Günlük- -06.04… -2000/
Zafer
-Şimdi başka bir teldeyim. Bazen içimde bir burukluk oluşuverir; garip, zayıf, kimsesiz, aciz birilerini veya bir canlı gördüğüm zaman.
-Neden?
diye yüzlerce, belki de yüz binlerce düşündüğüm olmuştur gençliğimden hatta
çocukluğumdan beri. Neden böyle oluyorum, duygusallaşıyorum bir anda? İçimden
bir şeyler koparcasına acı veriyor; kanlar akıyor sanki şarıl şarıl. Ilıklığını
hissediyorum akan kanların ve kaplıyor içimi. Kan gölü adeta içim.
-
Bazen tam tersi olmalı diyorum, hırslanıyorum; zalimleşmeye çalışıyorum güçlü
hissetmek için kendimi ama bir şeyler oluveriyor hemen öyle düşünüveresiye;
sanki bir şalter kapanıp başka bir şalter açılıveriyor ve içimi bir utanç
kaplıyor anında. Havam birden değişiveriyor kendi ezikliğimi hissediyorum.
Ezenlerden olduğumu ve kendi kendimi ezmişim gibi geliyor; işte o zaman da
utanıyorum zalimce düşündüklerimden.
-Hemen
bir titremeyle kendime geliyorum. Hatırladığım kadarıyla en son düşündüğüm uzun
yıllar öncesinde bir sonuç çıkarmıştım kendimce: zavallıyı ezmek, zavallılığın
daniskalığıdır. Zavallıyı ezen güçlü değil tam tersine güçsüz, basiretsiz,
kişiliksiz biridir fikrinde uzlaşmıştım kendimle.
-Galiba
insan, ezilmenin ve yalnızlığın verdiği acı, çaresizlik ve hiçliği tadınca,
tanıyınca o duyguyu; insanın yüreğinde, vicdanında bir dönüşüm, değişim oluyor.
Eğitim, okuma, merak da etkilidir belki de. Ne bileyim genler de
karışıyorlardır toplarıyla, tüfekleriyle işin içine.
-tam
tersi de olabilirdi. Yaşadığımız hayatın bütün aşamalarında benzer iyi ve kötü
örnekleri görmek mümkün değil midir?
-Duygularımı
daima gizlemeyi başarmaya çalıştım çünkü duygularını ortaya koyan erkek zayıf
erkektir gibi algılamıştım çevremde çocukluğum boyunca. Toplumda öylesi makbul
gibiydi. Hoş! Zaten duygularını ortaya
koysan da kendinden başka kimse göremiyordu ya! Unutuyordum neredeyse; bir de
duvarlar ve eski püskü de olsa yorgan yastık görürdü.
-Haksızlık
etmeyeyim kimseye. Kaş yapayım derken göz çıkarmadan toparlayayım hemen. Açık
çıplak, aç kalmadım genellikle ama sevgi açlığının yanında diğer yoksunlukların
–yoksulluk- yoklukların hiç lafı olmaz. Gözüm toktu her zaman. Çabuk
büyüyenlerdendim ben. ‘büyümüşte küçülmüş bakın şuna’ derlerdi. Güneşle kanki,
ayazla asker arkadaşıydık çocukluktan beri.
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.