SAYFALAR

Cumartesi, Aralık 22, 2018

Neden, bazen Susmak Gerek?

Bazen Susmak Gerek

            Bazen susmak gerek, susmak. Aklından geçenleri bastıracağım diye bir şeyler söylemek patavatsızlığa yol açıyor, incitiyor bazen yanındakileri. Fark ediyorlardır mutlaka ama hiç kimse de konuşmuyordur, içine atıp konuşacağı zamanın gelmesini bekliyorlardır mutlaka.
            Zafer kendi anılarından yola çıkarak düşünüyordu tüm olan biten patavatsızlıkları. Kendisi de yapıyordu arada ama hemen çark etmeye çalışıyor ve kırıldığını düşündüklerinin gönüllerini alma çabası içine giriyordu. Utanması da cabasıydı böyle durumlarda. O yüzden patavatsızı hemen tanıdığını düşünüyordu.
            En iyi patavatsızlar yalancılar ve kendini küçük görenler arasından çıkar mutlaka. Neden mi? Çünkü: işleri güçleri yalanlarını kapatmaya çalışmaktır. Enerjilerinin büyük bir bölümünü bunun için harcarlar da doğru dürüst düşünmeye enerjileri kalmaz da ondan.
            Aşağılık kompleksinde olanlar ise kendilerini ispatlamak çabasındadırlar her zaman. Ne yaparlarsa yapsınlar yaptıklarının tam ortasında kendileri vardır, hiç kimseyi sığdıramazlar gönüllerine. Gönüllerinin her köşesi ve her boşluğu kendileriyle dolu olduğu için yer bulamaz dışarıdakiler.
            Zafer’e çok tuhaf gelen ise insanların neden bu kadar yamuk yumuk, şekilsiz olduklarıdır. Bir bakmışsın dümdüz, sopa gibilerdir bir de bakmışsın yusyuvarlak; top gibi. Şekillerine bir karar verseler iyi olacak aslında ama mümkün görünmeyen meseleler arasındadır bu durum maalesef.
            Hiç konuşmadığı zamanlarda da bir şeyler anlatır insanlar anlayabilene hâlbuki. Neden herkese anlatma ihtiyacı hissederler ki? Anlayacağını düşündükleri kişilere anlatmaya çalışmaları işin en doğrusu değil midir?
          Çok gariptir ki, anlayabileceklere anlatma ihtiyacı duymazlar genellikle de anlayamayacakların anlamalarını bekleyerek boşuna çaba sarf ederler, oldukça da enerji tüketirler bu çabaları için. Olmaz, olmaaaaz. Herkesin aynı anda aynı şeyi anlaması hiçbir zaman mümkün olmamıştır zulümden başka. Zulüm ve acı verenler en çabuk organize olan ve başkalarına acı çektirmenin kendilerini yücelttiklerini düşünürler. Kompleks sen nelere kadirsin, ölüm bile korkar senden.
            Dünyadaki insanların hepsi de iyi olsaydı belki de kötülüğün kötülük olduğunu, acının ne olduğunu bilemeyeceklerdi insanlar. Kötülüğü kim ister ki? Diye sormayın sakın, görmüyor musunuz çevrenizdekileri? En yakınınızdalar hem de.

Görsel: Google Görseller

6 yorum:

  1. Söz gümüş ise sükût altınmış..

    YanıtlaSil
  2. En çok da onlar konuşur ama.. Çok da bildiklerini sanırlar ama çok da yanılırlar.. Ahh ne diyelim..

    YanıtlaSil
  3. Marhaba Halil blogunuzu ziyarete geldim. Benim bloguma da beklerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Sanıyorum dikkatinizi çekmemiş. "Sıkıntıyla ilgili yazınıza yorum bırakmıştım. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.