“İki kaşığı yan yana olmayacak kocanın, iki kaşığından birini mutlaka kıracaksın!”
"Hüsnü Bey'in Hali" |
BÖLÜM-35
Hüsnü Bey’in Hali Korkuttu Sultan’ı
KAŞIK
Veysel akşama doğru taburcu olacağını haber aldığında çok sevindi, anası da
bir o kadar sevindi ama yan tarafta yatan hüsnü Bey’e oldukça üzülüyordu. Gelen
giden olmamıştı ailesinden. Bu kadar vefasızlığa nasıl dayanacaktı yüreği,
kendini koydu bir an yerine; başı dönmeye başladı ve hemen oturdu Veysel’in yanı
başındaki sandalyeye.
Veysel anlamasın istedi ama emin değildi Veysel’in anlamadığından. Gözlerini her ne kadar kaçırmaya çalıştıysa da Veysel’den yakalandığı anları olmuştu. Bilmez miydi ellerinde büyüttüğü oğlunu.
Veysel şakalar yapmaya
başladı kendi kendine, bir tür oyun oynuyordu çocukluğunda yaptığı gibi. Anası
görünce gülümsemeye başladı elleriyle Veysel’in yüzünü avuçlarının içine aldı,
gözlerinin içine bakarak. “Bak oğul, taburcu oluyorsun işte, daha ne isterim
ben, dönüyoruz evimize. Kaygılanma hiçbir şeye” dedi yutkunarak. Sözlerin çok
anlamı yoktu aslında, biliyordu ama laf olsundu işte ağzından döküldü.Veysel anlamasın istedi ama emin değildi Veysel’in anlamadığından. Gözlerini her ne kadar kaçırmaya çalıştıysa da Veysel’den yakalandığı anları olmuştu. Bilmez miydi ellerinde büyüttüğü oğlunu.
“Ben Hüsnü Bey’e bakmaya
gidiyorum, rahat dur anladın mı!” diye şaka yaptı zoraki gülümseyerek. Veysel
anasının içini okuyordu adeta. Aklından geçenleri bile okuduğundan emindi, ne
gelirdi ki elden, teselli etmeye çalışmaktan başka. Ellerinde avuçlarında kalan
tek sığınaklarıydı birbirlerine sarılıp lafla da olsa teselliye çalışmak.
“tamam, anacım, benden de
selam söyle, taburcu olacağımı söyleme olur mu?” kapıdan çıkarken arkasına
dönüp baktı Veysel’e gözleri gülüyordu sanki başını sallayarak “tamam” dedi ve
dönüp çıktı kapıdan.
Hüsnü bey yapayalnız
tavana bakıyordu Sultan’ın içeriye girdiğinde, farkında değildi geldiğinin.
Önce uyuduğunu düşündü Sultan, yanına vardığında uyumadığını görebildi ama
tedirginliğini bastırmaya çalıştı.
Hüsnü bey irkilerek başını
çevirdi Sultan’a doğru, gözleri dolu doluydu, yutkunuyordu. Bu günleri
göreceğime ölüp gitseydim keşke diye geçirdi içinden bir an ama teselli için
tutunacak bir dal arıyordu kendince. Hangi dalı tutmuşsa elinde kalmıştı,
saklanacak bir yanı yoktu artık. Yüreğini açsa ne olacaktı sanki onları daha
fazla üzecekti kendi haliyle. Toplamaya çalıştı kendini.
Hafif kıpradı yerinde
geriye çıkıp yaslanabilmek için, Sultan yardım etmek için elini uzattığında
gülümseyerek “sağ olun dünür Sultan, dileğim her istediğinizi gönlünüzce
olması, elimden gelen bir şey olursa eğer…” diyebildi, başladı hüngür hüngür
ağlamaya. Elleriyle yüzünü kapattı bir süre hıçkırırken…
Sultan ne yapacağını, ne
diyeceğini şaşırdı bir an gördüklerinden. Koskoca dağ gibi adam ağlıyordu
karşısında hüngür hüngür… Daha ne olabilirdi ki!.. Bir süre sessiz kaldı olduğu
yerde ayakta dikildi, başı önündeydi. Elinden hiçbir şey gelmiyordu…
Bir süre sonra Hüsnü Bey
ellerini yüzünden çekip iki yanına uzattı. Derin derin nefesler alıp verdi
birkaç kez. “Sevgili dünürüm ben senin hakkını nasıl öderim ki, ne desem
bilmiyorum. Allah gönlünüze göre versin inşallah. Kalmışsa daha ömrüm o da
sizlerin olsun. Veysel de sen de çok iyi insanlarsınız, kendi karım ve
çocuğumdan beklediklerimi sizler yaptınız bana, biraz utandım aslına bakılırsa
ama her şey ortada işte utanılacak bir durum varsa utanması gerekenler
utansın. Beni merak etmeyin, daha iyiyim
sayenizde. Sen Veysel oğluma daha iyi bak, ben idare ederim, şimdilik bir
ihtiyacım da yok zaten. Sağ ol, ayakların ellerin dert görmesin dünür. Kusuruma
bakma benim biraz uykum gelmeye başladı, geceden uyuyamadım da.
“Sen hiç üzülme dünür,
hele bir çıkalım buradan her şey yoluna girer, elbirliğiyle yoluna sokarız her
şeyi. Gelirler biraz sonra. Ne olur kaygılanma sen, yabancı mıyız biz?” Hüsnü
bey gözlerini yummuştu sultan konuşmaya başladığında. Adam her şeyini toplamış
olmasın Allah’ım, biraz daha ne olursun! Diye geçirdi içinden. Haydi, Allah
sana rahatlık versin dünür, uyu biraz, daha da rahatlarsın uyuyunca… Hüsnü
Bey’in uyuduğunu düşünerek ses etmeden parmak uçlarına basarak uzaklaştı
yanından. İçine bir korku düştü.
Görsel: Google Görseller
Halil Gönül
Devam edecek.
iki kaşıktan birini kırmak kolay değil,çok zor bir durum..veysel gibi dünür gibi insanlara ihtiyaç var hele de bu zamanda..hüsnü beyin durumu çok üzdü,veyselle dünür hüsnü beyi çok sevindirmiş..🙂 umarım hikayenin sonunda çabucak iyleşir..emeğinize sağlık..🙂
YanıtlaSilErtuğrul Yıldırım,
Silteşekkür ederim, hüsnü bey pek iyi görünmüyordu Sultan'a göre. :)