SAYFALAR

Salı, Mayıs 15, 2018

Her Kazanç Bir Kaybediştir

"Doğa Ana"
Her Kazanç, Bir Kaybediştir

         Her adım, her karar ceza ve ödül üzerine kurulmaz mı? Bazen kaybeder bazen kazanır insanlar. Bazen de sanki her zaman kaybediyor veya kazanıyor gibi davranmaya ve göstermeye meyilli olmuyorlar mı?
            Her kaybedenin karşısında bir kazanan vardır mutlaka yoksa sürüp gidemez zaten bu yaşam. Doğanın dengesi kaybetmek ve kazanmak üzerine kurulu. Bazen kaybedişler çok ağır bedeller de ödetir insanlara. En ağır bedel ölümmüş gibi algılanır nedense, hâlbuki ben tersini düşünürüm çocukluğumdan beri.  Bu durumum ölüme meyillilikten değil tam tersine yaşama tutunuş olarak bakarım.
            Bu kanaate varışımın altında aslına bakılırsa bir öğretmenimin ikiz kızlarından birisini mobiletinin arkasından düşürüp ölmesinden sonra ortaya çıkan bir durumdur. Üzüldüğümüzü belirtmek için evlerine gittiğimizde bize belki de teselli etmek için çocukluk aklımızı: “Üzülmeyin çocuklar, aslında sevinmek lazım belki de, kurtulup gitti işte fazla bir eziyet çekmeden bu dünyadan. Elbette gönül öylesini istemiyor ama ne yapalım, takdir böyleymiş. Oldu bir kere, ölenle de ölünmüyor…” uzun bir dertleşmeydi bu durum. Yıllarca aklımdan çıkmamıştı ve her seferinde de başka bir açıdan bakmaya çalışarak hazmetmeye çalıştım o sözleri. Yargılamadım da hiç. Kafama da yatmadı değil aslına bakılırsa.
            Sanki bu dünya yaşanılası bir yer mi ki herkes var gücüyle, dişiyle tırnağıyla kazıyarak toprağı taşı, ekmek parası kazanıyor, karnını doyuruyor. Yıllar geçtikçe işin başka yüzünü de görmeye başladıkça, Afrika’da veya dünyanın başka yerlerinde hatta inanılmaz gibi gelen gelişmiş zengin ülkelerde bile sokaklarda açlıktan ölen insanlara şahit olunca kafamın içindeki yıllarca evirip çevirip durduğum düşünceler bir kez daha alevlendiler.
            Her kazanç bir kaybediş aslında. Kazanırken bir şeyler de kaybediliyor. Ya bir yakın arkadaşını veya ailene uzak kalarak onlarla birliktelikten çalıyorsun.. falan uzatılabilir epeyce. Ama doğa kendi içinde bu durumun dengesini kurmuş ve zincirleme fayda-zarar-fayda döngüsü devam edip gidiyor. Doğada hiçbir şey boşa gitmiyor ve mutlaka başka birine yarıyor ve başka bir duruma dönüşüyor.
            İnsanlar bu doğadaki yaşamın yalnızca bir parçası ve oldukça etkin bir parçası. Özellikle ilkel topluluklardan sonraki sanayi dönemlerinde daha da etkinliğini artırarak devam etmiş ve bu devamlılık fayda yerine alabildiğine zarara dönüşmeye başlamış gibi görünüyor.
            Bu durumda doğa ne yapıyor dersiniz. Doğa hiçbir şey olmamış gibi davranmıyor aslında ama kendi bildiğini yapmaya devam ediyor o da tıpkı zararlı bir yaratığa dönüşen insanlar gibi. Doğa insanlara rağmen kendi içindeki dengeleri korumaya çalışarak tüm evlatlarına sahip çıkabilmek için elinden gelen gayretini gösteriyor arada bir falsolar, sinyaller verse de.
            Gelişme dediğimiz bu dönemlerde aslına bakılırsa zarar gören yine insanların çoğunluğu. Çoğunluğu demekten kastım, kazanan çoğaldıkça kaybedenler kat be kat artıyor durmadan ve geçmiş ilkel dönemlerde karınlarını doyurmak temel meseleyken şimdi dünyanın tamamını yutmaya hazırlanan dev şirketler birbiriyle kıyasıya savaş halindeler.

Halil Gönül

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.