"Baş-Göz olmak" |
“Baş-göz
etmek” deyimi aklıma geliverince inceden bir sızı saplandı yüreğime, tedirgin
oldum önce kalp krizi mi geçireceğim diye ve dikkatle dinledim sızıyı. Bıçak
saplanmış gibi yüreğimin tam da ortasındaydı ince sızı. Derin derin ve güçlü öksürdüm
birkaç kez; okumuştum bir yerlerde öncelerden, “kalp krizini atlatmada faydası
oluyor” diye. İşe yaradı, bir süre sonra hafifledi sızı ve saplanma hissi de
neredeyse kayboldu. Anlaşılan bir kas sızısıydı.
Düşündüm de
bir süre, takıldı iyice aklıma bu deyim. Çok çok eskilerden kaldığı belli
dillerimizde; belki de yazının bulunmasından öncelerinden kalan bir öğreti ve
gelenek, görenek kalıntısı.
Hiçbir toplum
ve kültürde bizimkiler kadar birebir yaşama yönelik bu tarz deyişler yok
sanıyorum. Yaşamı doğrudan yönlendiren ve öğreten ifadeler aslına bakıldığında
damıtılıp çok ince ve açık olarak sunulmuşlar. Herkese hitap eden tarzda ve
kişileri ayırmadan erkek, dişi diye; işte yapmanız gereken, olmanız gereken bu
demişler muhataplarına, dolayısıyla toplumun her ferdine.
“Yavrum,
baş-göz olma zamanın geldi” “sizi baş-göz etme zamanı geldi de geçiyor bile”
“baş-göz oldunuz” gibi ifadeleri sık sık duymuştur herkes. Kim baş, kim göz
olacak? Sorusunun cevabını arayalım isterseniz.
Açıktır ki:
Baş göz olan iki kişi vardır ortada, biri erkek diğeri dişi-kız, kadın- söz de
iki kişiye aynı anda söylenen bir sözdür. Ayırt yoktur, seçicilik yoktur. Sen
baş sen göz olacaksın yoktur. İki kişinin yapacağı ve yapması gereken bir
olgudur durum.
Benim
anladığım şey, evlenen veya bir araya gelen iki ayrı cinsiyetteki insan bir
araya geldiğine göre ve daha sonraki yaşamlarını birlikte sürdürmeye karar
verdikleri gerçeğinden yola çıkarak yapmaları gereken oldukça açıktır ve bu
sözde de açıkça ifade edilmiştir. Denilmiştir ki: “siz ikiniz birlikte
yaşayacak, tüm dost ve düşmana karşı birlikte hareket edecek, düşmana karşı
uyanık olacaksınız, biriniz diğerine, diğeriniz de birinize yardımcı
olacaktır.”
Başta zaten
bir göz vardır, önemli olan ikinci bir gözün olması ve görme eyleminin farklı
açılardan gerçekleştirilmesi durumudur. Baş akıl vasıtasıyla düşünür
değerlendirir, her iki kişide de birer baş var zaten içindeki akılla birlikte
ama önemli olan diğer bir unsur da görme -göz vasıtasıyla” eyleminin
fazlalığıdır.
Biri eksik
görüp, farklı görüp yanlış veya eksik düşünebilir, diğer kişinin görüp
düşündükleri de önemlidir bu arada, bu durumun göz ardı edilmemesi gerektiğinin
altı kalın çizgilerle çizilmiştir adeta. Bence burada saf bir dürüstlük ve iyi
niyetlilik, samimiyet vardır; eşitlik vardır, birini diğerinden üstün tutmadan.
Ne erkek tek başına güçlüdür ne de kadın tek başına güçlüdür ancak ikisi bir
araya gelip güç ve akıllarını birleştirirse daha güçlü bir yapı çıkar ortaya bu
yapının adına da “baş-göz etmek” deyimiyle ifade edilen “evlilik, karı-koca,
bir arada yaşam” denilir.
Akan zaman
içinde hala koruna gelmiş ise ve hala gündelik yaşamımızda kullanılmaya devam
ediyorsa bu deyim demek ki hala geçerliliği var demektir ancak bu geçerlilik ne
kadar içselleştiriliyor ne kadar anlaşılır bir durumda ben şüpheliyim doğrusu.
“Delikli demir
çıktı mertlik bozuldu” ifadesinin bir benzeri “aptal kutusu icat oldu, baş-göz
koptu” diye söylenebilir. Evlilik konusu o kadar sulandırıldı ki içi boşaltıldı
“yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz hooop!”
haline geldi, yatıp kalkmadan medet beklenir hale geldi sonrasında da -en geç
bir ay sonra- “benden bıktın mı? Artık eskisi kadar sevmiyorsun sen beni!”
sözleri duyulmaya başlanıyor kişiler arasında.
Baş-göz
olanları kutlamak için “Bir yastıkta kocayın” derler. Baş-göz olarak bir
yastıkta kocamak bir ömür boyu yatıp kalkmak demektir, hiç düşünülmeden yapılır
bu iş. Birinin nefes alışını diğeri her zaman duyar, birinin bakışını her zaman
diğeri görür, birinin göremediğini diğeri görmüştür, birinin düşünemediğini
diğeri düşünmüştür. Öyle erkek egemenliği falan da değildir baş göz olma tam
tersine iki kişinin bir olup aile veya birliktelik egemenliğidir bu yaşam
biçimi. Birinin hakimiyeti söz konusu olduğu anda baştan ikinci gözler kopmuş demektir,
başın biri de tabii ki; baş-göz olma gerçekleşmemiş demektir.
Dikkatli bakın
baş-göz olabilenlere farklı bir şey göreceksiniz onlarda eminim sizlerde benim
gibi. İkisi bir insan gibidir neredeyse, erkeğin kadınından, kadının da
erkeğinden cinsiyetleri haricinde farklılıkları azdır. Biri konuşurken diğeri
ağzına bakar caart diye konuşmasını bölüp zart zurt bir şeyler söylemez;
söyleyecekse de lafı bittiği zaman söyle usturuplu bir şekilde. Ne küçümsemek
vardır ne de büyüklenmek. Yergi yerine katkı vardır içeriğinde söylediklerinin.
Erkek de
kendini siper eder yuvasını korumak için kadında. Ayrı gayrısı yoktur amacın.
İnsanların çoğu artık farkında bile değil kiminle evlendiğinin; aptal kutusuyla
baş-göz olduğunun. O yüzden yatıp kalktılar mı iş bitiyor. Sabaha başka bir
başa, göze ihtiyaç duymaya başlıyorlar. Robotlar çıktı bakalım nasıl olacak
durum? Merakla bekliyorum.
01-11-2017
Halil
GÖNÜL
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.