SAYFALAR

Cuma, Ekim 11, 2019

Hamallar

           

Hamal

Adam yıllardır hamallık yapar aynı yerde ve aynı yükleri taşır sürekli. Yükü paketler halindedir ve sırtındaki sepetin içine doldurulur tepesine kadar. Bazen ağırlığı fazla hissedilir nedense. Merak eder farkın neden kaynaklandığını. Sorar ama kimseden akla yatkın bir cevap alamaz. Kitapmış işte, hepsi de birbirinin aynısı yük olarak. Ama dokununca anlarmış kendisi farkın neden olduğunu. İçlerindeki bilgilerin ağırlığından. Oğlunu okutmaya karar verir. Ne olursa olsun okuyacaktır oğlu kendisi gibi olmasın diye.

            Okuması, yazması yoktur. Fakirlikten okuyamamıştır. Babası karınlarını yarım yamalak doyuruyordu zaten bir de uzaktaki okula gönderecek parayı bulması mümkün değildi. İşin aslı babası, babasının babası da aynı işi yapmışlar ölünceye kadar. Her ikisi de sırtlarında yükleriyle düşüp bayılmışlar yolda o kadar. Akşam karanlığına kadar gelip geçmiş insanlar yanından ama kimse de merak edip bakmamış nesi var diye. Dinleniyor diye düşünmüşlerdir genellikle.
            Akşam karanlığı bastırıp gece bekçileri ortaya çıktığında merak etmişler ve ölü var diye haber salmışlar karakola. Gelip kaldırmışlar gece ve nereye gittikleri bile belli değilmiş. Arayıp soran da olmamış zaten ama yoklukları bir süre hissedilmiş. Biraz zaman geçince üstünden unutulmuşlar yaşam kavgası telaşından.
            Ölen ölüp gidermiş, bir bakıma kurtulurmuşlar. Kalanların kavgası daha çetinleşirmiş arkasından. Böyle devam edip gidiyormuş işte.
            Yüzlerce anlatılır ölüm hikâyeleri. Kimisi dinlenirken, kimisi yürürken, kimisi tepeden aşağı yuvarlanırken başını çarpar taş parçasına. Bu hikâyelerin ilgi çeken yanı kalmamıştır yaşamın olağan parçasıymış gibi gelir kendisine. Merak da eder başka yerlerde de aynı mıdır insanların ölümleri, ölüm hikâyeleri.
            Nihayet amacına ulaşır adam oğluna ilk mektebi okutur üç yıl. Okumayı yazmayı biliyor taşıdığı kitapların içinden seçip okuduklarını da kendisine anlatıveriyor dinlenmelerde, eve geldiklerinde. Kitapları gizi gizli okutuyor oğluna, kızarlar diye. Paketi dikkatlice açıp içinden bir tanesini alıyor en üstten ve tekrar kapatıyor paketi. Epeyce yaptı bu işi. Önceleri korkardı ama artık korkmuyor bir yolunu da buldu zaten.
            Alınan kitap birkaç günde okunuyor en geç bir hafta da okunuyor ve aynı dükkâna tekrar yük götürülürken içinden bir tane kitap alınıp yerine okunan kitap konuluyor. Herkes de sayıca sayar genellikle. Çoğu kişi hiç saymayı aklına bile getirmez. Çünkü hamalların okuması yoktur ne yapacaklar alıp da diye düşünürler.

            Nihayet adam babası ve dedesinden fersah fersah ilerideydi. Hem oğlu okuyup yazıyor, kendisine de anlatıyordu. Taşıdıklarının ne anlama geldiğini, neyi taşıdığını biliyordu artık. İşi oğluna devrederken gözleri açık gitmeyecekti. Kim bilir oğlu nerelerde olacaktı kendisinden sonra. Onun çocukları belki dükkân açarlar belki de kendisi yapar bir süre sonra. Ölmez sağ olursa o zamana kadar dükkânın önüne atar yaylanan sandalyesini sallana sallana nanik yapar yaşama arada sırada orta parmağını da gösterir elbette. Yaşam mı ona gösterecekti hep orta parmağı, işte o yaşama gösteriyordu orta parmak. Herkes de görüyordu zaten. 

Devam edecek...

Görsel: Google Görseller

8 yorum:

  1. Harika devamını sabırsızlıkla bekliyorum taşıdığı yükün agırlıgı kitaplar degildi aslında içinde verilen bilgilerdi ve acı tarafı bir koybului ve kimsenin farkına varmamması ben biraz neşet Ertaş dinleyim

    YanıtlaSil
  2. Hamallara çok üzülürüm. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Hamallara ben de çok üzülürüm. Herkes daha iyi bir yaşamı hak ediyor. Devamını bekliyorum. Bakalım oğlu hayırlı mı çıkacak, hayırsız mı?

    YanıtlaSil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.