alarak mutfağa yöneldi hızlı adımlarla.
2/2
04-10-2017
Geçmişle bugün arasında bir gel git mi?
YanıtlaSilNe olmuş geçmişte?
ACEMIDEMIRCI,
Silevet, bir gel git yaşanan. gençliğinde gördüğü bir rüya ve yazdığı bir roman denemesindeki bir bölüm yaşamında devam ediyor olduğunu fark ediyor. insanın yaşamı öncelerinden tayin edilmiş olabilir mi? sorusunun cevabını bulmaya çalışıyor. saçma gelecek ama doğru bu soru?