Perdenin arkası |
Perdenin Arkasındakiler
Herkes
–idari kademelerdekiler de dâhil- durumlarından hiç de memnun görünmüyorlardı,
her biri de diken üstündelerdi adeta. Bir anda birileri çıkıp iki dudağının
arasından çıkan kelimeleri boşaltıverecekler ve o insanların bütün yaşam
planları alt üst oluverecekti. O nedenle yerlerinde kıpırdamaya bile
korkuyorlardı. Hele ağızlarından çıkacak kelimelere o kadar çok dikkat
ediyorlardı ki bu durumlarını bir türlü anlayamazdım.
Ben deli
doluydum ve sakınmazdım aklıma yatan bir şeyi. Çiçeği burnunda bir mühendistim
ve çok toydum henüz. Sonradan anlayacaktım toyluğumu ve perdenin
arkasındakileri.
Hayallerim
vardı. Etrafımdaki dağınıklıkları toplayacaktım bir an önce zengin olup da.
Çünkü üç kuruş paraların eksikliği, yokluğunda çok canımızı yakmıştı geçmiş
zamanlarda, bu durumu tersine çevirmek istiyordum bir an önce. Çok şeyi hep
başkalarında görüp bir türlü elde edemezdik ama içimizden bastırırdık o isteklerimizi.
Kimseye söylenecek şeyler de değildi bunlar, tam tersine zayıflık olarak
değerlendirilirdi fakir ve yoksulluk sanki bizim suçumuzmuş gibi. Anlayacağınız
içimiz fakir ve yoksul, suratımız zengin, daima hayatından memnunları oynardı
suratlarımız. Hâlbuki kılık kıyafet zaten kendisini belli ediyordu. Gönlümüz
zengindi ve öyle olur olmadık bir şeylere pabuç bırakmıyorduk. Bunun adına da
burnundan kıl aldırmamak deniliyordu. Ne olursa olsun mutlaka bir gerekçe vardı
her şey için bu hayatta, olumlu veya olumsuz hiç fark etmiyordu.
Yıllar çok
çabuk geçmeye başladı şantiyelerde. Ne
var ki patron kontrolsüz gidiyordu çünkü babasının emeği vardı çok şeyde ve her
zaman aynı olacakmış gibi davranış içinde bulunması işlerin kontrolden
çıkmasına neden oldu. Bu sürecin
arkasından ben de kendi işimi kurmaya karar verdim. Evdeki hesaplar çarşıya
uymamaya başladı zamanla ve anladım tabii ki dünyanın kaç bucak olduğunu. Her
ne kadar azimli olsam yılgınlık göstermesem de zaman zaman enerjimin
tükendiğini hissetmeye başladım. Anladım ki hiçbir şey o kadar kolay değilmiş
hele parasız pulsuz olmak en kötüsüymüş zira parasız pulsuz hiç bir şey
olmuyormuş. Bilgi hiç de önemli değilmiş iş yapmak için. Adam satın alma, adam satma gerekiyormuş
meğer işlerin iyi olması için. Bu durum bana ters gelen bir şeydi ve bir süre
sonra alan değiştirerek inatla kendi bildiğim yolda yürümeye devam ettim;
satmadan, satılmadan, kandırmadan devam etmeye çalıştım düşe kalka.
Görsel: Google Görseller
Ne yazıkki öyle.
YanıtlaSilmaalesef öyle. :(
Sil