Çıtır Erik ve Çıtır Kız-1-Can Eriği

"Can Eriği-Çıtır Erik"

Can Eriği

                Erik çalmaya giderdik can arkadaşımla birlikte, köyün dışındaki bir bahçeye. Can eriği vardı o bahçede bir ağaç. Can mı can, çıtır çıtır olurdu o erik. Biz can eriği derdik ona, canımız kadar çok severdik yemesini çıtır çıtır.
                Olgunlaştığı zaman o kadar lezzetli olmaz, hafif olgunlaşmaya başlayıp tadını aldığı zamandır temmuz, ağustos ayları. Bazen eşek üstünde yol alırken bahçemize doğru, bir kol uzatımdadır dalları yola doğru. Şemsiye gibi açılmış dallarından fışkırır yemyeşil çıtır erikler.

                Her zaman alamazdım eşek üstünden, gelen geçenler de aynı şeyi yaptıkları için yola yakın dallarda kalmazdı kısa sürede. Bir gün akıl ettim, at üstünde dikilen adamı. Bir kolayını bulmuştum çıtır eriklere ulaşmanın. Eşeğin semeri üstünde dikilip uzanacaktım çıtır erikli dallara. Ulaştım da, topladım üç beş tane. Çıtır çıtır yiyerek gittim bahçemize.

                Bu erik o kadar, hatta çevre köylere bile yayıldı ünü. Adamdan dal isterlermiş dikmek için, adam vermezmiş kimseye. Çekirdekten dikenler olmuş ama olmamış bir türlü.  Çünkü herkes tam olgunlaşmadan yediği için çekirdeği de olgunlaşmamış olurmuş. Nedense kimse akıl edememiş olgunlaşmış eriğin çekirdeğini dikmeyi.

                Kızlar, erkekler çıtır erik hediye ederdi sevdiklerine. Bir tür söz mendili gibi bir şeydi çıtır erik. “Ye beni” veya “yerim seni” anlamlarına gelirdi çıtır erik hediye etmek. Eğer hediye edilen kişi verildiğinde hemen yerse “yedim seni” anlamına gelirdi. Evlenme çağındalarsa birkaç gün içinde dünür gidilir ve iş tamama bağlanırdı “Allah tamamına erdirsin” denilerek.

                İlkokul bitince babam da köyden taşınıp şehre göçmeye karar verdi, köyde işler pekiyi değildi zaten, zar zor karnımız doyuyordu. “Hiç olmazsa sigortamız olur, çoluk çocuk gün yüzü görür, kendilerini kurtarır” diye düşünmüştü ve anamla konuşmuştu. Anamın okuma yazması yoktu, kerrat cetvelini ve alfabenin harflerini ben öğretmiştim kendisine. Alışveriş yaparken hesap yapabiliyor iyi kötü harfleri tutuşturabiliyordu.
                Babam ilkokul üçten terk ama askerlikte öğrenmiş iyice okumayı yazmayı. İlk Herkül adlı kitabı okumuştu bana daha okumayı sökmeden. Üç beş sayfalık küçük bir kitaptı. Kocaman kocaman yazıları vardı neredeyse insanın gözüne giriyorlardı kitaptan fırlayarak.

1/6

Devam edecek.

2/6 gelsin...

3/6 gelsin...

4/6 gelsin...

5/6 gelsin...

6/6 gelsin...

Görsel: Google Görseller