SAYFALAR

Cuma, Nisan 20, 2018

Mektup-20-Nine'nin Hayvanları

"Biberon ve Buzağı"

Uncuğun geçmesin Çocuk

            Haksızlıklara gelemezdi hiçbir zaman o dede. Aslına bakılırsa nine de aynıydı. 

         Bir gün dağda, benim inek ve buzağısı ürktü de bir şeyden; ormanın içinden gelen bir sesten ve bahçeye dalmışlardı kaçarlarken. Bahçe sahibi kadın nasıl da bağırmaya başlamıştı bana. Yakalamak için de peşime düşmüştü, ben önden o arkadan koşuyordu. Bir de baktım koşan teyze ninenin elinden kurtulmaya çalışıyor bağrış çığrış.
            Beni kurtarmak için kadını yaka paça yere sermişti “ne yapıyon gııı, aklını mı kaçırdın sen. Çocuğun suçu yok, ürktü hayvanlar…” dediğini duymuştum da ne kadar sevinmiştim. Sen de benim inek ve buzağıyı çıkarmıştın bahçeden. Kadın bağıra bağıra dönüp gitmişti bahçelerine, işinin başına. O günden sonra çok sevdim ben nineyi. Üstüne üstlük beni teselli etmişti “babana ben söylerim, hiç korkma sen” demişti başımı okşayarak, yanına geldiğimde.
            Hiç kimseye eyvallahı olmazdı ninenin, o yaşına rağmen. Hep kendi işlerini kendisi yapar, hayvanlarına –bir inek, buzağısı ve kedisi vardı- hep kendisi bakardı. Sanki evlatları gibiydi hayvanları. O buzağıyı elleriyle beslemişti her zaman. Anası hasta olmuştu ilk doğduğunda ve sütü kesilmişti hayvancağızın.
            Ne zaman evlerinin önünden geçsem her zaman, yaz kış demeden onunla ilgilendiğini bazen biberondan süt verdiğini bazen de buzağıyı anasıyla oynattığını görürdüm. Üçü birbirine çok yakışıyorlardı her zaman.
            Bir seferinde, sütü kaynatmış galiba veya soğuk olduğu için hava, ılıklaştırmış ve biberonu doldurmuş buzağıya veriyordu, ben de gidip yanlarında seyretmiştim buzağının biberondan süt içişini anasının yanında. Kıçını anasına sürtüp kuyruk sallıyordu durmadan.
O sütü “corp, corp” diye ses çıkararak içerken ben de onun taklitini yapıyormuşum durmadan , aynen biberon emiyormuş gibi.   İkinci biberonu doldurduktan sonra tasın dibinde kalan ılık sütü bana uzatmıştı gülümseyerek ve arkasından da “al, çocuğum al, uncuğun geçmesin. Canın çekti senin” demişti.
İnanıyor musun, hiç itiraz etmeden alıp bir güzel içmiştim kalan sütün tamamını. İçim ısınmıştı o ayaz havada da koşturarak gitmiştim eve. O gece rüyamda da durmadan süt içip durdum karnım şişinceye kadar. Neredeyse patlayacaktım süt içmekten. Rüyanın arkasından epeyce süt içmemiştim artık.
           
20/
Devam edecek...
Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.