İnsanın İçi Harmanyeri mi?
Harmanyeri |
Bazı
şeyler gelip oturuyor insanın içine, bir daha kalkmamasıya. Harmanyeri gibi,
sahipsiz. Bir şey söyleyen olmuyor mu oturana? Bir sürü organ var, dalak,
böbrek, yürek daha neler neler. Şu gönüle ne demeli, ya yürek? Hiçbirisi de
rahatsız olmuyorlar da tek rahatsızlık duyan ben miyim yani?
Yıllar
yılları kovaladı şimdiye kadar, ne yavaşlatabilmek elimdeydi ne de
hızlandırabilmek. Kendi kendine başını alıp gitti daima. Yaşlılıkta neden aynı
hızla ilerlemiyor bu zaman, bazen kımıldamıyor gibi geliyor bazen ise
koşturuyor ışık hızında.
Bazen
içimde birden bir acı beliriveriyor. Nedenini bilmiyorum, bilmediğim gibi
çözemiyorum da. Çözebildiklerim var. Var var olmasına ama hazmetmek zor geliyor
onları da. Nasıl hazmedeyim ki yuttuğumda çiğnemeden yutmuşum hepsini de.
Midemin bir köşesinde oturmuşlar keyif çatmaya devam ediyorlar hep yaptıkları
gibi. Ya yüreğimdekiler, gönlümdekilere ne demeli. Onlar da mı çiğnemeden
yuttuklarım.
Yüreğim
öyle çok sızlıyor ki bazen. Bir şey oluveriyor ve başlıyor inceden bir sızı.
Gönlüm dersen çöl, yanıyor kavurucu sıcaklardan. Bir damla su bulsa cansuyu
olacak her şeye ama nerdeee. Sağanak yağsa bir damlası düşmüyor bile, daha
havadayken buharlaşıyor tüm damlacıklar.
Belki diyorum belki bir umut: haftalarca, aylarca şiddetli yağış olursa
ortalık biraz da olsa serinler de damlalar düşmeye başlar gönlümün
çoraklıklarına.
Hadi
hayırlısı, hızımı aldım gidiyorum ben. Nereye çıkar bu yol, belirsiz. Sanki
herkesin hayatı anlamlı da tek benimkisi anlamsız. Sap gelip saman gidiyor
muyum yoksa diye hayıflanıyorum arada bir. Olmadı mı hiç değdiği yaşamaya, yok
mu hiç aklına gelen, tadını unutamadığın iyi bir an. Hay aksi diyorum içimden,
bir türlü bir şey gelmeyince aklıma. Bu nasıl olur, koskoca altmış yetmiş yıl
boşu boşuna mı geçmiş yani. Boşuna mı o kadar dert tasa çekmişim ben bu tozlu,
çamurlu patika yollarda.
Yolun
sonu belli mi değil, görünüp durur aha, karşıda kabak gibi. İster tatlısını yap
istersen turşusunu. Göster marifetini de görelim.
Yine
daldan dala konup geçiştirmek istiyorsun asıl konuyu, öyle değil mi? Ne de olsa
tanıdık sayılır seni biraz. Bir şeyler oturmuş içine bir türlü kalkmıyor
yerinden. Senin de gücün yetmiyor kaldırmaya. Hiç düşünmüyor musun, sen
kaldıramıyorsan oturanları başka kim kaldırabilir ki onları yerinden? Çare
sensin yine. Belki de çaresizlikler içinden seçmen gerekecek. Belki de
kabullenip barış sağlayacaksın onlarla. Düşmanlık nereye kadar devam edecek.
Düşman değilsen bile barışık da değilsin belli. Beynin en önemli özelliği canlı
kalmayı sağlamaktır der ilgili araştırmacılar. bir beyin olduğuna göre sende de
elbette bir çare bulacaktır. Belki de senin için ölümcül değildir meselen.
Oturanlar keyif çatarken sen de seyredersin, kim bilir belki de eğlenmeye bile
başlarsınız ileride, olamaz mı? Olamaz!
Ben
kimim, neyim diye sorular düşüveriyor bazen aklıma. Aklıma diyorum çünkü benim
böyle sorular sormak gibi bir derdim yok. Sorulara boğan bir şeyler olmalı
benim içimde. Neyse benim suçum değildir umarım. O suçları da birileri
sokmuştur içime mutlaka olur olmadık zamanlarda. Belki de okuduklarımın
eseridirler, olamaz mı?
Etrafımdaki her şeye şüpheyle
bakmaya başladım. Her şey bana ihanet edecekmişler gibi duruyorlar karşımda,
zarar vermek için bekliyorlar fırsat kolluyorlar. İnanın benim hiçbir suçum yok
bu olan bitenlerde. Herkes gibi ana-babadan olup doğdum bende. Olanlar oldu
artık, ne yapalım. Çaresi yok elemekten başka. Kalburla mı elesem, elekle mi
ona karar veremedim. Kalburla elersem, ya hepsi de dökülürse kalburdan. Hiçbir
şeyim kalmaz yaşama dair. Elekten elersem, fazla bir şey geçmez. Bu sefer de
değişen fazla bir durum olmaz. İşte böyle gel-gitler yaşıyorum.
En iyisi önemsemeyeyim diyorum
hiçbir şeyi. Bu seferde onların beni önemsediklerini duyuyorum içimde.
Önemsedikleri için oturup duruyorlarmış sürekli aynı yerlerinde. Eğer
önemsememiş olsalarmış ben böyle olmazmışım. Onlar adam etmişler beni. Nasıl
adamlıksa. Eee her zaman dengi dengine olmuyor. Bazen seven sevilmiyor bazen de
sevilen sevmiyor. Dünya ne yapsın bu kadar tersliğe. Dünyanın da hızı düşmeye
başlamış zaten. Epeyce sonra duracakmış. Ay’mış Dünya’nın hızını düşüren hain.
Sana ne kötülük etti de sen Dünya’ya kötülük ediyorsun hızını düşürmeye
çalışarak. Başı dönecek olan Dünya, Dünya’da yaşayan biz sana ne oluyor?
En iyisi fazla sürdürmeyeyim bu
muhabbeti, başım dönmeye başladı. Ne olacaksa olacak, göreceğiz hep birlikte.
Geleceğe umutla bakarız daima. Ne getirirse getirsin gelecek, geldiklerinde boy
ölçüşürüz öyle değil mi? Şimdiden yanıp tutuşmanın anlamı. Herkes işine gücüne baksın diyor
içimden bir ses. Oturanlardan birinin sesidir mutlaka ama adını, sanını
bilmiyorum ben. 29.06.19
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.