SAYFALAR

Çarşamba, Kasım 01, 2017

Baş-Göz oldunuz mu?

"Baş-Göz olmak"
Baş-Göz Olmak

“Baş-göz etmek” deyimi aklıma geliverince inceden bir sızı saplandı yüreğime, tedirgin oldum önce kalp krizi mi geçireceğim diye ve dikkatle dinledim sızıyı. Bıçak saplanmış gibi yüreğimin tam da ortasındaydı ince sızı. Derin derin ve güçlü öksürdüm birkaç kez; okumuştum bir yerlerde öncelerden, “kalp krizini atlatmada faydası oluyor” diye. İşe yaradı, bir süre sonra hafifledi sızı ve saplanma hissi de neredeyse kayboldu. Anlaşılan bir kas sızısıydı.
Düşündüm de bir süre, takıldı iyice aklıma bu deyim. Çok çok eskilerden kaldığı belli dillerimizde; belki de yazının bulunmasından öncelerinden kalan bir öğreti ve gelenek, görenek kalıntısı.
Hiçbir toplum ve kültürde bizimkiler kadar birebir yaşama yönelik bu tarz deyişler yok sanıyorum. Yaşamı doğrudan yönlendiren ve öğreten ifadeler aslına bakıldığında damıtılıp çok ince ve açık olarak sunulmuşlar. Herkese hitap eden tarzda ve kişileri ayırmadan erkek, dişi diye; işte yapmanız gereken, olmanız gereken bu demişler muhataplarına, dolayısıyla toplumun her ferdine.
“Yavrum, baş-göz olma zamanın geldi” “sizi baş-göz etme zamanı geldi de geçiyor bile” “baş-göz oldunuz” gibi ifadeleri sık sık duymuştur herkes. Kim baş, kim göz olacak? Sorusunun cevabını arayalım isterseniz.
Açıktır ki: Baş göz olan iki kişi vardır ortada, biri erkek diğeri dişi-kız, kadın- söz de iki kişiye aynı anda söylenen bir sözdür. Ayırt yoktur, seçicilik yoktur. Sen baş sen göz olacaksın yoktur. İki kişinin yapacağı ve yapması gereken bir olgudur durum. 
Benim anladığım şey, evlenen veya bir araya gelen iki ayrı cinsiyetteki insan bir araya geldiğine göre ve daha sonraki yaşamlarını birlikte sürdürmeye karar verdikleri gerçeğinden yola çıkarak yapmaları gereken oldukça açıktır ve bu sözde de açıkça ifade edilmiştir. Denilmiştir ki: “siz ikiniz birlikte yaşayacak, tüm dost ve düşmana karşı birlikte hareket edecek, düşmana karşı uyanık olacaksınız, biriniz diğerine, diğeriniz de birinize yardımcı olacaktır.”
Başta zaten bir göz vardır, önemli olan ikinci bir gözün olması ve görme eyleminin farklı açılardan gerçekleştirilmesi durumudur. Baş akıl vasıtasıyla düşünür değerlendirir, her iki kişide de birer baş var zaten içindeki akılla birlikte ama önemli olan diğer bir unsur da görme -göz vasıtasıyla” eyleminin fazlalığıdır.
Biri eksik görüp, farklı görüp yanlış veya eksik düşünebilir, diğer kişinin görüp düşündükleri de önemlidir bu arada, bu durumun göz ardı edilmemesi gerektiğinin altı kalın çizgilerle çizilmiştir adeta. Bence burada saf bir dürüstlük ve iyi niyetlilik, samimiyet vardır; eşitlik vardır, birini diğerinden üstün tutmadan. Ne erkek tek başına güçlüdür ne de kadın tek başına güçlüdür ancak ikisi bir araya gelip güç ve akıllarını birleştirirse daha güçlü bir yapı çıkar ortaya bu yapının adına da “baş-göz etmek” deyimiyle ifade edilen “evlilik, karı-koca, bir arada yaşam” denilir.
Akan zaman içinde hala koruna gelmiş ise ve hala gündelik yaşamımızda kullanılmaya devam ediyorsa bu deyim demek ki hala geçerliliği var demektir ancak bu geçerlilik ne kadar içselleştiriliyor ne kadar anlaşılır bir durumda ben şüpheliyim doğrusu.
“Delikli demir çıktı mertlik bozuldu” ifadesinin bir benzeri “aptal kutusu icat oldu, baş-göz koptu” diye söylenebilir. Evlilik konusu o kadar sulandırıldı ki içi boşaltıldı “yatcaz  kalkcaz, yatcaz kalkcaz hooop!” haline geldi, yatıp kalkmadan medet beklenir hale geldi sonrasında da -en geç bir ay sonra- “benden bıktın mı? Artık eskisi kadar sevmiyorsun sen beni!” sözleri duyulmaya başlanıyor kişiler arasında.
Baş-göz olanları kutlamak için “Bir yastıkta kocayın” derler. Baş-göz olarak bir yastıkta kocamak bir ömür boyu yatıp kalkmak demektir, hiç düşünülmeden yapılır bu iş. Birinin nefes alışını diğeri her zaman duyar, birinin bakışını her zaman diğeri görür, birinin göremediğini diğeri görmüştür, birinin düşünemediğini diğeri düşünmüştür. Öyle erkek egemenliği falan da değildir baş göz olma tam tersine iki kişinin bir olup aile veya birliktelik egemenliğidir bu yaşam biçimi. Birinin hakimiyeti söz konusu olduğu anda baştan ikinci gözler kopmuş demektir, başın biri de tabii ki; baş-göz olma gerçekleşmemiş demektir.
Dikkatli bakın baş-göz olabilenlere farklı bir şey göreceksiniz onlarda eminim sizlerde benim gibi. İkisi bir insan gibidir neredeyse, erkeğin kadınından, kadının da erkeğinden cinsiyetleri haricinde farklılıkları azdır. Biri konuşurken diğeri ağzına bakar caart diye konuşmasını bölüp zart zurt bir şeyler söylemez; söyleyecekse de lafı bittiği zaman söyle usturuplu bir şekilde. Ne küçümsemek vardır ne de büyüklenmek. Yergi yerine katkı vardır içeriğinde söylediklerinin.
Erkek de kendini siper eder yuvasını korumak için kadında. Ayrı gayrısı yoktur amacın. İnsanların çoğu artık farkında bile değil kiminle evlendiğinin; aptal kutusuyla baş-göz olduğunun. O yüzden yatıp kalktılar mı iş bitiyor. Sabaha başka bir başa, göze ihtiyaç duymaya başlıyorlar. Robotlar çıktı bakalım nasıl olacak durum? Merakla bekliyorum.
                                                                                                                              01-11-2017
                                                                                                                              Halil GÖNÜL
Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.