SAYFALAR

Perşembe, Mart 29, 2018

Gönlü Zengin Yoksulluk-1-Babam Pekmez Yemez

"Üzüm pekmezi"
Pekmez

                İlk bahar aylarında göçerler ailecek, ormanlar içinde olan on dönüm kadar arazilerinin başına. Doğru dürüst arazileri yoktur oradan başka. İki oğlu ve bir kızlarıyla beraber kış aylarının başına kadar ailecek deşerler toprağın bağrını, ne koparabilirlerse topraktan, taşırlar bir kış boyu azıklarını. Bir yıllık rızklarıdır topladıkları.
                Yoksullukları yaşamdan alıkoymaz onları, herkes gibi yaşıyor görünürler dışarıdan bakanlara.  Devletin unuttuğu ancak seçim zamanlarında akıllara gelen bir orman köyüdür burası.  Aslına bakılırsa çok farkı yoktur birbirlerinden ancak nüans farkıyla geçer gelir düzeyleri birbirlerini.
                Köyde yaşadıkları evin üzeri toprak örtülü, iki odadan ibarettir, geçinir giderler gülüm balım. Hiçbir şikayetleri de yoktur felekten. Olsa da ne yazar zaten de bildikleri içindir ki hırslarını topraktan alırlar her zaman.
                Gel zaman git zaman derken çocuklar büyüdüler, okuldan beklentileri yok, okumak yazmak da çok önemli değil karınlarını doyurmuyor, defter kitap parasını tedarik edemediklerinden dolayıdır ki okulla araları her zaman açık oldu üç çocuğun da. Her gün hemen hemen azar işitmek için inadına okula gitmek her babayiğidin yiyebileceği halt değildir. İnat bu ya, hastalık karışmadığı sürece okul aksatılmaz, hastalık gelip yakaya yapıştıysa da boyun kıldan incedir, ver elini yorgan döşek, kış ayları en büyük düşmandır, hem de en azılısından. Bazen bakmaz göz yaşına falan alır götürür başka köye; Erenköy'e. Bu köye erenler gittiği için Erenköy demişler.
                Derken serpilir çocuklar boy boy. Ele gelirler birer birer. Neşeli bir ailedir her türlü olumsuzluğuna karşı yaşamın. Bir kış günü köyde komşularına misafirliğe, akşam oturmasına giderler çat kapı. Köyde elektrik yok, gazyağıyla çalışan gece lambasıyla görürler gözlerinin önünü, ay varsa tepede çok şanslı sayılırlar.
                Vardıkları anda komşuları yemek sofrasındalar, buyur ederler gelen komşularına. Baba çekingen davranır, ailenin diğer dört ferdi oturur sofraya sıkışarak. Baba yan köşeye oturmak ister. Sofrada pekmez vardır ve nadir bulunur kendilerinde ama baba gök görmedik imajı uyanmasın diye kendini naza çeker.
                Israrla buyur edilir defalarca, ancak naz devam eder, babasının sıkıştırılmasına dayanamayan küçük oğlan “Babam pekmez sevmez” der babasını kurtarmak için. Babası kurtulmuştur oğlana göre artık ve rahat oturur sofranın dışında, ocağın köşesine. Herkes karnını doyurur, sofra toplanır, adaçayı da içilir sohbetler eşliğinde. Güzel bir akşamdır herkes için. İzin isterler geç oldu diye.
                Evden biraz uzaklaşmışlardır ki baba küçük oğlunun kulağına yapışır “Baban pekmez yemez ha! Ulan anasını …”  tamamlayamadan sözünü baba, çocuk bas bas bağırmaya başlar gecenin karanlığını yırtarcasına:
baba yapmaaaa! 
"…çocuğu, baban pekmezi ne zaman buldu da yemedi?”  Kulağını kurtaran küçük oğlan ne olduğunu anlayamaz halde şaşkındır fakat diğer aile fertleri başlarlar birden gülüşmeye. Eve varıncaya kadar devam eder gülmeleri.

1/9
Devam edecek...

2/9 gelsin...
3/9 gelsin...
4/9 gelsin...
5/9 gelsin...
6/9 gelsin...
7/9 gelsin...
8/9 gelsin...
9/9 gelsin...

Görsel: Google Görseller

6 yorum:

  1. Pekmez deyince şu mani aklıma geldi:
    Küp içinde pekmez
    pekmezi kim yemez
    böyle güzel kızları
    acaba kimler öpmez
    Sizi de benim bloguma beklerim. Dost selamlar.
    www.erhantigli.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erhan Tığlı,
      güzel katkınız için teşekkür ederim.
      Güzel bir bloğunuz olduğunu zaten biliyorum. "Kitap okuma bilmecesi" harikaydı. Tekrar görüşmek üzere, hoşça kalın.

      Sil
  2. Çok güzel bir hikayedi teşekkürler Halil Abi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim sevgili Fatofotofan Tv, hoşça kal. :)

      Sil
  3. Ne güzel anlatmışsınız. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.