demli |
12.04.2018-0220 Perşembe
/Aydın
Geçen yazıyı
tamamlarken bardaktaki çayı unutmuşum bir süre ve çay ılıklaşmış hatta soğumaya
yüz tutmuş; yudumladığımda soğuk çayın hoşuma gitmediğini fark ettim. Nedense
bu aralar çok şeyler fark etmeye başladığımı düşünmeden yapamıyorum.
İhtiyarlıktan mıdır yoksa bunama belirtisi midir bilemiyorum.
Çayın
kızgını daha fazla keyif veriyor, uyarıyor insanı; hiç olmazsa içtiğini fark
ediyorsun. O da fark ettiriyor kendisini zaten, sıkıyorsa fazlaca bir yudum alda
göreyim diyor arada sırada. Neyse, demlikten tekrar doldurdum bardağımı. Ama
hepsi ılıklaşmış artık. Yeni bir demlik düşündüm bir an ama sonra vazgeçtim
demlemekten.
Bir an
hafıza kaybı yaşadım. Asıl yazmayı düşündüğüm konu unutulmuştu çayın ılıklığından
dolayı dikkatimi çayı tekrar demlemeye yöneltince.
Tamam, kontrol bende, meraklanmayın;
hafıza döndü geriye. Konu: zaman zaman gece ve gündüzlerin birbirine girmesi.
Hayatımın tersine dönüşü!
Yarasalar gibiyim sanki. Benim
yarasalardan farkım, aydınlıkta yaşamam gece de olsa. Ha, bir fak daha var,
kanatlarımın altında zehir falan da taşımıyorum, bilesiniz!
Bu kadar moralimi bozan ve kafamı
karıştıran gece ve gündüzlerin karışması, yer değiştirmeleri. Yani gündüzlerde
değil de gecelerde olmam, vücut saatimin değişikliğidir. Oldukça fazla
etkiliyor insanı. Depresyon depreşiyor bazen kapıyı tık tık diye kibarca
vurduğunu işitiyor insan. Zaten yeterince dinlenemiyor da geceleyin
uyunamayınca insan. Biliyorsunuz gece karanlığında yayılan bir hormon var, işte
ondan mahrum kalınıyor.
Uzunca bir süre birlikte yaşayınca
gecelerle, bir karara vardım artık. Önemsemeyeceğim gece veya gündüz olmasını.
Çünkü önemsedikçe bana sıkıntı verdi hem de gereğinden fazlaca oldu verdiği
sıkıntı. Nasılsa geçip gidiyorlar gece de olsa gündüz de olsalar. Bana mı
soruyorlar sanki. Kendi bildiklerini okuyorlar. Her zaman da bildiklerini
yapacaklar tıpkı bana hiç sormayacakları gibi. Kuru bir zaman kendi başına
hepsi de. Gece olmuş, gündüz olmuş benim için farklı olmayacak bundan böyle.
Restimi çektim anlayacağınız. Yoksa tepeme çıkıp oturmaya kalkıyorlar el birliği
yaparak gece ve gündüz. Hadlerini bilsinler biraz, ben anlam kazandırıyorum
onlara. Ben olmazsam benim için de bir anlamları olmayacak, öyle değil mi ama?
Biraz kafası çalışsa anlayacak
hâlbuki onu benim anlamlandırdığımı. Ben olmadan bir anlamı yok ve varlığı da
yok. Her yaşam için de bu durum böyle, farklısını düşünmek boşuna.
Bir daha çay demleyeyim en iyisi ben.
Biraz önceki kahvaltı içindi, şimdiki keyif demliğim olacak. Sabah da
yaklaşıyor nasılsa. Sabahın alaca karanlığının keyfini süre süre içerim yudum
yudum.
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.