"Rüşvet alan,sevilen insandır anlayışı"
Düşünmeden
edemiyorum, nasıl bu hale gelebildik? diye.
Derdim siyasi bakmak değil
meselelere, vicdani ve insani olarak bakıyorum kendimce. Madem insanım, öyleyse
çevremde olup bitenle ilgilenmeliyim, görmeliyim diyorum kendimce; haklıyı
haksızı ayırmam gerek kim olduğuna bakmadan. Yapabilir miyim? Bilmiyorum ama
yapmaya çalışıyorum elimden geldiğince.
Dinli,
dinsiz, renkli, renksiz, inanan inanmayan velhasıl niteliği ne olursa olsun
insanım diyen herkes elinden gelenin en iyisini yapmak zorundadır bu dünyada.
Güçlünün gücünü nereden aldığı bellidir her zaman, bazıları bileğinden bazıları
da arkasındakilerden alır.
Bilek
gücü bir yere kadardır, daha güçlü bir bilek çıkıncaya kadar karşısına. Gücünü
arkasından alanlara gelince: o güç siz, biziz aslında; bir gün olur
arkadakilerin dağıldığını gördüğü anda son çırpınışlarını yapar ama her şey
olup bitmiştir aslında ama alışkanlık işte bir türlü görmek, kabullenmek
istemez yalnızlığını.
İnsan
denilen yaratık yalnızdır bu dünyada farkında olsa da olmasa da. Gece yatağa
girdiğinde içindeki yalnızca kendisidir, yanında karısı ya da kocası yatsa da
aslına bakılırsa içindeki kendi yalnızlığıyla birlikte yatıyordur koyun koyuna.
İnsanların
çoğu farkında değildir: çok sıkıştığında başkalarına sorarlar sorularını ve
fikirlerini alırlar sonuçta başkalarının fikirlerinden hareketle yola çıkarlar
ve devam ederler. Düşünmezler daha ilerisini devam ederler yollarına. Görünüşte
kalabalıktır yolculuk ve inişli yokuşlu devam eder yollar.
Her
yolun mutlaka yolcusu vardır ki yol olarak ortadadır, yolcusu olmayan yol
zamanla silinir doğada.
Eğer
aklımız var diye ortalıkta dolaşıyor ve sorumluluk sahibiysek kendimize,
çevremize ve gelecek çocuklarımıza karşı yükümüz çok ağır demektir. Farkında
mıyız acaba durumun? Kendime sorduğumda bu soruyu: farkında olmadığımızı
görüyorum ve geldiğimiz nokta farkında olamadığımızın ispatıdır.
Nasıl
sigorta sistemi -SSK- çalışan sayısıyla ilgili ve emeklilere bakacak miktarın
toplanmasıyla ilgiliyse bir memleketteki vicdanlı, akıllı ve sorumluluk sahibi
insanların çok olmasıyla da memleketin refah ve kalkınma seviyesi ilgilidir.
Çok olursa eğer işte o zaman sorumsuzlar fazla boy gösteremezler. Bir iki
derken cesaret edeni çok çok azalır zamanla.
Yıllarca
siyasetle uğraşmayın diye empoze edildi ve gelinen sonuç amaçlarına ulaştığını
gösteriyor. Siyasetle uğraşmayın demek oyunuzu önemsemeyin bizim dediğimiz
yönetimi eline alsın demekmiş aslına bakılırsa. Hala fark etmeyen dağlar var bu
memlekette. Yalnızca oy vermek de sorumluluk değil oyun peşine düşüp ne yapıyor
nasıl yapıyor diye bakmaktan geçiyor yollar. Biz bunu yapamadığımızı ispatladık
80-90 yıldır.
Başa
dönme zamanı geldi bayanlar baylar, takkelerinizi türbanlarınızı, feslerinizi
velhasıl şapkanızı önünüze koyup düşünme zamanı geldi de geçiyor bile. Yolun
sonu göründü ufukta fazla zaman da kalmadı. Acele edilmesi gerek.
Bu
kadarı da fazla dedirtmediler mi hala size? Eğer dedirtmedilerse geleceği çok
daha zor demektir çocuklarınızın ve çocuklarımızın. Onların çocukları gidecek
bir yer bulur ya sizin çocuklarınızın gidebileceği bir yerleri var mı yedek
olarak?
03.12.2017
Halil
Gönül
Görsel: Google Görseller
Maalesef bu kadarı da yetmeyecek vicdansız, sorumsuz ve sadece kendi cebini düşünen kişilere. Onlara insan sıfatını veremedim, kişi dedim özellikle. Kendi alın teri, emeği ile namusuyla, dürüst çalışarak para kazanmak yerine bir takım üçkağıtçılıklara, rüşvetlere bulaşarak para kazanmak maalesef çok kişiye cazip geliyor. Bu kişiler bu haltları yerken kimse görmüyor nasılsa diyerek gayet rahatlar, aldıkları rüşvet de kiminin büyük / astronomik rakamlar, kiminin ise üçkağıtçılık bir piramit gibi piramitin en üstünde enbaş/en büyük hırsız/rüşvetçi var, en alttakiler daha az rüşvet alıyor, hepsi birbirini kolluyor, hepsi rahatlar ama ortaya dökülünce çorap söküğü gibi arkası geleceğinden korkuyoplar, çünkü küçük hırsız konuşunca, büyük hırsızlar tedirgin oluyorlar, Mafia'laşmış ülkelerde daima böyledir. Bunların çevresi de küçük rüşvetçi, hırsızlarla dolu. Hepsi birbirlerini koruyup, kollamak zorundalar. Sen konuşursan ben de konuşurum, ben hapse girersem, seni de peşimden sürüklerim gibi tehditlerle birbirlerini sürekli tehdit ederler. Çürümüş toplum olmuşuz, dürüst, namuslu yöneticiler olsa etraflarında da dürüst, namuslu insanlar olacak, kimse kimsenin üçkağıdına gözyummayacak ama baştan kokuşmuş balık. Şimdi utanmadan halının altına süpürmeye çalışıyorlar. Suçluların telaşı içindeler.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık. Doğruları yazmışsınız.
bücürükveben,
Silİş hayatında bir ifade vardır "rüşvet alan kişi uyumlu, iyi kişidir" diye. rüşvet almayanlar dışlanırlar. özellikle yatırımcı kuruluşlarda böyledir. Bizim halo ağalar başka memleketleri de kendisi gibi düşündüğünden amerika güvenlik baş danışmanına bile rüşvet vermişler ama ortaya çıkınca da kabullendi ve itirafçı oldu. bence çaresi eğitim de yatıyor.
bu ülkemizin hali çok üzücü bi durum.. nereye gidiyoruz? gerçekten çok doğru sözler bunlar..emeğinize sağlık..
YanıtlaSilErtuğrul Yıldırım,
Silteşekkür ederim.
80 yıldır adım adım ilerledik bu günlere kadar. aslında her şey görünen bir durumdu ve açıktı. bundan sonrası da gayet açık. hatırlanırsa yıllar öncesinde yol ayrımına gelmişti türkiye mhp redikalizmi yükselmişti, ya mhp faşizmine ya da redikal islami sağa sapacaktı, kurt ile kuş ortaklık yaptı ve kurt da kuş da eritildi potada; redikal islami sağa yol açılmış oldu böylece. baykal da yoldaki taşları temizleyince her şey süt liman oldu. açıkçası memleketin sahibi yokmuş dedirtecek kadar oldu olanlar. uluslar arası ajanların cirit attığı yer oldu memleket. şimdi de sarı çizmeli memet ağa ve çarıklı erkani harp kurtaracak memleketi.