SAYFALAR

Çarşamba, Nisan 08, 2020

Covit-19 bana iyi geldi.

Covit-19 bana iyi geldi.

            -Covit-19 bana iyi geldi, biliyor musunuz? Tedavi etti beni.
            -Nasıl?

            -Covit-19 gelmeden önce depresyondaydım, evden çıkamıyordum zorunlu ihtiyacım olmadıktan sonra. Yalnız yaşamanın böyle de bir yanı var işte. Gece gündüze karıştığında çok şey değişiyormuş meğer. İnsan bünyesi 24 saate ayarlı olduğundan ayar bozuldu mu tekrar ayar tutturabilmek neredeyse mümkün olmuyor. Ben uyanıyorum tüm insanlar uykuya hazırlanmış oluyordular, ben uykuya hazırlanmaya başlarken de insanlar hareketlenmeye başlıyorlardı. İnsanlarla bağım tamamen kopmuş oluyordu böylece. Uyumsuzlaşmıştım anlayacağınız.
            -Uyumsuzlaşmak ne demek?
            -Uyumsuzlaşmak tüm işlerimi aksatmaya başlamıştı. İnternet yatırma günü yaklaştığında azap çekmeye başlıyordum o gün zamanında kalkıp çarşıya gidebilmek için. Öyle bir şey olmuyordu tabii ki, son gün uykuya geçmeden önce parayı yatırıp öyle uykuya geçiyordum. İşin aslı, belli zorunlulukları da bahane edip dışarıya çıkmayı istiyordum. Kendimi sosyalleştirmenin yegâne yoluydu bu tür şeyler. Örneğin ekmeğin kalmaması durumunda bakkala veya fırına gidip getiriyordum. Fırın biraz daha uzakta bakkaldan. Yürüme amaçlı fırına gidiyordum yol uzasın diye. O bahaneyle dolaşıyordum da fırsattan istifade. Bakkala gidersem oturup yakınındaki kahvede bir çay veya kahve içip biraz lak lak dövmeyi düşünürdüm.
            -Hepsi bu muydu?
            -Evet, işte böyle, sıkıcı bir hayatım vardı covit-19’dan önce. Bundan sonraki hayatımı covitten önce –CÖ- covitten sonra –CS- diye ayırmak pek de hatalı olmaz diye düşünüyorum. Covit-19 ziyarete gelip memleketin sokak sokak her yerini dolaşmaya başlayınca insanlar evlere çekildiğinde eşitlendim diğer insanlarla. Psikolojim düzeldi. “nasılsa” diyorum “herkes evde, iş yok, gece gündüz farkı kalmadı kimsenin, tıpkı benimki gibi. Şu yetişecek bu yapılacak derdi bitti. Ne zaman canın isterse yat, ne zaman canın isterse kalk. İlk karantina günleri biraz tuhafıma gitse de mecburi olmasından dolayı –kendi kendime koyduğum mecburiyet-  kısa sürede atlattım o psikolojiyi. Şimdilik pek de rahatım desem yerinde olur.
            -İlginç, tüm dünyayı kırıp geçirirken size yaramış o zaman covit-19!
            -Hem de nasıl, uyumsuzluğum kalktı ortadan, eşitlendim tüm dünya ile. Çünkü herkes benim gibi evden çıkamıyorlar, günü ve geceyi evde geçiriyorlar. Sadece zorunlu ihtiyaçlar için çıkıp hemen dönüyorlar. Hatta haftalık veya aylık stoklayanlar bile var. Ohhhhhhh gel keyfim gel ondan sonra.  Oh be ben de normalim artık. Covit'ten önce delirmenin eşiğinde sayıyordum kendimi. Aslında ayrıcalıklı bir durum da sayılabilirdi ama olsun, covitten sonra bende akıllılar sınıfına terfi etmiş oldum. Tüm akıllılar evde, ben de evdeyim. Eşitiz. Ha ha, lay lay lom. Şakada şukada! Şak şak şuka!  Varken bulgur pırasa, yenir mi hiç yarasa. Heyt be, eşitlik fena değilmiş.
            -Neşeniz de yerine gelmiş görünüşe göre!
            -İşe yaradın be covit-19. Bomba gibiyim sayende. Daha önce depresyona girmiştim ya hani, gece ile gündüzün karışmasından dolayı, sen gittikten sonra da eve kolay kolay girmemeyi düşünmeye başladım daha şimdiden belki de dünya turuna falan çıkarım ha, ne dersin?
            -Bana da haber verir misiniz tura çıkarken? Sizinle dünya turu oldukça neşeli olacağa benziyor.
            -Masrafları karşılarsan olur elbette.  Ha ha ha!
            -O neden?
            -Sen zenginsin, ben fakirim de ondan. Covit’ten öğrendim, “yakaladın mı hallet” felsefesi bu.
-yeni felsefe mi?
-Yok be ya, aslında değil. İnsanın varolageldiğinden beri işleyen felsefenin ağa babası. Son yüzyılda daha fazla gömdü kapitalizm, verdiği acıyı unutup zevk almaya başlamıştık ki covit-19 çıkageldi. O bile dayanamamış garibim, hıncını alacak işte. İnsan denilen sülüksüler de medet ummaya başladı kendisinden.
-Ne tür bir medet?
-Covit-19 işini gücünü bırakmış da dünyaya sülüksüleri kurtarmaya gelmiş güya. Ulan yakaladı mı gömüyor, görmüyorlar mı? Bu kadar mı köreltmiş kapitalizm gözlerini. Doğayı kurtaracakmış, pehhhhhhhhhhh! Pes doğrusu! Sahi, kurtarabilir mi?
-Bilmem, hem aklım ermez pek o işlere. 07.04.20
            
Görsel: Google Görseller

2 yorum:

  1. Halil Bey, yazınız beni hayli keyiflendirdi. Ben de kronik depresyonlu, üstelik kırık olayı başına gelmiş ve eve kapanan biri olarak, şu anda herkes içeride diye çok mutluyum. Nasılmış görsünler :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ece Hanım, yaşasıııııııııın yalnız değilmişim. :))) Kusuruma bakmayın geç cevapladım, yorgun ve isteksiz hissediyorum kendimi, sanıyorum mevsimin etkisi de var. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.