İngilizce öğretmeni |
Zamanlar
gelip geçiyordu sürekli hiç bana sormadan. Bense kendi zamanımı yetiremiyordum
bir türlü. Sürekli yeni arkadaşlar ediniyor birlikte oturup kalkıp sohbetler
ediyorduk. Çok güzel edebiyat sohbetlerimiz ve sosyoloji sohbetlerimiz oluyordu
genellikle.
Arkadaşlarımız
arasında sosyoloji mezunu vardı ve bitirme tezi “İntihar olayı” imiş. İntiharın yüce bir şey olduğunu ve erdemlilik
olarak değerlendirdiği bir tezmiş ve 100 almış tezinden. Savunmaları da
genellikle askeri alandan seçilmiş. Örnek olarak: Bir askerin cephede esir
düşmesi ve esir düştüğünde konuşup birliğini ele verme ve birliğinin yok olma
riskine karşılık kendini kendine verilen atropin isimli iğneyi yaparak intihar
etmesi durumudur. Askerî açıdan bakıldığında haklı gibi görünen bu durum sosyal
yaşama aktarıldığında bana normal bir durum gelmiyordu ve uzun boylu
tartışmadan sonra ben arkadaşı ikna edebildim erdemlilik olmayıp tam tersine
yaşamın yükünden kaçarak ölüme saklanma olayı olarak baktım meseleye.
Genellikle
de öyle olmaz mı? Yaşamın yükünü kaldıramayan insanlar kaçış ararlar dert ve
tasalarından kurtulmak için ve bu durum da bana göre zayıflıktır. Neyse geçeyim
bu tatsız konuyu.
Bir
öğleden sonra yine her zamanki gibi bir gurup arkadaş öğle yemeği için çarşıya
çıktık ve dönüşte yürürken durakta Devlet Su İşlerinden bir gurup başka
arkadaşı gördük durakta servislerini bekliyorlardı.
İçlerinden
benim samimi olduğum bir erkek arkadaş beni görünce 100 metre kadar mesafeden,
yanındaki bayan arkadaşına bir şeyler söylemeye başladı el kol hareketleriyle
birlikte. Dikkatimi çekti bir anda ve gözlerimi ayıramadan devam ettim gülerek
onlara doğru ilerledim.
On
metre kadar yaklaştığımda “İşte senin Ümit’in hocası geliyor, kesin odur.” Dediğini
duydum yanındaki bayana. “Merhaba” diyerek tokalaştık birlikte ve beni
tanıştırdı bayanla.
Benim İngilizce çalıştırdığım Ümit’in İngilizce
öğretmeniymiş ve daha yeniymiş meslekte. “Anlamalıydım” dedi biraz kızgın biraz da
buruk bir edayla bana bakarak. “Vallahi Ümit beni rezil ediyor sınıfta ve ben
de dayanamadım bir gün sınıfta, otur Ümit yerine bir daha sana söz hakkı yok”
dedim. O gündür bu gündür her derste el kaldırsa da hiç söz hakkı vermiyorum
artık çünkü korkuyorum iyice, yıldım. Ne zaman bir eksik veya yanlışımı bulacak
diye tedirginlik yaşıyorum sürekli ve rüyalarıma da girdi kabuslar görmeye
başladım.
Korkulan Öğrenci |
Bir
kabusumda yine dersteyiz ve Future-gelecek zaman-tense ve "Futur in the past
tense"-yakın gelecek zaman- gramer yapılarını işliyorum. Ümit dediklerime itiraz
etti. Epeyce tartıştık sınıfta ve ben ikna edemedim, kendi dediğini iddia
ediyordu. Size kaynak getireceğim öğretmenim diyerek çıkıp gitti ve bir kucak
kitap getirip önüme döktü. Daha ilkini açıp baktığımda Ümit’in haklı olduğunu
gördüm ama iş işten geçmişti benim için. Sınıfın önünde rezil olacaktım hatalı
olduğumu kabul edersem. Kan ter içinde uyanıverdim ve bir daha uyuyamadım o
gün. Hakikaten Ümit ertesi sabah bir kucak kaynak kitapla geldi önüme.
Çok
şaşırmıştım ve Ümitle konuyu işlediğimiz ve tartıştığımız anları hatırladım. Aslında
bu iki gramer yapısının çok ince bir detayı vardı ve yalnızca İngiliz
İngilizcesinde kullanılıp Amerikan İngilizcesinde kullanılmadığıydı. Biri kesin gelecek zaman bildirirken diğeri kesin olmayan ihtimal dahilindeki bir gelecek zaman ifade ediyordu.
Üzüldüğümü
ve böyle bir duruma da sebebiyet verdiğim için genç bayandan özür diledim ama
yeterince yarayı almış olduğu için hala yaraları kanıyordu ve zoraki bir
gülümsemeyle gözlerimin içine bakarak samimi bir edayla ve sıcak bir ses
tonuyla “Sizin hatanız yok, hatalı olan benim, daha yeni olmam da cabası. Tam
hazırlanmadan çıktım çocukların karşısına ve korkuma yenik düştüm. Ümit’e
tekrar söz hakkı vereceğim ama korkuyorum hala, bir şekilde tartışma yaratıyor
ve ders kaynayıp gidiyor. Ben de müfredatta geri kalıyorum ve diğer çocuklara
da yazık oluyor. Henüz bir çözüm de bulamadım daha. Ne yapacağımı bilmiyorum
işin açığı.” Deyip başını belli belirsiz
öne eğince çok üzüldüm. “Ben Ümit’le uygun bir şekilde görüşürüm, hallederiz
kısa sürede” deyince de tekrar başını kaldırdığında gözlerinin parladığını
gördüm ve biraz rahatladım.
Tam
o anda servisleri geldi onlar bindiler ve biz de yürüyerek indik daireye.
Şimdilik
burada kesmek istiyorum bu yazımı da sevgili okurum. Anlaşılan biraz daha
sürecek bu seri çünkü: anılar ve olaylar birbirini çekmeye başladı. Bazen iç
içe giriyorlar. Şimdilik hoşça ve mutluca kalın. Gelecek yazılarda görüşmek
üzere.
10-05-2017-1307
Halil GÖNÜL
Görsel:Pixabay.com
future ve to be going to ile ilgili olabilir veya would. eğlenceliydi :)
YanıtlaSilEvet sevgili deeptone, sizin yorumlarınızı göremeyince yalnızlık hissetmeye başladım desem, tiryakiniz oldum galiba:)) Hoşça kalın.
YanıtlaSil