"Ha ha haaa!" |
Sümüklü Sülü, Anamı İstemeye Gelecekmiş
Babamla
sık sık güreş tutardık fırsat buldukça. Ablam beni kıskanırdı çoğu zaman “sen
babamı esir alıyorsun, benimle oynayamıyor” derdi açıkça da kızgınlığını
gösterirdi bana başıma vurarak yavaşça. Bense ablamın vuruşlarını beni sevdiği
için yapıyor diye yorumlar ona kızmazdım, hiç de kızmadım tam tersine çok
severdim kendisini.
Hep öyle vursun isterdim başımı. Hatta bazen dayanamazdım onun öylece oturup bizi seyretmesine ve babamdan kurtulup yanına giderdim sürünerek “vur vur bana hadisene çabuk ol yakalanmadan” derdim ve elini elimle tutar zorla vurdururdum başıma.
Hep öyle vursun isterdim başımı. Hatta bazen dayanamazdım onun öylece oturup bizi seyretmesine ve babamdan kurtulup yanına giderdim sürünerek “vur vur bana hadisene çabuk ol yakalanmadan” derdim ve elini elimle tutar zorla vurdururdum başıma.
Bazen
babam kavgalarda nasıl korunmam gerektiğini öğretirdi. Kavga etmemi hiç istemez
“bak oğlum, kavgada yumruk yemeyen olmaz” derdi “ama eğer kurtuluşun yoksa
kavgadan, üstüne üstüne gelirse işte o zaman da ilk yumruğu sen çakacaksın”
diyerek kendisine vurmamı isterdi. Ben vururken koluyla benim yumruğu etkisiz
hale getirir ve benim suratıma doğru diğer elini uzatır yanağımı okşardı.
Yine
bir gün akşamında yemek yedikten sonra sokakta kavga ettiğimizi söyledi ablam
bana bakarak. Söyleme dediğimi bir türlü anlatamadım işaret ve kaş, gözle. Olan
olmuştu, ağzından dökülmüştü kelimeler. Babam bana baktı ciddi ciddi “öyle mi
delikanlı?” dedi tok sesiyle. Üzülmüştü benim dayak yememe, yanağımda ve
kaşımda izleri vardı çünkü. Hoş ablam söylemese de babamın gözünden kaçmamıştır
ya zaten, fırsatını kolluyormuştur sormak, beni konuşturmak için. Gözünden
hiçbir şey kaçmıyor babamın. Dürbün mübarekler sanki, ne kadar uzakta olursan
ol her şeyi görüyorlar. Nasıl oluyor, nasıl yapıyor anlayabilmiş değilim.
Yaşım
küçük, ellerimde küçük olduğu için yumruklarım acıtmazdı babamın neresine
vursam. Bazen kızdığımda ciddi ciddi vurmak istiyorum, yumruğumu iyice sıkıp
var gücümle savuruyorum yumruğu suratına, hemen nasıl görüp anlıyorsa kocaman
elini açıveriyor balyoz gibi yumruğumun önünde.
Yumruğum
avucunun içinde mini minnacık kalıyor ama anama bakarak “of ooooof, yandım,
yandım ben, kolum kırıldı, senin bu oğlan çok güçlenmiş hanım, söyle şu oğluna
da fazla hırpalamasın beni” diyor ve anam da bana dönüp “seni yaramaz bücürük
dev seni, sen benim dev gibi kocamı mı dövdün ha, söyle bakayım şimdi bana ne
yapayım ben sana ha?” diye çullanıveriyor üstüme ve beni gıdıklarken yere
yatırıp bir güzel gıdıklamaya devam ediyor taaa ki ben “pes” deyinceye kadar.
Sen gel de pes
deme, gülmekten kasıklarım şişiyor, karnımın içleri acıyor sonra da. İşte bu
yüzden anamın yanında babamı vurmak istemiyorum. Yalnız vurursam babam şikâyet
de etmez utanır anamdan bana dövüldü diye ama anamın gözünün önünde yaparsam
anamdan utandığını gizlemek için beni şikâyet ediyor ona. O zaman da olanlar
oluyor işte.
Anam banyo
yaptırdı, bir güzel de saçlarımı tarayıverdi, bir taraftan ayırdı saçlarımı diğer
tarafa yatırdı hepsini, eliyle de üstünden sıvazladı tam yatsınlar diye;
bazıları itiraz ederek yatmıyorlardı. Ayna da bakıyordum ben de anamın
saçlarımı tarayışına ve sıvazlamasına. “Baban da böyle yatırırdı eskiden
saçlarını, gür gür saçları vardı; pek yakışıklıydı senin baban. Gördüğüm zaman
yüreğim güm güm vururdu, elim ayağıma dolaşır ne yapacağımı şaşırırdım genç
kızken.
“İstemeye
gelecekler kız seni bu akşam, git hazırlan” dediğinde anam “kimlermiş gelen?”
diye sormuştum hemen. Anam bildiğinden benimle alay etmişti beni kızdırmak için
“sülü, sülü şu sümüklü sülü yok mu işte o ve anası babası” dediğinde “olmaz,
gelmesinler söyle ana, eğer bak gelirlerse oğlundan olur kadıncaz, merdivenden
aşağıya yuvarlarım çıkarken o sümüklü sülü’yü” demiştim de anam bir gülmüştü
bir gülmüştü. Ortalık çınlamıştı da dedeniz çıkıp bakmıştı dışarıya odasından.
Ama benim
suratı görünce anlamış olmalı anamın bana takıldığını da bir şey demeden başını
iki yana sallayıp “haydi kızım işine bak sen işine” demişti bana sevecen
sevecen bakarak adımını atarken. Başı bana dönük birkaç adım attı sonra başını
çevirip yürüdü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.