Aşk!
-Aşk'ı anlatanlar yalan söylüyorlar. Yaşanılan aşksa eğer anlatılamaz. Anlatmak istendiğinde kelimeler yetersiz kalır. İşte bu yüzden anlatılamaz. Geveze hovardalar vardır ya hani, birisiyle selamlaşsa anlatır da anlatırlar. Dinleyen de sanır ki bir şey var aralarında, ama nerdeeeeeeeee.
-Çok ciddiye alıyorsun sen bu meseleyi.
-Evet, sadece ben mi, dünya ciddiye alıyor be. Ciddiye
aldıklarından yaşamış gibi davranıyor herkes.
-Haydi ya! Hiç mi yok yani bu işi adam gibi yaşayan?
-Var var, var da, onlar da anlatamazlar zaten. Çünkü yaşarken
ne olduğunun farkına varamazlar. Bir sarhoşluk halidir. Ne yaptığını, nereye
gittiğini, neyi neden dediğini, yaptığını anlayamaz. Bilinç hali dumura
uğramıştır. ‘sarhoşun mektubu okunmaz’ diye boşa dememişler her halde. Bilinçli
olunamayan bir an veya anlar nasıl hatırlanılır da anlatılabilir? Aklın yatıyor
mu?
-Her önüne gelen aşk anlatıyor ballandıra ballandıra.
Kandırıyorlar mı?
-Öyle demek etik olmaz. Niye kandırmaya çalışsınlar ki!
Yapmaya çalıştıkları başkalarından farklı olduklarını göstermek sadece. Şanslı
kişi olduğunu kendisine inandırmaya çalışıyordur belki de. Belki de bu konuda
insanların zafiyetinden yararlanmaya çalışıyor olamazlar mı? Toplumun
fertlerine aşktan bahsedildi mi salyaları akar ya da gözyaşlarıyla birlikte
sümükleri.
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.