"Doğa Ana" |
Her adım, her karar ceza ve ödül
üzerine kurulmaz mı? Bazen kaybeder bazen kazanır insanlar. Bazen de sanki her
zaman kaybediyor veya kazanıyor gibi davranmaya ve göstermeye meyilli
olmuyorlar mı?
Her
kaybedenin karşısında bir kazanan vardır mutlaka yoksa sürüp gidemez zaten bu
yaşam. Doğanın dengesi kaybetmek ve kazanmak üzerine kurulu. Bazen kaybedişler
çok ağır bedeller de ödetir insanlara. En ağır bedel ölümmüş gibi algılanır
nedense, hâlbuki ben tersini düşünürüm çocukluğumdan beri. Bu durumum ölüme meyillilikten değil tam
tersine yaşama tutunuş olarak bakarım.
Bu kanaate
varışımın altında aslına bakılırsa bir öğretmenimin ikiz kızlarından birisini
mobiletinin arkasından düşürüp ölmesinden sonra ortaya çıkan bir durumdur.
Üzüldüğümüzü belirtmek için evlerine gittiğimizde bize belki de teselli etmek
için çocukluk aklımızı: “Üzülmeyin çocuklar, aslında sevinmek lazım belki de,
kurtulup gitti işte fazla bir eziyet çekmeden bu dünyadan. Elbette gönül
öylesini istemiyor ama ne yapalım, takdir böyleymiş. Oldu bir kere, ölenle de
ölünmüyor…” uzun bir dertleşmeydi bu durum. Yıllarca aklımdan çıkmamıştı ve her
seferinde de başka bir açıdan bakmaya çalışarak hazmetmeye çalıştım o sözleri.
Yargılamadım da hiç. Kafama da yatmadı değil aslına bakılırsa.
Sanki bu
dünya yaşanılası bir yer mi ki herkes var gücüyle, dişiyle tırnağıyla kazıyarak
toprağı taşı, ekmek parası kazanıyor, karnını doyuruyor. Yıllar geçtikçe işin
başka yüzünü de görmeye başladıkça, Afrika’da veya dünyanın başka yerlerinde
hatta inanılmaz gibi gelen gelişmiş zengin ülkelerde bile sokaklarda açlıktan
ölen insanlara şahit olunca kafamın içindeki yıllarca evirip çevirip durduğum
düşünceler bir kez daha alevlendiler.
Her kazanç
bir kaybediş aslında. Kazanırken bir şeyler de kaybediliyor. Ya bir yakın
arkadaşını veya ailene uzak kalarak onlarla birliktelikten çalıyorsun.. falan
uzatılabilir epeyce. Ama doğa kendi içinde bu durumun dengesini kurmuş ve
zincirleme fayda-zarar-fayda döngüsü devam edip gidiyor. Doğada hiçbir şey boşa
gitmiyor ve mutlaka başka birine yarıyor ve başka bir duruma dönüşüyor.
İnsanlar bu
doğadaki yaşamın yalnızca bir parçası ve oldukça etkin bir parçası. Özellikle
ilkel topluluklardan sonraki sanayi dönemlerinde daha da etkinliğini artırarak
devam etmiş ve bu devamlılık fayda yerine alabildiğine zarara dönüşmeye
başlamış gibi görünüyor.
Bu durumda
doğa ne yapıyor dersiniz. Doğa hiçbir şey olmamış gibi davranmıyor aslında ama
kendi bildiğini yapmaya devam ediyor o da tıpkı zararlı bir yaratığa dönüşen
insanlar gibi. Doğa insanlara rağmen kendi içindeki dengeleri korumaya
çalışarak tüm evlatlarına sahip çıkabilmek için elinden gelen gayretini
gösteriyor arada bir falsolar, sinyaller verse de.
Gelişme
dediğimiz bu dönemlerde aslına bakılırsa zarar gören yine insanların çoğunluğu.
Çoğunluğu demekten kastım, kazanan çoğaldıkça kaybedenler kat be kat artıyor
durmadan ve geçmiş ilkel dönemlerde karınlarını doyurmak temel meseleyken şimdi
dünyanın tamamını yutmaya hazırlanan dev şirketler birbiriyle kıyasıya savaş
halindeler.
Halil Gönül
Halil Gönül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.