"Kız çığlık atar" |
Kızın Anası ve Nineleri Geldi
Kız kalkmış yerinden ve gidip kapıyı açmış merak içinde.
Karşısında Anası ve ninelerini görünce, bir çığlık atmış elinde olmayarak.
Oturanlar çok telaşlanmışlar bu çığlıktan ve oğlan fırlamış yerinden kapıya
doğru.
Kız gördüklerine inanamamış önce, yanına gelen oğlana söylemiş, onu tanıştırmış annesi ve nineleriyle. Hep birlikte gelip oturmuşlar masaya.
Ev sahibi adam memnun görünüyormuş halinden, yaptığı
şeyden ötürü de çok sevinmiş. Kıra gezmeye gitmeden önce yeğenine tembihlemiş,
“Köye git, kızımın ne kadar yakını varsa al getir” demiş, kızı istemeye
geleceklerini haber aldıktan sonra.
Biliyormuş kızının da oğlanı sevdiğini,
kızıyla konuştuğunda öğrenmiş sevdiğini. Oğlanı da araştırmış uzun bir
süredir, hiçbir kötülüğünü duymamış.
"Hazırlanan Yiyecekler" |
“Eee herkes burada olduğuna göre, neşelenmenin zamanı
değil mi şimdi?” diyerek gülümsemiş ev sahibi adam herkesin gözlerinin içine
bakarak. Şaşkınlık içinde olan kızın ailesi ne diyeceğini ve ne yapacağını
şaşırmış haldeymiş. Bir süre birbirlerine bakmışlar ve en sonunda kızın babası
konuşmuş.
Kızının gözlerinin içine bakarak: “Kızım sen ne diyorsun,
gördüğüm kadarıyla gözlerinin içi gülüyor.” Demiş ve kızına hayran hayran
bakmaya devam etmiş. Herkesin başı kıza çevrilmiş ve dudaklarından dökülecek
kelimeleri merakla beklemeye başlamışlar.
Kız başını kaldırıp masada oturan tüm büyüklerinin
gözlerinde dolaşmış bir süre gülümseyerek ve en sonunda oğlanın gözlerinin
içine bakarak “ben kabul ediyorum” demiş kendinden emin bir şekilde, ses tonu
ve vücut dili de aynı şeyi söylemiş.
"Kız Sözlendi" |
Oğlanın babası iki elini birbirine çırparak havada
“Duymadın mı velet, daha ne bekliyorsun öpün birlikte büyüklerinizin ellerini.”
Deyivermiş sevinçten…
Derken onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine misali
zaman su gibi akıp geçmiş, nişan, düğün ilk çocuk derken iki çocukları olmuş,
biri kız diğeri erkek. Oğlanın köyünde yaşamışlar, her iki köyün de
ortasındaymış köyleri ve herkes istediği zaman birbirlerine gelip gitmiş. Her
üç aile de birbirleriyle kaynaşmışlar yıllar içinde.
Bir anda irkildim ineklerin sesiyle ve karşıdan bir kadın
bağırıyordu: “Cavırın eniği, şu hayvanlarına bak doğru dürüst, babana decem
seni kemiklerini kırsın bi gözel…” taş fırlatıyordu benim inek ve buzağıya.
Bahçelerine girmişler yine. Fasulyelerini yemiş biraz, farkına varmışlar iyi
ki de, daha fazla zarar vermemişler.
Hemen ayağa fırladım, koşturdum ineğin yanına ve sürüp
getirdim diğerlerinin yanına. Abla da uyanmış gürültüden, ne güzel de uyuyordu
halbuki, suçlandım için için kendimce.
Not: 11/13
26-08-2017-19.40
Great post!
YanıtlaSilYou have a nice blog!
Would you like to follow each other? (f4f) Let me know on my blog with a comment! ;oD
Have a great day!
xoxo Jacqueline
www.hokis1981.com
hokis 1981,
SilTeşekkür ederim, nazik yorumunuz için. Ziyaretiniz sevindirdi beni. Bloglarınızı elbette ziyaret edeceğim. Hoşça ve mutlu kalın. :)