SAYFALAR

Salı, Mart 27, 2018

Akan Zamanın Tortuları İnciler

İnciler

İnciler-3

-Zamanında atılması gereken adım atılmazsa, sonrasındaki adım felakete atılan ilk adımdır ve geri dönüşü olmayan çıkmaz sokağa gider. 02.01.2018
-Görüp, yaşadıklarım karşısında bazen umutsuzluğa kapılınca, Atatürk’ün ömrünü boşa heba etmemiş olmasına inanmak istiyorum. 12.02.2018
-İntihar etmekle sevdiklerinin vefasızlıklarını cezalandırıyorlar aslında duyarlı insanlar, acaba anlıyorlar mı dersiniz? Öğrendim ki anlamıyorlar; aksi halde intiharlar olmazdı. İnsanlık ölmüş mü?
-Kaybetmeyi sevmiyor anlaşılan, Tanrı; savaşın başında herkes dua ediyor ama biri mutlaka kaybediyor. 19.02.2018
-Bu insanoğlu çok garip: Yıllarca besleyip büyüttüğü, gözünden sakındığı; her şeyiyle tanıdığını böbürlene böbürlene söylediği oğlunu, kızını üç gün tanıdığı birine güvenir ve emanet eder çocuğunu. Bu ne lahana, ne perhiz demezler mi?
-Kötülük yapmak, insanın içinde kaynar kazan; bazısı taşırır dışına, bazısı da kapatır ağzını kör tapayla. 20.03.18
-Akan zaman su gibidir; can suyu olur can verir bazen, bazen de siler süpürür ne varsa; alır götürür.
-Neden “çıkmaz yol” levhası koydurmayı akıl edemez ki Tanrı? Madem biliyor çıkmaz yolları; bir türlü çözemedim.22.03.18
-“Kendime yok ki faydam; başkasına nasıl olsun?” derse, birisi geçip karşına; ne yapılabilir?
“Belki de bulanık akan zamanın durulması beklenir!”  24.03.18
-Gözlerim kıskanıyor yaşlarını benden; akıtmıyorlar damlasını bile burnumun dibine. Belki de burnum gittiği içindir, dikine!
-Çelişki değil mi, sizce de; yürüyecek hal bile yokken, ayakta dimdik durmaya çalışmak?
-Bazen yemek yemek-bir şeyler atıştırmak- o kadar angarya geliyor ki; boğazı tıkamak istiyorum. 24.03.18
-Körlük: gözlerin kaybolması değildir; asıl körlük: dört gözle bile, baka baka görememektir; hiçbir çaresi de yoktur üstelik.
-Bir yerde hesap varsa, ihanet de vardır mutlaka. Hesapsız Kasap rahmetli olalıdan beri böyle.
-Gün, güne sızlanıyor durmadan; “benden iyi gelmiyorsun” diye. Kulaklarım şahittir, gözlerimle de.
-Sizi köftehorlar sizi, -sözüm meclisten dışarı- fıstıklı köfte var; yer misiniz?
-Ne günlere geldik! At, katır, eşeği tanımaz oldu; köpekse kurdu. Tilkiyle çakal da leş kokusuna şehirlere indi.  27.03.18

                                                                               Halil Gönül
Görsel: Google Görseller

2 yorum:

  1. Halil Bey'den özlü sözler. Çoğunun altına imzamı atarım. Yaşanmışlık böyle bir şey işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim Rabia hanım. Bazen geriye dönüp baktığımda o kadar kötü ve yokluklar olmasına rağmen "gelen, gideni aratır" sözünün doğruluğu oldukça şaşırtıyor beni. Zaman mı kötüleşiyor yoksa insanlar mı; ya da biz mi görme yetimizi kaybetmeye başladık bilmiyorum. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.