SAYFALAR

Cumartesi, Nisan 18, 2020

Artık benim de bir maskem vaaaaaaaaaaaaar!

Covit-19 Günlerinde Maske

Burası Aydın, otobüslere talimat verilmiş "maskesiz bindirmeyin" diye ve maskesiz yolcu almıyorlar. Maske istemişler kendilerine verilmemiş. Tahmin edeceğiniz gibi çarşıya gidemedim.
Yürüyerek fırına gittim, ekmek aldım. Yakınında büyük market var, yumurta ve çay almak için girdim. "Talimat var amca, maskesiz kimse girmeyecek" dedi delikanlı. Döndüm oradan bakkaldan temin ettim ihtiyaçlarımı.

Geliyordum ki aklıma düştü eczaneler. Döndüm geriye eczaneye gittim, "biz de bekliyoruz, henüz gelmedi" dediler. Üç tane eczane dolaştım hepsi bekliyorlar maskeyi.
Yolu yarılamıştım ki aklıma bir şey daha geldi, bakkala girip aldım. Çıkarken maskeden açıldı konu. "bizde var" dedi bakkal kadın. Kendi ağzındakini göstererek "siyah maske bu, garantili, yıka yıka kullan" dedi. Çarşıda üretiliyormuş. Yasak olan beyaz olanlarmış siyah maskelerin satılması yasak değilmiş. "ne kadar?" dedim. "tanesi 10 lira" dedi. Teşekkür edip ayrıldım.
Bir eczacı "kod" dan dan bahsetti. Bana iki defa "bağış" mesajı geldi ama "kod" gelmedi henüz.
Yarın iş edineceğim kendime yaya çarşıya çıkacağım, zabıta bulacağım veya pazar yerine gideceğim, orada zabıtalar dağıtıyorlarmış. 15.04.20

Artık benim de bir maskem vaaaaaaaaaaaaar!

Evet, yarın —16.04.20— çarşıya çıkamadım geç kalktığım için ama inadım var mutlaka çıkacağım bir gün.
20.04.20, pazartesi günü için planladım çarşıya çıkmayı çünkü internet yatırmak ve para çekmek de var. Acil işler bunlar. İnternet yatırmasam kesilir karanlıkta kalırım, para çekmesem kirayı veremem, veremezsem evden atılırım. Velhasıl her iki ucu boklu değnek denilen durumdayım.
Bir telefon geldi 17.04.20, saat 16.00 civarında ve para istiyordu oğlum.  El mecbur, çarşıya çıkılacak,
Pazartesi planımı öne aldım ve düştüm yola. Önce kurulu pazaryerine uğrayıp maske alacaktım, birkaç alış veriş yapıp bankamatiğe uğrayıp parayı gönderecektim.  İki kilometreye yakın yürüdüm, pazaryerine vardım. Kim kime dum duma, ne mesafe korunuyor ne de maske var. Görevli polis ve zabıtalara sordum, kimse bilmiyor maskenin nerede dağıtıldığını. Virüs temizleme tünelinden de geçtiiiiiiiiiiiiiiiiiiiim. “Buradan çıkış kapandı geriye dönüp diğer yerden çıkın” dedi polislerden birisi. 
Pazara giriş kontrolü yok, çıkış kontrolü da yok, canı isteyen canı istediği yerden girip çıkıyor görünüşe göre. İnternet ortamında görüp, okuduğumda “vay beeeeee, helal olsun!” demiştim. Ama Türkiye’de olduğumu fark edince ayaklarım bastı yere. 
Maske bulamamanın ve gördüklerimin yaşattığı hayal kırıklığıyla çıktım pazardan, ana cadde üzerinde bankamatikten parayı gönderdim.
Arkasından biraz daha yürüyüp internet ücretini de yatırdım. İnternet ücretini yatırırken “maske temin edebileceğim bir yer var mı?” diye sorunca umutsuzca, “size mi lazım?” dedi erkek bir çalışan. “evet” dedim gülümseyerek tereddütlü bir şekilde. Bu arada “bir tane ver” diyen sese baktım yan tarafımdaki. Göz göze geldik, gülümsüyordu gözleri de dahil. Sevindiğim o kadar belli demek ki, bir insanı bu kadar sevindirebilmenin sevincini yaşıyordu delikanlı.
Beyaz bir maske verdiler. Teşekkür ettim kendilerine. Yaşasııııııııın!..  Artık benimde bir maskem var, otobüslere rahatlıkla binebilirim, marketlere girip alışveriş yapabilirim. Bir süre tereddüt ettim, takmadım. Çalışanlardan virüs bulaşmış olabilir miydi? Kuşkusu uyandı. Neyse, dışarıda yürüdüm elimde tutarak.
Açık bir pideci gördüm, sipariş verdim paket için. Beklemek için işyeri kapısının önüne bırakılmış olan tabureye oturdum. Maskenin içine selpak koydum bir tane, taktım. Etrafa bakınırken iki genç polis dikildiler tepeme, birisi maskeli diğeri maskesiz. Güvenli mesafe hak getire, “kimlik” dedi. Suçluymuşum gibi bakıyordu.  “65 meselesi mi?” dedim. Cevap vermeye gerek görmedi. Kimliği çıkarıp verdim. Baktı küçüğüm, hayal kırıklığına uğradı, kimliği uzattı. Aldım koydum yerine.
Siparişim yetişti, alıp yürüyerek eve döndüm. Bu kadar önemli bir konunun —ucunda ölüm var— bu kadar “reklam” ve “olsa da olur olmasa da” mantığıyla götürülmesi olsa olsa Türkiye’de olur dedirtecek düzeye gelmiş her şey.
Görüp, okuduğum, izlediğim şeylerden sonra kesinlikle inandığım şey: insanların ölmesini istiyorlar ki nüfus azalsın. Hani “öğrenciler ve öğretmenler olmasa bakanlığı idare etmek kolay olurdu!” mantığıyla yola çıkılırsa insanın olmadığı bir Türkiye’yi de idare etmek ne kadar kolay olurdu, öyle değil mi? 18.04.20


Görsel: Google Görseller

10 yorum:

  1. İlk bölümü Facebook'ta okumuştum. Neyse ki devamı buraya kısmetmiş abi.

    Daha bize maske falan gelmedi devletten. Önerilmeyen siyah maskelerden aldık eşim de içine pamuklu bir şey dikti ve öyle kullanıyoruz yıkayıp yıkayıp.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. buralarda da yok bildiğim kadarıyla ama geçen gün eczanenin birisinde "maske temin edilir" yazıyordu ama kapalıydı. pamuklu maskelerin faydası yok diye okuduğumu hatırlıyorum, ben bildiğin kağıt havlu koyuyorum katlayarak. :) aman dikkat edin hiç bir şey göründüğü ya da söylendiği gibi değil memlekette. :)

      Sil
    2. İyi de biz de tam tersine pamuklu olması gerektiğini öğrendiğimiz için gittik o siyahların içine dikmek için çocuğun pamuklu kıyafetini kesip yama yaptık. :) Bilgi kirliliği de var memlekette.

      Sil
    3. Haklısın, oldukça fazla kirlilik var. Bir eczacı bu konuda daha doğru bilgi verebilir sanırım.

      Sil
    4. "ağzından yel alsın, aman haaaaa!" gerçekten, yaşamak hiç de bu kadar şansa kalmamıştır dünya tarihinde.

      Sil
  2. Tespitleriniz pek çok yerde de var. Eczanede maske yok, satış da yapmıyorlar. Bağış mesajı geliyor maske mesajı yok. Türk işi biraz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adı çıkmış dokuza inmez sekize, "Türk işi." Bu dönemde yaşanılanlar dökülmeye başlandığında ortaya beş on sene içinde, neler çıkar neler. Komediler, trajiler, ...

      Sil
  3. Altmışbeş yaş üstü olduğumuz için evden dışarıya adım atmıyoruz. maske sorunu da yok benim için. Evdeyiz nasıl olsa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet ya, raprahatsınız. Ne ekmek derdi ne aş derdi var! "bi tarla bostan, yan gel Osman" derler değil mi! 20'den küçük torun da var mı yanınızda? :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.