harf |
-Anlatayım o zaman. Kafayı yedim diye
korktum geçenlerde. Kafayı kontrol
edemez oldum. Her şey düşünce hızındaydı… toz duman, volkanlar, patlamalar,
fırtına, şimşekler, yıldırımlar derken ilk canlılar… derken güneş, bitkiler, canlı çeşitliliği… maymunlar, ilk
ayağa dikilenler veee insan yani akıllı denilenler. Anladın, evrim…
-“D” getirmeyeceksin başına değil mi?
Dedim gülümseyerek. O da gülümsedi
başını salladı iki yana. Olumsuzdu.
-İş “akıllı” denilenlerden sonra
başlıyor. Hayvan oğlu hayvan olduğunu unutmaya başlıyorlar. İçlerinden daha
akıllıları çıkıp kafesliyor diğerlerinin akıllarını değişik fırıldak ve
dümenlerle. Hâkimiyet kuruyorlar diğerlerinin üzerinde. Diğerleri de
kabulleniyorlar bu durumu. Çünkü bir arada olmaları gerekiyor hem içeriye hem
de dışarıya karşı. Her taraf düşman dolu…
-Sana neden dert oldu bunlar?
-Harfi-tarif lakabını koyan siz değil
misiniz yahu bana ince eleyip sık dokuyorum diye. Devam ettim araştırmaya. Oku
babam oku. Ne bulduysam. Kapandım yıllarca. İlk zamanlarda keyifliydi, heyecan
duydum ama git gide sıkıntı vermeye başladı öğrendiklerimi birleştirmek.
Düşünmek istemedikçe üstüme geldi benim kafa. Bir yerden sonra da kontrolden
çıktı kendi kendine düşünce hızında hareket etmeye başladı. O öyle yol aldıkça
benim başım dönmeye başlıyordu, dengem bozuluyordu. Kısaca korktum kafa gitti
diye. Telaşlandım ama bir yandan da bujiler yansa da hiç ateşlemese diye
düşündüm biliyor musun? Ateşleme olmazsa rahatlayacaktım sanki.
-Eee, dondurucuya falan soksaydın
kafayı serinletmek için. Contaları kurtarsaydın bari!
-He, he komik değil mi? Oradan
bakınca komik tabii. Beyin dediğin bir dereceye bile duyarlı, hassas adam.
Kayışlar yanıyor çark çevirmekten. Neyse kurtardım. Biraz conta kokusu geldi
gibi oldu ama sen bak bakalım nasılım. Anlatırsın bana sonra. Sahi ne kadar
oldu seninle böyle dalaşamayalı?
-Vallahi ben hatırlayamıyorum. Aslına
bakarsan ben de zor dönemlerden geçtim. Benzer durumlar yaşadım sayılır.
Etrafımı görecek halim yoktu. Kapattım kendimi dünyaya. Neyse sonra anlatırım
seni bölmeyeyim ben.
-Kuraklık, don, buz derken bir de
kuzey, güney falan değişmiş yani kutuplar değişmiş galiba iki kez olmuş.
Dünyanın manyetik alanında değişiklikler olunca felaketleri de beraberinde
getirmiş… Uzunca ve riskli süreçten kurtulanlar bir araya gelerek hem
kendilerini hem de çevrelerini inceleyip anlamaya çalışmışlar. Avcı-toplayıcı dönemi oldukça uzun sürmüş
arkasından tarıma yönelmişler bin bir engele rağmen. İtiraz edenler olmuş.
Tarıma geçince açlık korkusu kalkmış, daha fazla sayıda nüfus barındırabilme imkânı
elde etmişler.
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.