"Toplanan Çekirgeler" |
Göyneğime Kavuştum
Biraz daha çekirge topladık birlikte ve otlardan tohum da
topladık kafesin içine attık. Güneş batmaya yakınlaşmıştı artık gitme vaktiydi
köye.
Eve geldim, ineği evin önüne getirince ahırın kapısını
açıverdim ve koşturarak merdivenleri tırmandım, anam beni görünce telaşımdan
şaşırdı “Hayrola olum, atlı mı var arkanda, ne bu telaşın?” dedi.
Üstümün çıplaklığını fark edince de iyice telaşlanıp meraklandı: “Kavga mı ettin sen biriyle, de bakem bana?” diyerek işini bırakıp yanıma geldi.
Üstümün çıplaklığını fark edince de iyice telaşlanıp meraklandı: “Kavga mı ettin sen biriyle, de bakem bana?” diyerek işini bırakıp yanıma geldi.
“Yok ana yok, kavga falan yok, palazlara kafes altı
arıyorum sadece” dedim ve bezleri karıştırmaya başladım acele acele. Yan tarafımdaki
kafesi de yeni gördü anam, “cık cık” etmişti palazlar içinde. “Amanııııın,
palaz mı duttun sen?” dedi bana bakarak.
Kızdı mı sevindi mi pek anlayamadım ama aldırdığım da yoktu. Aradığım bezi bulmuştum o anda ve kafesi alarak fırlarcasına koşturdum dışarıya tekrar.
Kızdı mı sevindi mi pek anlayamadım ama aldırdığım da yoktu. Aradığım bezi bulmuştum o anda ve kafesi alarak fırlarcasına koşturdum dışarıya tekrar.
"Bağlanmış İnekler" |
Göyneğimi kafesten kurtaramamıştım daha, biraz sonra kurtulacaktı. Elimdeki bezi sallayarak gösterdim ablaya.
“Gel gel, yukarıya gel” dedi ve çıktım basamakları. Hemen
iğneyle ipliği getirdi, ipliği iğneye taktı. Uzun bir iplikti iğneye taktığı.
Kafesi ters tutarak göyneğimi kurtardı kafesten ve getirdiğim bezi üzerine
örterek tekrar ters çevirip koydu kafesi yere, bezin kenarlarından sık
aralıklarla iğneyi geçirmeye başladı hızlı hızlı. Beş dakika sürmemişti bu
işlem,
Gözlerimin içine bakarak “Al bakalım, tamam şimdi kafesin,
yem ve su ağzı da burası işte.” Diyerek verdi elime. “Sağ ol” dedim sevinçle ve
göyneğimi de alarak tekrar hızla evimize döndüm.
"Bahçelerine zarar verilen kadın" |
Evimizin önünde, bahçelerine zarar verilen kadın vardı,
beni görünce ters ters baktı bana önce ve anama seslendi sonra. Korkarak
yaklaşıyordum yanına doğru, tam da yanından geçerken yakaladı sağ kulağımdan ve
canımı yakacak kadar çekip bıraktı, hızla çıktım merdiven basamaklarını.
Anam göründü merdiven başında “Çıksana gıı yukarıya, ne
bağırıyon orda, dünya yıkıldı da altında mı galdın ha?” dedi anam kadına.
“Çıkmacem gelin, şu oğlunun kulağını çekin de bi daha ineğine iyi sahip olsun demeye geldim sadece, bi daha gelmem, oğlunun kulağını koparırım oracıkta bilmiş olun gari!” dedi ve hızla dönüp gitti.
“Çıkmacem gelin, şu oğlunun kulağını çekin de bi daha ineğine iyi sahip olsun demeye geldim sadece, bi daha gelmem, oğlunun kulağını koparırım oracıkta bilmiş olun gari!” dedi ve hızla dönüp gitti.
Bu kadar hafif atlatmıştım ilk defa, anam kızdı, söylendi
biraz “olum dikkat etsene sen de accık, böle her önüne gelen kapıya dayanmasa
olmaz mı sanki, keyif mi alıyon bu işleden sen?” dedi kızarak.
Ben ise palazların derdindeydim, bu gece ve daha sonraki geceler için sıcak bir yer yapmaya çalışıyordum ocağa karşı bir yerde.
Ben ise palazların derdindeydim, bu gece ve daha sonraki geceler için sıcak bir yer yapmaya çalışıyordum ocağa karşı bir yerde.
26-08-2017-19.40
Halil GÖNÜL
Görsel: Google Görseller
:) bende ufak iribaşları dereden toplardım onları bi tasa koyardım beslemek isterdim. Onları balık yavrusu sanıyordum, meğer onlar kurbağa yavrularıymış bunu sonradan anladım :) Yaş 5 yada 6. O zaman ki hevesim hiç bitmemiş ki şuan 200 litre akvaryum da 2 tane 20 cm lik balıklarım var. :)
YanıtlaSilFakir Yazar,
Silgüzel bir anı olmalı. aslına bakarsan komik de sayılır, çünkü benzer şeyler çocuklukta yaşanır bazen.. bizimkileri de kedi devirmişti. :)
anne gibi var mı? anneniz sizi teyzenin elinden kurtarmış.. :) aslında çok ilginç bir hikaye olmuş..seri dizisi gibi üst üste yayınlamışsınız..kaleminize sağlık..bu hikaye dizisinden iyi bir kitap çıkar diye düşünüyorum.. :)
YanıtlaSilbu arada palaz kelimesini de ilk defa sizden duydum..google bakayım dedim,"keklik, turaç, güvercin, kaz, ördek gibi kuşların yavrularının civcivlikten sonraki durumuna verilen admış.." eski köy yaşamları çok farklı oluyor.. :)
Ertuğrul Yıldırım,
Silköy yaşamı doğayla iç içe bir yaşamdır bana göre, doğaya zarar verdiğin zaman kısa sürede zararın karşılığını görüyor insan.
Kitap konusunu düşündüm de belki ileride toplarım hepsini bir kitap halinde. Bu blog biraz da ona yönelik zaten.
İlgi ve öneriniz için teşekkür ederim. :)