"Beyin ve İnsan" |
DNA’larımız ve Biz
Çevremize karşı duyarlılığımızı inkâr
edemeyiz elbette. İnsanlar var oluşundan bu yana çevresine karşı hep duyarlı
olagelmişler ve ayakta kalmanın tek koşuludur neredeyse.
İnsanlar
olarak daima çevreyi, doğayı ve doğadaki yaşamı, yaşam çeşitliliğini
gözlemleyerek kendilerinin yaşamına uygulamışlardır. Böylece avcılık ve avcılık
stratejileri oluşturmuşlar; deyim yerindeyse doğayla ve doğadaki yaşamla
özdeşleşmişlerdir.
Doğayla
özdeşleşen canlıların başında insanlar gelmekle birlikte başka canlılar da
vardır elbette. İçinde bulunduğumuz zaman bunun bir ispatıdır.
Uçan kuşları
taklit ederek uçmayı düşünmüşler, balıkları taklit ederek yüzmeyi ve suda canlı
kalabilmeyi öğrenmişler. Ateşi, yazıyı, bulmuşlar; suya yazı yazmanın bir anlamı
olmadığını düşündüklerinde de interneti keşfettiler. J İnternette
yazılan bir yazı dünya ayakta kaldığı süreçte dolaşıma devam etmektedir
günümüzde ve dumanla iletişimin gelişmiş bir durumudur. Dün zirvelerde yakılan
ateşlerin dumanıyla haberleşen ve iletişim kuran atalarımızın evlatları bu gün
internette adına sosyal iletişim ağları dediğimiz bir araçla iletişim
kuruyorlar. J Teknolojide
bu kadar gelişmişliğimize rağmen maalesef insanlık kriterlerinde ilk
zamanlardan bu tarafa çok fazla yol kat edemediğimiz ortada diye düşünüyorum. Vahşi yaşam
dönemlerindeki yıkıcı ve yok edici alışkanlıklarımız hala bizi yönlendirmeye
devam ediyor; kendimizden zayıflara güç uygulayarak isteklerimizi elde etmeye
çalışıyoruz. Hele bir de sürü oluşturduk mu daha da tehlikeli oluyoruz
insanoğlu olarak.
Çağın
gelişen bilim alanlarından birisi olan ve çağa damgasını vuran genetik bilimi,
her yönüyle bu durumu açık seçik ortaya koymaya başladı. Aslında bütün
davranışlarımızın kökeni ilk canlılık tarihimizdeki geçmişimizden aldığımız
dersler olarak gün yüzüne çıkıyor ve aynen korunduğu netleşiyor. Nasıl mı?
İnsan beyninin üç aşamalı olduğunun tespiti ve bu aşamaların sürüngen beyni,
orta ve en üst kısım da gelişmiş ve gelişmekte olan beyin. Hala yaşamımızın
hemen hemen her yönünü en ilkel olan birinci bölüm yani sürüngen beynimiz
yönlendiriyor, adeta diğerlerinin şalteri gibi çalışıyormuş. Hayati bir tehlike
olduğu zaman, kayıtlarını değerlendirerek karar veriyor ve tüm iletişimi
keserek ayakta kalmayı ve yaşamın devamını sağlıyor olması çok şaşırtıcı. Kısaca: Bu
gelişmiş çağda hala bizi yönlendiren, ayakta kalmamızı sağlayan en ilkel
beynimiz. DNA’nın gelişimi çok yavaş kalıyor; çok muhafazakâr bir yapısı var.
Kolay kolay eski alışkanlıklarından vazgeçemiyor. Belki de deneme yapıyor ancak
çok da güvenemiyor kendisinden sonra gelişen kısımlara ve gereken durumlarda
son sözü ilkel beyin söylüyor.
İlkel beyin,
vuruyor, kırıyor, kaçıyor, kaçarak kurtuluyor, çalıyor ama yaşamak için değil
bilinçli bir davranışla. Öldürüyor hiç acı duymadan, empati yapamadan.
Kendisinden zayıfları eziyor, haklarını gasp ediyor, eziyet ediyor… Her yaşamda
öğrenilenler de hemen genlere kayıt edilmiyor, uzun yıllar –yüz yıllar- içinde
denenip eğer ayakta kalmasına ve çoğalmasına katkısı oluyorsa kısmen uygulamaya
sokuluyor. Şimdi bir
soru akla geliyor! Acaba gelecekte acımasız olanlar mı çoğunlukta olacak ve
ayakta kalacaklar? Zayıflar ya da başka bir ifadeyle uyumlu, sakin insanlar yok
mu olacak? Yok olmayacaklarsa bile ayakta kalmaları ve çoğalmaları nasıl
olacak?.. Bu sorular çoğaltılabilir elbette. İnsanlığın
geleceği ne yöne evriliyor? Gelişmeler değerlendirildiğinde ilk zamanlardan çok
daha iyi değil yaşam şartları. Şiddet daha da fazla üstüne üstelik insanın
yarattığı teknolojik silahlar da bu durumu daha da zorlaştırıyor.
09-07-2017-2130
güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim. :)
SilTeknoloji ne kadar gelişirse insanlığımızdan o kadar gidiyor.
YanıtlaSilHaklısınız. Aynen öyle.
Silteknoloji iyi şeyler veriyor aslında ama bu iyi şeyler,teknoloji ilkel beynin eline geçtiği anda yok olabiliyor,maalesef..o açıdan bu yazınız ilkel beyin ile gelişmiş/akıllı beyin arasındaki iç çatışmaları irdelemiş olduğu için çok önemli..kaleminize sağlık..
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHaklısınız, atom hangi niyetlerle keşfedildi ve hangi amaçla kullanıldı! :)