Bill_Gates |
Arkanıza yaslanıp gözlerinizi kapatın
Covit-19 isimli yeni tür Coronavirüs, dünya genelinde
hızlı bir yayılım göstermesi –pandemik- ülkelerin yöneticilerini harekete
geçirdi. En basit çare kapıları kapatmaktı. Öyle de yaptılar. Ülke sınırlarını
giriş ve çıkışlara kapatarak virüsün dağılımını, hareketini kontrol etmek
istediler.
İdareciler bu durumu karantinaya
dönüştürerek ülke içindeki hareketi de kısıtlamaya çalıştılar. Tarihteki salgınlarda
da benzerleri yapılmıştır. Karantina ismi de eskilerden gelir. “kırk gün”
anlamındadır karantina. Bir şehre kırk gün giriş ve çıkışların kapatılmasıdır. Bu
arada her şeyin eskisini taklit ettiğimizin farkında mısınız?
Büyük ihtimalle senaryoydu, devam
etmektedir senaryo. Açgözlü birilerinin gördüğü şeyler var ufukta. Komplo senaryosu
değil yazılıp çizilenlerin bir kısmı. Elbette bilgileri net olarak servis
etmiyorlar ama şifreler veriliyor. Yaşanabileceklerin görülmesi isteniyor belki
de, ya da olabileceklerden yararlanarak emellerine ulaşmak isteyen açgözlülerin
senaryosu. Birileri başka birilerine bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar
gözlerine sokarak! Bu senaryo konularında en çok öne çıkan isim Bill Gates' dir.
Uzun süre, altı ay, bir sene veya
daha fazla süreli olmak zorunda kalınan bir karantina süresi olduğunu
düşünelim. Mevcut haliyle yaşadığımız şartları dikkate alarak, dünyadaki durumu
da göz önünde bulundurarak neler olabileceği, nelerin yaşanabileceğini gözlerimizin
önüne getirmeye çalışalım.
Ülkeler sınırları kapattı, dolaşım yok, üretim –sanayi- yok,
tarım yok veya az. İthalat, ihracat yok. Çünkü herkes kendi vatandaşını
beslemekle uğraşıyor. Yani komşunun komşuya faydası olmayacak.
Sınırlar arasında bu durum
yaşanırken elbette sınırlar içinde de benzer şeyler yaşanacak. Açlıktan ölümler
görülecek ve gittikçe artacak. İnsanların gelir durumu olmayacak, zenginlikleri
olsa bile satılabilen bir şey bulunmadığı için satın alamayacaklar. Talan,
cinayet, hırsızlıklar başlayacak, açlıktan ölmemek için güçlüler zayıfları
öldürecek. Eşkıyalar saracak her yanı. Orduların savaşacak gücü kalmayacak. Devlet
otoritesi ortadan kalkacak…, yeter mi, yoksa sıralayalım mı biraz daha?
İçinde bulunulan senaryoyu
yaratanlar neyi görmek istiyor olabilirler sizce? Ya da senaryo demeyelim,
kendiliğinden gelişen böyle bir durumdan kimler ne tür dersler çıkarır? Kimler sağ
kalabilir –vatandaş ve ülke olarak- ?
Bence çay ya da kahvenizi alıp bir
koltuğa yaslanın ve hayal edin iyi, kötü senaryoları. Kendinizi yönetmen yerine
koyun. Yılmaz Güney’in sözünü tekrarlayın, “hayat bir senaryo, ben de
yönetmenim. İstediğime rol verir, istemediğime yol veririm.” Aynen böyle deyin.
Ama hakkını verin senaryolarınızın. İyi ve kötü senaryolarınızda bağımsız olun,
bırakın hakemliği başkaları yapsın siz senaryonuzun hâkimi ya da savcısı
olmayın. Hayat yargılayacak zaten.
Aynı sözü söyleyen dünyanın en
güçlüleri olursa? 14.05.20
Bu durumun uzaması dediğiniz senaryolara götürebilir bizi. Umarım kısa sürede ortadan kalkar bu durum.
YanıtlaSilTurgay Aksoy,
Silumalım da dediğiniz gibi olsun!