Dernek ve Şirket Kuruluyor
Zafer, emeklerinin boşa gitmemesi için
dernek kurmaya karar verir arkadaşlarıyla beraber. Dernek kurulmasının
arkasından tüm varlıklar bu derneğe bağışlanacaktı ve böylece tek hâkimi
kendileri olacaktı. İlk anda dernek yöneticilerini belirlemekti bütün mesele.
Geniş bir toplantı yaptılar ve yöneticileri seçtiler aralarından. Derneğin
adını da belirlediler. “Sokakta yaşayan kimsesizler derneği” olacaktı ve
kısaltma isim kullanacaklardı resmiyette. “SO-KİM DER” olarak kayda
geçireceklerdi.
Resmi
işlemler için yanlarına bir yardımsever avukat almışlardı. Bütün işlerini
avukat yönlendiriyor ve takibini yapıyordu. Avukat ücret almayacaktı bu
çalışmaları için. Çok sevindiler bu duruma. Avukat kısa sürede gazete
manşetlerine çıkmıştı bile. Meyvesini toplamaya başlamıştı emeğinin. Nutuklar
atmaktan da geri durmuyordu birden sokak dostu olup çıkmıştı derken başka
avukatlar da talip oldular derneğin avukatlığına.
Adı yok
zengin, ağalığını esirgemiyordu. İkinci bir barınak ayarlandı. Geniş bir depoydu
bu. Mutfak kuruldu. Diğer barınağa da buradan yemek verilecekti. Şimdilik
oldukça verimliydi ama daha çok kişi vardı sokakta. Hasta ve bünyesi zayıf
olanlara öncelik verilmişti.
Hem mücevher
hem de banka soygununda iyi bir iş çıkarmışlardı. Kendi emekleriyle alınanlardı
bu bağışların hepsi de. Daha arkası gelecekti. Başka hayırseverler türeyecekti
ama beklenmesi gerekliydi dikkat çekmemek için. Tek dikkat çekmeleri gereken
duyarlılık sağlamak için sokakça taleplerini karşılayacak ucuz eylemleri olmalıydı.
Kış
aylarında daha da yoğunlaşarak bu davranışlarını sürdüreceklerdi. Aynı zamanda
yeni bir depo ayarlanıp burasını da atölyeye dönüştürme planları vardı.
Sürekliliği sağlamak için bir şeyler üretmeleri gerekiyordu. Ellerinden ne
gelirse hız vereceklerdi.
Kışın
ortalarına doğru küçük bağışlarını da bir araya getirerek önce küçük
sayılabilecek bir depo satın aldılar dernek üzerine ve burasını atölye
yaptılar. Marangozluk aletlerini temin ettiler. Bazı marangozlar ve
mobilyacılar katkıda bulunmak istediler. Kısa sürede faaliyete geçti atölye.
Güzel el işi ahşap oymalar ve mobilya üretiliyordu. Göz dolduran ürünler kapış
kapış gitmeye başlayınca heyecan daha da arttı. Bazı büyük mobilya firmaları
birlikte çalışmayı bile teklif ediyorlardı. Ham madde onlardan olacak üretim
onların kontrolünde atölyede olacaktı. Pazarlamasını firma yapacaktı.
Hiç kimsenin
ruhu duymadan tereyağından kıl çeker gibi döviz büroları ve kuyumcu soygunundan
sonra durum oldukça rahatlamıştı. Soyulan yerlerde özellikle bırakılan devrim
sloganları olan yazılar oldukça işe yaramıştı. Manşetlerde yine devrimciler
vardı. “İyice azıttı bu devrimciler. Defterleri dürülecektir tez zamanda” diye
nutuklar çekiyordu siyasiler ve polis başları.
İstanbul
tamamdı ama memleketin diğer yerlerinde epeyce vardı ulaşılamayan sokak sakini.
Duyanlar ne yapıp edip kendilerine ulaşıyordu ama bu durumu çözmeye yetmiyordu.
Derneğin şubesini açmaya karar verdiler birkaç büyük şehirde. Yalnızca irtibat
sağlamaya yönelikti ilk etapta. Tek yerde yoğunlaşıp güçlerini
dağıtmayacaklardı. Üretim daha da genişleyecek ve çeşitlenecekti.
Üretime
katkısı olanlara kardan belli bir miktar pay verilmesine karar verildiğinde
bayram havası esmişti dernekte. Bir ticari şirket gibiydiler sanki. Heveslenen
başkaları da oluyordu bitip tükenmeden. Kimisi çıraklık yapıyor öğreniyordu
kimisi de başka işlere yönelip deneme yapıyorlardı.
Bu arada
okul çağında çocuklarda vardı aralarında. Öncelikle bu çocukların okula gitmesi
sağlanmalıydı. Kampanya başlatmaya karar verdiler. Çocukların eğitim
masraflarını karşılayacak hayırseverler çok olunca çocukların hiç birisi de
boşta kalmadan okullarına başladı. Oldukça başarılıydılar. İlk yıllarda oldukça
bocalasalar da sonradan hızla toparlanıp yoğunlaştılar derslerine.
İlk
üniversite mezunlarından bir fikir atıldı ortaya. Şirket kurup ticarete
atılmaktı amaçları. Şirket dernek çatısı altında olacaktı gayri resmi de olsa.
Hep birlikte üretip birlikte çalışacaklardı. Çöplerden yeni bir sanayi
kuracaklardı. Tüm çöpleri toplayıp ayıklayarak değerlendireceklerdi ham madde
olarak.
Zafer
heyecanla kabul etti. Bütün hızlarıyla başladılar faaliyete. Artık hiç kimse
işsiz güçsüz olmayacaktı aralarında. “çöpçüler iş başına!” demişti yerinde
hoplayan Zafer. Kısa sürede yardımlar alınarak yeterli sermaye de
denkleştirilerek şirket faaliyete geçti. “SO-KİM-ÇÖP LTD.” idi şirketin adı.
Çöp ayıklama tesisi en büyük barınaklarının yakınında çarklarını döndürmeye
başlamıştı.
Zafer
devrimi gerçekleştirmişti. Göz önünde olmak istemiyordu. Tüm arkadaşlarını
toplayarak duygularını açtı onlara. Her birisine teker teker sarılıp öpüşerek
kendi köşesine çekilmek istediğini belirttiğinde hepsinin çehreleri düştü bir
anda. Hiç beklemedikleri bir durumdu bu. Önce ağız birliğiyle itiraz ettiyseler
de bir süre düşündükten sonra şartlı olarak kabul ettiler. Gözden tamamen
kaybolmayacaktı Zafer, ne zaman arasalar kendisine ulaşabileceklerdi ve her
türlü birliktelikleri devam edecekti.
Görsel: Sokak çocukları banka kurdu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.