SAYFALAR

Pazar, Temmuz 12, 2020

Zafer'in Çocukluğunda Bayram Namazı

Bayram Namazları Eşitlikti Yaşlı ve Çocuk İçin

                Zafer, çocukluk yaşamını ilk tarıma geçenlerin yaşamına benzetir; tıpkı onlar gibi toprak, hava ve diğer canlılarla iç içe yaşadıklarını hatırladıkça gözleri parlar, içini garip bir sevinç kaplardı. Anılarına dalardı sıcaklığını daha da artırsın diye. Soğuk ve ayaz zamanlarda oldukça işe yarardı sanki. Titremesinin durduğunu bazen de terleme hissettiğini bilirdi.

            Zafer’in gözleri önünde “A Emmi” ve “Ellem Amca” el sallar gibi oldular kendisine. Suratı asık ve gergindi alabildiğine. Nasıl olmasın ki, kafasının içi allak bullaktı sorularla, belirsizliklerin içinden çıkamıyordu bir türlü çocuk aklıyla.
            Tam hatırlayamadığı bir bayram namazından çıkmışlardı birkaç arkadaşıyla birlikte. Tam caminin kapısından çıkınca ilk sırada olup herkesin elini öpmek istiyorlardı bayramlaşırken. Babalarıyla ayrıydılar içeride. Çocuklar yaramazlık yapıp yaşlıları yanıltıp kızdırdıkları için caminin balkon denilen üst yarım kata –çekme kat- alırlardı belli bir zamandan beridir.
            Zafer telaşla çıktı kapıdan, arkasından arkadaşları geldiler birbirinin elbisesinden asılarak. Birbirinden ayrı düşmek istemedikleri için aralarına kimse girmesin diye icat etmişlerdi arkalarından tutmayı. Ayakkabılarını koydukları yerden alıp giydiler aceleyle ve geçtiler sıraya duvara sırtlarını vererek. Her gelenin elini öpüp “bayramın mübarek olsun amca” diyorlar öptükleri eli alınlarına değdirip sonra da bırakıyorlardı. Elini öptükleri amca da başlarını okşayıp ya da yanaklarını sıkarak “çok bayramlar gör evladım” derlerdi. Dünyanın en tatlı ve sıcak duygusunu hissederlerdi çocuk bedenlerinde.
            Bayramlaşan her çıkan, sıradakiyle bayramlaşıp yanında sıraya geçerdi gelenler de aynı şeyi yaptığı için sıra uzar giderdi bahçe kapısına doğru. En son kişi camiden çıktığında ilk sıradakiyle bayramlaşmasının arkasından çözülmeye başlardı sıra. Elbette ilk sırada oldukları için Zafer ve arkadaşları koşturmaca evlerinin yolunu tutarlardı hemen. Kimseler siz çocuksunuz, çoluk çocuk işi değil dememişti, namazlarını bitirip bayramlaşma sırasına girip bayramlaşmışlardı çoluk çocuk ve yaşlılarla birlikte. Ha bir yaşlı ha bir çocuk herkes eşitti, birer insandı.
            Topukları kıçına değe değe eve doğru uçuyordu. Ayaklarının yere değdiğini hissetmeden havada uçarak vardı eve. Basamakları ikişer üçer çıktı yine uçarcasına ve lastik ayakkabılarını sağa sola fırlatarak anasının ellerine yapıştığını daha biraz önceki gibi hissediyordu. Anası yanaklarını avuçlarının içine alır kokusunu derin derin içine çekerek gözlerinden öper “el öpenlerin çok olsun, çok bayramlar gör yavrııım” der, hemen kuşağına davranır, ne varsa şeker, para bazen de cicili biçili renkleri olan yumurta büyüklüğünde içi dolu lastik top verirdi. 

Devam edecek...
Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.