SAYFALAR

Salı, Aralık 05, 2017

Kaşık-29-Fatma'nın Taksi keyfi

“İki kaşığı yan yana olmayacak kocanın, iki kaşığından birini mutlaka kıracaksın!”
"Taksi keyfi"
BÖLÜM-29

TAKSİ KEYFİ

KAŞIK

        “Bir de durakta bekleriz daha, çabuk ol kız aç bacaklarını kırıtma öyle arkamda” hızlı adımlarla durağa doğru yürüyen Hüsniye, arkasından gelen ses kesilince dönüp baktı arkasına. Kız dikilmiş kaldırımın ucuna yukarıya bakıyordu arabaların geldiği yöne.
            “Kız aklımı kaçırtma benim, ne halt ediyorsun sen orada?” diye el kol hareketleriyle kızgınlığını belli etmişti. Tek tük de olsa insanlar vardı cadde boyunda yürüyen, onlar duymasın diye de yavaş konuşmuştu.
                   Fatma Hüsniye’nin dediklerinin hiçbirini de anlamadı, gelen taksiye işaret etti, kapıya yaklaştığında anasına bağırdı “ana kız, gelsene çabuk, acele et” dedi.
            Şaşırmış olan Hüsniye var olan hızıyla yanına vardı, Fatma binmişti bile arabanın arka koltuğuna ve yanaştı Hüsniye’ye yer açmak için. Hüsniye de bindi. Adresi söyledi Fatma taksiciye. Anasına dönerek “kız ana akşama kadar taş döşedik, bir de otobüs mü bekleyeceğiz durakta, aşk olsun sana yani. Nasılsa kazandım bugün, keyfini sürelim bari kız.” dedi kıkırdadı sevinçli sevinçli.
            Alışkın olan taksici dikiz aynasından göz attı Fatma’ya, gülümsüyordu Fatma. “Hanım anne kızınız iyi kazanıyor anlaşılan, çok şanslısınız vallahi. Hani derler ya 'analar neler doğuruyor' doğru söylemişler vallahi billahi. Tıpkı sizin için söylenmiş bir söz. Kıymetinizi bilin sizde, nerede görülmüş bu zamanda paraya kıyıp da anasını taksiyle eve götüren kız?” “Önüne bak sen evladım önüne, başımıza bir iş kış getirmeden götür de gerisi Allah kerim.” dedi Hüsniye taksicinin düşmüş çenesini tutması için. Fatma’nın bacağına da esaslı bir çimdik attı yandan.
            Mahalleye taksiyle girseler mutlaka bir gören olurdu, en iyisi mahalleye girer girmez kavşakta inmekti onlar için. Fatma rahattı aslında ama Hüsniye sıkılıyordu, dedikodudan çekiniyordu ne de olsa yaşını başını almış kadındı. “Bizi şu ilerideki kavşağın yanında indir evladım” dedi tok bir ses tonuyla emrivaki. “Emriniz olur hanım annem” dedi dikiz aynasından arkaya bakıp gülümsedi genç taksici. Durumu anlayan taksici açık gözlük düşündü, taksimetrede yazan rakamı biraz daha fazla söyleyecekti, nasılsa bakmazdı bunlar taksimetreye falan, dediğini öder, belki bahşiş de verirdi, kırıtarak da teşekkür ederler inerlerdi.
            Bakarlarsa da özür dilerim yanlışlıktan dolayı diye düşünüp, bir buçuk katına varan bir rakam söyledi yirmi metre kadar kala kavşağa. Dikiz aynasından da takip etmeyi ihmal etmiyordu arka koltuğu.
            Fatma çıkardı para tomarının içinden istediği parayı verdi, ilave olarak bir miktar da bahşiş ödedi ve teşekkür ederek indi arabadan. “Yan camı açan taksici, sırıtarak “Allah bereket versin, Allah ne muradın varsa versin güzel ablacım, buyurun kartımı siz gibi nazik hanımefendiler için her zaman hizmete amadeyim efendim” diyerek kartını uzattı camdan dışarıya. 
          Tam da hizasında olan Fatma başını yana çevirdi ve elini uzatıp kartı alarak çantasına attı, yürümeye başladılar Hüsniye’yle birlikte.
Halil Gönül

Görsel: Google Görseller


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.