Evet, yeni
bir günden harcamaya başladık yine. Böylece Salıya girilmiş olduğunu fark etmiş
bulundum. Ama bu yazının tarihi değişmeyecek, başındaki tarih sabit kalacak bu
yazı bitinceye kadar. Daha bittiğine inanmıyorum çünkü.
Beş dakika geçmedi daha bırakalı.
Arkama yaslanıp, bacak bacak üstüne atıp, sağ kolumu yukarıya kaldırıp
gerinirken düştü aklıma; yazının
başlarında yazarlardan ve klasiklerden bahsetmiştim ya, işte o yazarların
genellikle felsefe eğitimi almış oldukları dikkatimi çekti bir de.
Genellikle felsefe ağırlıklı eğitim
alanlar –Zülfü Livaneli de felsefe eğitimli olanlardan- felsefecilerin dünyaya, yaşama ve olaylara
bakışlarını bildikleri için, benim gibi toy yazarların daha doğrusu
yazarcıkların yanında yaşam tecrübeleri daha fazla olduğu net bir şekilde
ortaya çıkıyor ve olayları işleyişleri daha farklı oluyor kanımca. Kısaca kendi
tarzlarına daha çabuk ulaşıyorlar.
Örneğin Montaigne’nin Denemeler’ini
okuduğumda –daha önce okuduysam da anımsayamadım- çok etkilendim. Hatta kızdım
kendi kendime, neden okumadım daha önce diye. Nedense hiç tesadüf de etmemişim
anlaşılan.
Montaigne, yaşamının sonlarına doğru
yazdığı, kendince iddiasız ve basit olan “Denemeler” kitabında anlattıkları ve
yazdıkları şeyler 300-400 yıl öncesinden geliyorlar ve o zamanın şartları,
teknolojisi, bilimine göre yazılmış düşünülmüşler ama bu gün bile birebir,
tartışmasız denebilecek düzeyde geçerliliği olan şeyler çoğunluğu.
“İşin sırrı basitlikte, yalınlıkta,
kısa ve kolay anlatım tarzında, detaylarda gizli demek ki” demekten
alıkoyamadım kendimi.
Şimdi biraz dinleneyim artık.
Rahat batıyor galiba bana,
uyuşturuyor sanki. Bir şeyler rahatsız etmeli canlılık için. Televizyonu
kapatmaya üşeniyorum yazmaya başladığımda. Hoş, önemli de değil benim için.
Yazmaya dikkatimi yoğunlaştırdığım için duymuyorum çünkü televizyondan gelen
sesi. Yazdığım konum ve mekânda oluyorum, başka bir yerde yani.
“Anlaşıldı, dinlenilmeyecek böyle.
Yer değiştirmekte fayda var. Televizyonu kapat ve söndür lambayı. Doğru
bilgisayarın başına, bloğa bir bak, olur mu?”
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.