SAYFALAR

Cumartesi, Aralık 09, 2017

Mektup-15-Şebelek Amca Ne Dedi?

"Yuvarlanan semer"
Şebelek Amca Yuvarlandı

                İşte o gün yine tırmanırken o yokuşu, “Aaa deyip ağzınızı yumun çocuklar, aaa deyip ağzınızı yumun çocuklar” derken eşeğin semeri üstünde.
               Eşeğin semeri de eşeğin kıçına doğru kaydıkça dik rampayı çıkarken sesi daha da gür çıkmaya başlamıştı “AAA deyip ağzınızı yumun çocuklar” hızlı hızlı tekrarlamaya başlamıştı belli bir tempoyla.
           Biz gülüyorduk durmadan onun eşek üstündeki hareketlerine.
           İnmeye çalışıyor inemiyor, semer düşmek üzere eşeğin kıçından, semerle birlikte kendisi de kayıyordu sürekli ve bir anda bağırırken sesi karışık çıkmaya başladı semerle birlikte aşağı yuvarlanırken. O önden semer arkasından, bir süre sonra semer öne geçti; semer önden o arkadan yuvarlanarak dereye kadar indiler ama ağzı hala laf yapıyordu anlaşılır anlaşılmaz şeyler çıkıyor gibiydi.
                Eşek de sırtındaki yükten kurtulmanın sevinciyle olmalı: nasıl da koşturmaya başlamıştı anırarak. Şebelek amcanın dediklerini o da anlamış olmalı ki neşeli neşeli anırıyordu eşek rampayı yüksüz çıkarken.
                Eşek rampayı çıkarken Şebelek amca da dereyi bulmuştu ve hala bağırıyordu avazı çıktığı kadar “AAAA deyip ağzınızı yumun çocuklar, AAAA deyip ağzınızı yumun çocuklar.
                Bizler, arkamızdan gelenlerinde yetişmesinden sonra orada gurup olarak nasıl da gülüşüyorduk Şebelek amcamın hal ve hareketlerine ama o hala aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu ve bir taraftan da arada eşeğe küfürler sallıyordu semeri sırtına almış dik yamacı tırmanmaya çalışırken.
                Tırmanırken bir eli sırtındaki semeri tutuyor diğer elinin parmaklarını da toprağa saplıyordu sanki, tutunmak için. Nefes nefese kaldı yarıya kadar tırmandığında, bu sefer de başka bir şey tutturmuştu “zart, zurt, dan, dun, hart, hurt, pıss, tıssss, tosss, zart, zort...
                Biz ne dediğini anlıyorduk ve kahkahalarımız devam ediyordu. Diğerleri anlamamıştı dediklerinden bir şey. Hem kulak kabartıyorlardı dediklerine hem de yardım etmeye çalışmayı deniyorlardı ama kimseler de cesaret edip yanına sokulamıyordu çünkü: yanına yaklaşana “git işine” diye bağırıyordu arada. Nefes nefese hali komik geliyordu bizlere. Ossuruk çeşitlerini sayıyordu, bilirsin hatırladıysan, yüz adet falan farklı ses çıkarırdı.
                Nihayet tepeye çıktı önümüzde ve semeri attı sırtından, ikimize yan bakıp “koştursanıza veletler, ne bakınıp duruyorsunuz aval aval? Tutup getirin şu eşek oğlu eşeği; kurtuluşun yok deyin ona” diye bize çıkıştığında ikimiz de eşeğin arkasından koşturmuştuk yıldırım hızıyla.
                Eşeğin yanına vardık, eşeği yakaladık da ancak eşekte ne yular ne de başka bir şey vardı tutup çekecek. Eşeğin ya yelesinden tutup çekecektik ya da kulaklarından. Senin aklına binmek geldi, bindin sırtına ve yelesine yapışarak Şebelek amcamın yanına geldik ben de eşeğin kıçını elimle vuruyordum biraz daha hızlı yürüsün diye.
15/
Devam edecek.

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.