SAYFALAR

Cumartesi, Ağustos 10, 2019

GÜNCELERDEN-Ömür Dağı Gezintisi

"Ağrı Dağı" 

12.04.2018-0130   Perşembe /Aydın

            Bu gün 12.04.2018, günlerden Perşembe ve saat 0130 civarı. Ben henüz yeni kalktım saat 24’ü geçen bir saatte uyandım. Kahvaltımı, yerli ve milli orta boy 3-4 muz ile yapmayı düşündüm kalkar kalkmaz. Yerli ve milli muzlar beni kendime getirmeye, uyandırmaya yetmediler. Bir süre sonra mutfağa dönüp çay demledim ve Salı günden kalan bir adet otlu-peynirli sac pidesini hallettim çay demini alınca.

            Gözlerim hala üzerlerindeki uyku mahmurluklarını atabilmiş değiller. Çay içerken aklımdan tekrar geçti, haftanın günleri hakkında yazdığım yazı.
            Geçen gündeki yazının devamını getirmedim, üşengeçliğimden ve bu nedenden dolayı da kendi kendime sitem etmeye başladım ihmal edip geç bıraktığım için. “Bu yazı sürüncemede kalmasın” diyerek salona geçip oturdum. Salona geçerken kurşun kalem, defter ve demliği de götürdüm. Bu arada da düşündüm; fazla uzatmadan bir tür özet veya sonuç yazmalıydım geçen yazının devamına.
            Evet, haftanın günleri insanın yaşamındaki oynadığı rollere göre anlam ve değerleri değişiyor demek ki. Memurken Pazartesi en dip ve dipten tepeye doğru tırmanmaya başlıyorsun ta ki Çarşamba öğleden sonraya kadar.  Çarşamba günü öğle vakti –öğle tatili- zirveye ulaşıp, kısa bir nefeslenmeden –öğle yemeği- sonra inmeye başlıyorsun zirveden aşağıya. Ovaya iniş Cuma günü mesai bitimidir. Zirveden aşağıya hızlı iniş insanı daha fazla yoruyor belki de ama farkına varılmıyor bu durumun.
            Cumartesi sabaha kadar dinlendikten sonra ovanın, vadilerin zenginliğini keşfe çıkıyorsun Cumartesi ve Pazar günleri içinde. Cumartesi iş stresinin tam olarak atılamadığı bir gün olarak geçse de ovanın ve vadilerin rengârenk, alabildiğine en çılgın haliyle gözlerinizin önüne serilmiş olmasının sarhoşluğuyla Pazara adım atıveriyorsunuz bir anda.
            Pazar gününün tadını çıkarayım derken öğleden sonra yavaş yavaş kendine gelmeye başlıyorsunuz ve iş, güç takılmaya başlıyor aklınıza. Derken pat diye dipte buluveriyorsunuz kendinizi. Pazar gecesi ve yatağa girince uyumak istedikçe kâbuslar bastırmaya başlıyor bazen. Adına da pazartesi sendromu koymuşlar. İşte, nihayet hazırsınız dipten zirveye tırmanışa ve pazartesi sabahın köründe yollardasınız.
            Böylece döner durur bu dünya işte; bir dip, bir zirve derken bebeklikten güçlü yetişkinliğin zirvesine; orada bir süre dinlenirsiniz ve bir zaman gelir inişe hazırlanmaya başlarsınız. Gün gelir yavaş yavaş inişe geçersiniz. Derken dağın eteklerinde zaman geçirirsiniz biraz daha. Nihayet eteklerden aşağılara daha hızlı bir iniş gerçekleşir. Aslında tepesinde ve eteklerinde dolaştığınız dağ sizin kocaman dediğiniz “ömür” dağınızdır. Eteklerden arada bir dönüp indiğiniz zirveye bakarak hayıflanırsınız sonra da çaresizce yolunuza devam edersiniz istemeye istemeye.

            Tadını çıkarın, bir daha dönüşü yok bu yolun. Geriye bakıp bakıp hayıflanmanın da getirisi olmadığı gibi götürüsü var aslına bakılırsa. 

Devam edecek...

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.