SAYFALAR

Cuma, Nisan 03, 2020

Kral Çıplak

Çatlaklardan sızan sular.

            Memlekette kaç kişi virüse yakalanmış?
Sorunun cevabıyla karşılaşmak istemiyor gibi görünüyor Dövlet. Görünen o ki, ilk görülmesinden çoooooooooooooooooook önce girmiş virüs memlekete de haber yokmuş veya gözler kapanıp kulaklar sağırlaşmış.

Günlük test sayısı az tutuluyor kontrol bahanesiyle ve tek merkezden kontrol etmeye çalışıyorlar ki miktar az görünsün mevcut durumdan. Arada çatlaklardan sızan sulardan belli oluyor durumun gerçeği. Belli ki testi çatlak, delik, su tutmuyor artık. Gerçekten durum sabır ve dua ile ilgili. Kimse kimseye yardım edemez duruma gelindi. Krize dönüşme ve krizin büyümesinden medet bekleyenler var gibi görünüyor.  Kim medet bekleyebilir?... kriz kimin, kimlerin işine yarar?...
Yaşananlar bir rüya gibi adeta. Çaresizliğin ve zavallılığın farkına varabilmek neden mümkün olamıyor hâlâ akıl almıyor.  Sizin aklınıza sorular gelmiyor mu? Peki ya cevaplar, mantıklı cevaplar verebiliyor musunuz kendi sorduğunuz sorularınıza?...
Umarım bu gönüllü hapis günlerinde insanların şapkalarını önüne koyup düşündükleri olur kin ve nefretlerinden arınarak. Kin ve nefretle gelinen nokta ortada ve kral çıplak, dal daşşak da ortada, en küçük esintiyi alıyordur muhakkak daşşaklar. Bu serinlik kralın hoşuna gittiğinden olmalı ki çıplak dolaşmayı tercih mi ediyordur acaba? Çocukların aklına gelseydi mutlaka sorarlardı krala "serin mi oluyor?" diye ama onlar çıplaklığa bakıp gülüp eğlenmekle yetinmişler anlaşılan.
Güvensizlik en büyük korunaksızlıktır insan için. Hele bir de güvenemediklerinin eline bakıyorlarsa, bu sefer cehennem azabından farkı yoktur yaşamanın. Bunu fark etmez azabı çektirenler veya fark etmiyor görünmeyi tercih ederler.
Virüs olayı insanın insan olduğunu, “insan”, “insanlık” kelimelerinin anlamını tekrar araması ve bulması gerekiyor sanırım, bundan sonraki zamanları daha huzurlu ve güven içinde yaşayabilmek için. Aksi halde insan kendini tüketinceye kadar devam edecektir bu durum.
Siyaset denilen hikâye okunmamalı, yazılmamalı da. Nedeni gayet açık, çünkü insanları bölüyor, sen şu tarafa, sen bu tarafa diye. Taraf olunacak tek şey insanların iyiliği olmalı tüm insanların iyiliğinden bahsediyorum, belli bir zümrenin şatafat içinde yaşamasından değil.  
Siyaset, bir kandırmacadır. Yönetim anlayışı farklılığı falan değil, paylaşım kavgasıdır, kim pastadan daha çok pay alacak yarışmasıdır siyaset. Dalkavuklar pazarlamasını yaparlar,  zavallılar alkışlarlar, kendisini değerli hissetmek isteyenler oylarını kullanırlar bir taraf için, taraf olduğunun bile bilincinde değildir üstelik.  Ne kavgasına, yarışına katıldığının farkında değildir kanatsız kuşlar, çırpınırlar oy verdikleri kazansın diye. Hayatları boyunca da çırpınmaya devam ederler beklentiler içinde, dualar ederler kaderlerinin değişmesi için, dua ederler çocuklarının alınlarına yazılanların kara olmaması için. Ne hazin değil mi?
Yalnızca bizim memlekette böyle değil durum, dünyada böyle ama bazı zengin memleketlerde insanların bilgi ve görgüleri artmış eğitim ve toplumsal yaşamları dolayısıyla ve idare edenleri yani pastayı bölenler daha insaflılar, daha görgülüler ki pastadan aldıkları pay fazla olmasına rağmen insanlarını da düşünerek onların yaşamlarını rahatlatmak için gönüllü pay aktarımı yapıyorlar sadece. Anlayacağınız kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiyorlar veya başka bir anlatımla, altın yumurtlayan tavuğu kesmeye kalkmıyorlar, bolca da yemliyorlar ki yumurtaları daha büyük olsun. Bizdekiler tavukların yedikleri kırıntıları bile çok görüyorlar.
Siyasetin yerine ne koyulabilir? Kooperatifleşerek, liyakat durumuna göre,  belli dönem için görev alınır idarecilikte. İdarecilere ekstra maaş verilmez, gönüllülük esasına dayalı olur adaylıklar. Adaylar arasından seçilenlerin seçtiği adaylar bir üst alanı belirler. Bu şekilde meclis oluşturulur. Parlamenter sistemin liyakatliler tarafından oluşturulan şeklidir. Mevcut siyasi sistemlerde şarlatanlık ve para ön plandadır sadece. Kimse liyakate bakmaz, yalaka olması daha makbuldür.
Çok farklı durumlar düşünülebilir. Düşünün, elinizde sihirli değnek var, ne yapardınız? 02.04.20

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.