SAYFALAR

Cumartesi, Şubat 24, 2018

Bu İnsanların Kökünü Kazıyacaksın Abi-3-Abim'e deyem!

"Basma don"
Kaptanla Sohbet

                “Abime deyem, abi ben neye gızıyom insanlara biliyon mu?”

                “Neye?”
                “Abime deyem, abi valla billa riyakâr bu insanlar iki değil otuz iki yüzü var sanki; yanardöner mübarekler. Hökümet domalın etcem diyo, herkes sıraya giriyor donu tumanı sıyırıp da hemen. Ula bi durun bi, bi bakın ne deyo deye; yok, yok bakan eden tutan. Aha mazot ne hale geldi, iş desen yok zaten, bir yere vardık mı kamyonlar dizili, bedavaya yük taşıyoz annayacağın. Para kazanmak yok, öğünleri bile teke indirdik parasızlıktan. –gırtlağını tık tık ediyor- valla abim bazen kızıyom da arabayı yakasım geliyo, arkasından da oğlum salaklık etme, ekmek teknesine sıçılır mı diyorum kendime kızıyorum yine.
                Valla Allah seni inandırsın, garıya iki metire basma bile alamadım kendine yeni bi don diksin deye, gözüme gözüme bakıp duruyo eve vardığımda hele o sofraya oturmak yok mu karşısında, artık böyük olanı karşısına oturtuyom da kurtuldum bakışlarından. Don da don deyo garı, başka dediği bi şey yok. Haklı, o da ne yapsın, elli yamalık oldu belki donda, alaca belece, bazen şaka babında takılıyom da kendine kızıyo bana; "valla garı senin donun bursa gumaşı gibi, yamalığı bile bulunmaz bundan sonra" deye. Çocukların önünde bi şey deyemeyo garibim benim yahu. Aslında bir bilse yağımın nasıl eridiğini, belki de bildiğinden bi şey demeyodur diye düşünüp teselli ediyom kendimi…”
                “İşte abi, sanayi göründü ne de eyi sohbet kaynattık, dillerine sağlık abim, benim için de eyi oldu zaman akıp gitti hızlıca, hiç sıkılmadım sayende. İşin çabuk görülür inşallah, böyük derdi olmasa bari bir de böyük masraf çıkarsa canın yanar bilirim.”
                “içeri girmene gerek yok kaptan, beni şöyle kenarda bırakırsan sen de yolundan kalmamış olursun.  Borcum ne kadar? Elimi cebime atar gibi yaptım.  Neredeyse kaza yapacaktı olur mu abi, küfür mü ediyon sen bana?” diye sağ elini direksiyondan çekip benim para çıkarmamı engellemek için aniden hamle yapınca.

                “Estağfurullah, olur mu hiç öyle, usulden sordum işte. Sağ ol. Umarım tekrar görüşme imkânımız olur da öderim borcumu. Hadi in de bir yemek yiyelim hiç olmazsa ben de acıktım hem de fil gibi.”

                “Abime deyem, sağ ol abim benim, zamanım yok benim, geç bile kalacağım teslim etmede, yük zamanında teslim olmazsa bir dahaki yük almada sıkıntı veriyorlar, adımız gaytarıcı’ya çıkıyo hemen. Hiç bakmıyorlar gözümüzün yaşına iki defa aynı şey oldu mu siliyorlar anlayacağın, başkalarına da telefon edip söylüyorlar biliyon mu? Ben gidem bir an önce. Hadi Allah işini rast getirsin abim benim.”
          Daat daaat klakson sesi ve ara gazları vites yükseltmeleri eşliğinde el sallayarak ilerledi delikanlı Ford.

Devam edecek.

Görsel: Google Görseller

4 yorum:

  1. "valla garı senin donun bursa gumaşı gibi, yamalığı bile bulunmaz bundan sonra" 😀 pazar sabahı iyice güldüm,Allah'da sizi güldürsün..güzel yazıydı,emeğinize sağlık..🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ertuğrul Yıldırım,
      amin cümlemizi, teşekkür ederim; dilerim ömrünüz boyunca gülersiniz. hoşça kalın. :))

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.