Akşam Yemeği
"Akşam Yemeği"
Necati'yle karşılaşmamızın üzerinden 10 gün kadar geçti, ilk aramasında önemli bir işim
olduğu için yemek davetlerini nazikçe geri çevirmek zorunda kalmıştım. Bu
seferki telefonuna olumsuz yanıt vermeye utandım ve kabul ettim yemek davetini.
Çalıştığım dosyanın yazışma dosyalarından ikincisini -son- bitirmeme çok az kaldı.
Çalıştığım dosyanın yazışma dosyalarından ikincisini -son- bitirmeme çok az kaldı.
Yazışma dosyaları bittikten sonra gerisi çok kolay ve kısa zamanda halledebilirdim. İkindi üzerine doğru erken çıkmak için izin istedim. Ellerim boş gitmek istemiyordum yemek davetine. Güzel bir buket yaptırıp, cici kız içinde Barbi oyuncak aldım. Haftanın son mesai günü ve hava da bugün oldukça iyiydi, açıktı eski günlere göre.
Necatiler
bugün izinliymiş zaten. “Erken olsun, bol bol sohbet ederiz” demişti telefonda
“mesaiden çıkınca doğru buraya gel” deyişi kulaklarımda çınlayıp durdu.
Kızılay'da otobüsten indim, geri kalan kısmı taksiyle gittim. Adresi bulmak zor olmadı. Henüz karanlık bastırmamıştı ve göz gözü görüyordu. Taksiden inip bahçe kapısını geçtim tam da zile basacaktım ki kapı açılıverdi birden ve karşımda Necati ve şirin kızını gördüm. Şaşırdım birden, tokalaşıp sarıldık bir süre. “Hoş geldin Halil amca” diyen şirin kız başını yukarıya kaldırmış bize bakıyordu. Eğilip kucağıma aldım şirini, kırk yıllık tanıdıkmış gibi pırıl pırıl sevgi dolu gözlerle bana bakıyordu. “Adın ne senin şirin kız, tanışalım haydi!” dedim gülümseyerek. Elimdekileri Necati almıştı. Bir taraftan da yürümeye başladık kapıdan içeriye.
“Benim adım Şirin, Halil amca.” dedi tatlı sesiyle. Çocukluğunun olanca saflığı üzerindeydi ve kolları boynuma dolanıktı, hayran hayran bakışları vardı yüzüme. Yukarıya çıktık annesi kapıyı açtığında kucağımdan sıyrılıp inmek istedi Şirin ve hafif eğilerek indirdim kucağımdan.
Hoş
geldiniz Halil Bey, çok iyi ettiniz gelmekle ve bizi çok sevindirdiniz. Sizi
zaten tanıyor gibiydik. Necati çok bahsetti sizden. Buyurun salona geçelim.”
diyerek önden yürüdü salona doğru.
Oldum
olası fazla ilgiden sıkılırdım, elim ayağıma dolaşır ne yapacağımı şaşırırdım
hep. Yanlış bir şey yaparım da kırılmalarına yol açarım korkusu sarardı beni.
Bir süre sıkılmam devam etti ama sonra birden rahatlık hissetmeye başladım.
Özellikle Şirin'in ilgisi beni çok rahatlatıyordu. Yaptığı resimleri ve
oyuncaklarını gösteriyordu bana her birinin isimlerini söyleyip tanıştırıyordu.
Barbi de bir isim koydu hemen “Bunun adına Şirine koyacağım” demişti bağrına
basarak. “Güzel” demiştim ben de.
Fazla
acıkmamıştım, fikrimi öğrenmelerinden sonra oturup biraz sohbet ettik, meşrubat
içerek. Anladığım kadarıyla çocuğun önünde babasının intihar girişiminden
bahsetmek istemiyorlardı. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım kendimizi yemek
masasında bulduk.
Necati
bankada çalışıyormuş şef olarak. Hanımı da başka bir bankada çalışıyormuş.
İkisi de üniversite lisans mezunu. Durumları gayet iyiymiş ve kızlarının
geleceği için bir sürü planları varmış, gözleri parlayarak anlatıyorlardı bir
bir. Anlatırken birbirinin ağzından lafları kapıyorlardı ve çok heyecanlıydılar.
Sevinerek ve severek dinliyordum onları. Her ikisi de o kadar saygılıydılar ki
birbirlerine imrendim doğrusu.
Bekar
olduğumu biliyorlardı artık; hatta evlendirmeye bile kalktılar beni. Önce şaka
gibi değerlendirdim ve bir süre sonra ciddi olduklarını anladım. Onları daha
fazla yormamak için arkadaşımın olduğunu söyledim. Biraz hayal kırıklığına
uğradılar ama çabuk atlattılar.
Şirine |
Gece
çabuk ilerliyordu, Şirin’in uykusu geldi ve Annesi uyutmaya götürdü odasına.
Yanağımdan öpmeyi ihmal etmedi tatlı Şirin “İyi geceler Halil amca, yine gel
tamam mı!” deyişi hiç gözümün önünden gitmiyor. Söz verdim Van’a dönmeden önce
tekrar görüşeceğiz.
Şefika
hanım salona girerken, kocasının durumunu bir de benden dinlemek ister gibi bir
hali vardı, hissedebiliyordum bunu. Masayı temizlemeye karar verdi birden,
geceye yeni bir sayfa açmak istediği belli oluyordu. Necati de yardım etti
sofrayı toplamaya; bana el sürdürmediler. Tosuncuk tosuncuk oturdum ben de
masaya yeni getirilenler tamamlanıncaya kadar.
Daha olayın üstünden kaç yıl geçmişti ki, anılar taptazeydi. Belli ki onlarda daha da taze görünüyordu. Şefika çok etkilenmiş durumdan ve kocasını neredeyse hiç yalnız bırakmak istememiş askerden döndükten bu yana. Bankaları bile birleştirmeye çalışmışlar ama tayinlerini yaptıramamışlar bir türlü çünkü bankalarının alanları farklıymış.
Şefika Hanım'ın meraklı sorularına hak vererek anlatmaya karar verdim ama önce Necati'nin gözlerine baktım. Anlat anlat diyordu gözleri…
13-07-2017-0507
Olay zihnimde canlandı gerçekten
YanıtlaSilEyüp Samet ERİŞ,
Silsevindim. :)
İntihar eden birinin yaptığını sevdiğine anlatabilmeyi tahmin edemiyorum..
YanıtlaSilbahce perim,
SilOldukça dolambaçlı anlatmış zaten; o yüzden hanımı beni sıkıştırmak istiyordu anlatmam için. Necati'nin onayını almam o nedenleydi. Rızası olmasa anlatmayacak geçiştirecektim. :))