Çatlaklardan sızan sular.
Memlekette kaç kişi virüse yakalanmış?
Sorunun cevabıyla karşılaşmak istemiyor
gibi görünüyor Dövlet. Görünen o ki, ilk görülmesinden çoooooooooooooooooook
önce girmiş virüs memlekete de haber yokmuş veya gözler kapanıp kulaklar
sağırlaşmış.
Günlük test sayısı az tutuluyor kontrol
bahanesiyle ve tek merkezden kontrol etmeye çalışıyorlar ki miktar az görünsün
mevcut durumdan. Arada çatlaklardan sızan sulardan belli oluyor durumun
gerçeği. Belli ki testi çatlak, delik, su tutmuyor artık. Gerçekten durum sabır
ve dua ile ilgili. Kimse kimseye yardım edemez duruma gelindi. Krize dönüşme ve
krizin büyümesinden medet bekleyenler var gibi görünüyor. Kim medet bekleyebilir?... kriz kimin,
kimlerin işine yarar?...
Yaşananlar bir rüya gibi adeta. Çaresizliğin ve zavallılığın farkına
varabilmek neden mümkün olamıyor hâlâ akıl almıyor. Sizin aklınıza sorular gelmiyor mu? Peki ya
cevaplar, mantıklı cevaplar verebiliyor musunuz kendi sorduğunuz sorularınıza?...
Umarım bu gönüllü hapis günlerinde insanların şapkalarını önüne koyup
düşündükleri olur kin ve nefretlerinden arınarak. Kin ve nefretle gelinen nokta
ortada ve kral çıplak, dal daşşak da ortada, en küçük esintiyi alıyordur
muhakkak daşşaklar. Bu serinlik kralın hoşuna gittiğinden olmalı ki çıplak
dolaşmayı tercih mi ediyordur acaba? Çocukların aklına gelseydi mutlaka
sorarlardı krala "serin mi oluyor?" diye ama onlar çıplaklığa bakıp
gülüp eğlenmekle yetinmişler anlaşılan.
Güvensizlik en büyük korunaksızlıktır insan için. Hele bir de
güvenemediklerinin eline bakıyorlarsa, bu sefer cehennem azabından farkı yoktur
yaşamanın. Bunu fark etmez azabı çektirenler veya fark etmiyor görünmeyi tercih
ederler.
Virüs olayı insanın insan olduğunu, “insan”, “insanlık” kelimelerinin
anlamını tekrar araması ve bulması gerekiyor sanırım, bundan sonraki zamanları
daha huzurlu ve güven içinde yaşayabilmek için. Aksi halde insan kendini
tüketinceye kadar devam edecektir bu durum.
Siyaset denilen hikâye okunmamalı, yazılmamalı da. Nedeni gayet açık, çünkü
insanları bölüyor, sen şu tarafa, sen bu tarafa diye. Taraf olunacak tek şey
insanların iyiliği olmalı tüm insanların iyiliğinden bahsediyorum, belli bir
zümrenin şatafat içinde yaşamasından değil.
Siyaset, bir kandırmacadır. Yönetim anlayışı farklılığı falan değil,
paylaşım kavgasıdır, kim pastadan daha çok pay alacak yarışmasıdır siyaset.
Dalkavuklar pazarlamasını yaparlar,
zavallılar alkışlarlar, kendisini değerli hissetmek isteyenler oylarını
kullanırlar bir taraf için, taraf olduğunun bile bilincinde değildir
üstelik. Ne kavgasına, yarışına
katıldığının farkında değildir kanatsız kuşlar, çırpınırlar oy verdikleri
kazansın diye. Hayatları boyunca da çırpınmaya devam ederler beklentiler
içinde, dualar ederler kaderlerinin değişmesi için, dua ederler çocuklarının
alınlarına yazılanların kara olmaması için. Ne hazin değil mi?
Yalnızca bizim memlekette böyle değil durum, dünyada böyle ama bazı zengin
memleketlerde insanların bilgi ve görgüleri artmış eğitim ve toplumsal
yaşamları dolayısıyla ve idare edenleri yani pastayı bölenler daha insaflılar,
daha görgülüler ki pastadan aldıkları pay fazla olmasına rağmen insanlarını da
düşünerek onların yaşamlarını rahatlatmak için gönüllü pay aktarımı yapıyorlar
sadece. Anlayacağınız kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiyorlar veya başka bir
anlatımla, altın yumurtlayan tavuğu kesmeye kalkmıyorlar, bolca da yemliyorlar
ki yumurtaları daha büyük olsun. Bizdekiler tavukların yedikleri kırıntıları bile
çok görüyorlar.
Siyasetin yerine ne koyulabilir? Kooperatifleşerek, liyakat durumuna
göre, belli dönem için görev alınır
idarecilikte. İdarecilere ekstra maaş verilmez, gönüllülük esasına dayalı olur
adaylıklar. Adaylar arasından seçilenlerin seçtiği adaylar bir üst alanı
belirler. Bu şekilde meclis oluşturulur. Parlamenter sistemin liyakatliler
tarafından oluşturulan şeklidir. Mevcut siyasi sistemlerde şarlatanlık ve para
ön plandadır sadece. Kimse liyakate bakmaz, yalaka olması daha makbuldür.
Çok farklı durumlar düşünülebilir. Düşünün, elinizde sihirli değnek var, ne
yapardınız? 02.04.20
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.